Murat BELGE
Soma faciası her şeyi gölgede bıraktı. Ve henüz kapanmadı da. Madenin en uzak ucuna gittiğimizde olayın “içyüzü”ne de gitmiş olacak mıyız, bilmem ama, pek emin değilim.
Burada Başbakan pek alışık olmadığı bir “karşılama” ile karşılandı. Tabii bu “karşılama”nın görüntülerinin herhangi bir TV kanalında yayımlanması sözkonusu değil, düşünülemez. Ama sonunda gören görecek, duyan duyacaktır. Dereboylarında sazlar, kamışlar, olanları anlatacaktır.
Öfkeli Başbakan’ı habire sinirlendiriyorlar. Buradakiler dursa Alman Cumhurbaşkanı gelip iş çıkarıyor. Ama Başbakan da yılmıyor, gerilemiyor, kahramanca dövüşüyor. Bu “dövüşme” kelimesi de, bu süreç içinde, “metaforik” bir kelime olmaktan çıkıyor. Gitgide, “dövüşme” maddesinde, kelimenin dolayısız anlamının tanımına yaklaşıyor. Danıştay töreninde Başbakan’ın sahneye doğru tehditkâr adımlar attığını görüyoruz. Kolunu tutanlar, falan. Soma’da ise protestoculara doğru düpedüz hamle ettiğini görüyoruz. Ama koruyucu polis kordonu onu da kordonun dışına bırakmıyor.
Gazeteler bundan böyle birinci sayfalarında bir özel köşe oluştursalar çok yerinde olacak. Hani karikatürün falan nasıl belirli bir yeri var sayfada, onun gibi, “Başbakan bugün kime kızdı?” köşesi. Hani hava raporu veren sütunlar vardır: “Boston: 24/14; Viyana: 26/15” vb. Başbakan tarafının bulutu, sağanağı her gün aynı kalır da, öbür sütunda, o gün kızdıklarının listesi değişir. Bir gün Gauck çıkar liste başına; ertesi gün sıra Haşim Kılıç’a gelir. Böyle gider, biz de izleriz.
Bu arada konuştuğu dil de tuhaflaşıyor. Örneğin bir gün kalkıyor, “Cadı avıysa cadı avı da yapacağız,” diyor. Çünkü bu deyimin masum insanları olmadık şeylerle suçlayıp diri diri yakmak anlamında kullanıldığını bilmiyor. Benim yazma günüm gelinceye kadar Hadi uzun uzun yazdı; yeniden üstünden geçmenin gereği kalmadı.
Bir başka mizahî --bunun dışında bir sıfat bulamıyorum-- buluş Başbakan’ın kendini “Tutunamayan” ilân etmesiydi. Yaratıcılığın sonu yok. Selim Işık olsun, Turgut Özben olsun, ikisi de mühendisti. Böyle konularda bilgileri mutlaka vardı. Yani onlar da, bir “Soma faciası”ndan sonra, “1862’de İngiltere’de de olmuştu,” diye anlatabilirlerdi.
“Tutunamayan” Başbakan, Fethullah’ın cumhurbaşkanı da olmak isteyeceğini söyleyip arkasından, “Ama üniversite diploması yok,” diye ekliyor --alabildiğine küçümser bir edayla. Tutunamaya tutunamaya, “inlerine” nasıl ineceksiniz onların? Bence ne olur, ne olmaz, bir yerlere tutunun, tutunarak inin.
Ve gene “tutunamayan” Başbakan, Feyzioğlu’na “Kimsin sen ya?” diye bağırıyor. Bu da tam bir “tutunamayan” üslûbu. Tabii onun bu sorusunun ilk muhatabı değil Feyzioğlu. Şimdiye kadar epey birilerine aynı şekilde bağırdı-- bu “derin mağduriyet” diliyle. “Yahu” da değil, en “pop” diliyle, “yaa” diyerek. İyi de, böyle ikide bir “Sen kimsin ya?” diye bağırana, biri de, “Ya sen kimsin ya?” diye bağırır. Mitolojide Narcissus’a Ekho’nun cevap verdiği gibi.
Bir yığın polis arasında yerde yatan adama tekme sallayan danışmanlarıyla Başbakan bir üslûp ve bir yol tutturdu gidiyor. Bu üslûptan belli ki kendisi çok memnun, çünkü herhangi bir değişiklik isteği, eğilimi göstermiyor. Hoş, bu saatten sonra gösterse de bir inandırıcılığı olmaz.
Tayyip Erdoğan’ın çeşitli bireysel sorunları olabilir, bu denetlenemez öfkesi de o sorunlarından biri olabilir. Ama Tayyip Erdoğan’ın bireysel sorunları Türkiye’nin siyasî sorunları haline gelmemeli. Oysa durmadan, yeniden ve yeniden, bunu yapıyor.
Yukarıda da söyledim. Herkese karşı, yılmadan, kahramanca dövüşüyor Erdoğan. Dövüşüyor da, gitgide, sırtı duvara dayanmış bir adamın dövüşmesini andırıyor onun bu hareketleri. Bu bir “ülke yönetme” üslûbu değil. Kendini denetlemesini beceremeyen bir siyaset adamı olsa olsa ülkeyi denetlenemez anaforlara sokmayı başarabilir. Buna da kimsenin ihtiyacı yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025