Sezin ÖNEY
Başbakan Erdoğan, Budapeşte’yi ziyaret ettikten birkaç gün sonra, Macaristan Ulusal Dans Tiyatrosu’nda Orpheusz adlı gösteri sahnelenecek.
Rus besteci Igor Stravinski’nin bu eseri, Yunan mitolojisindeki Orfeus’un hikâyesine dayanır.
Efsane o ki; Trakyalı Orfeus, dünyanın en muhteşem ozanıdır. Sazını, yani lirini bir eline aldı mı, akan sular durur. Orfeus, “yılanı bile deliğinden çıkarır” derler ya, öyledir.
Orfeus, başına gelen bin bir türlü dertten hep zekâsı ve ozanlığının gücüyle kurtulur; kimseyi asıp kesmez, ezmez.
Bir gün bir nymph, yani insanın içine neşe veren, sadece çalıp söyleyen dans eden bir nevi peri kızına âşık olur. Bu kız Eurydike, Işık Tanrısı Apollo’nun kızlarından biridir.
Düğün günlerinde Orfeus, en güzel, en mutlu şarkılarını çalar. Eurydike de, kahkahalar içinde dans eder. Ancak, çimler arasında dolaşırken, yılanlar dolu bir çukura yuvarlanır; yılanlar Eurydike’nin vücudunu zehirleriyle adeta dağlar.
Orfeus, gözü kara ve ölen Eurydike’yi geri getirmeye kararlı, Ölüler Dünyası’na, yani “yeraltına” iner.
Orada, diller dökerek, ozanlığını konuşturarak, Yeraltı Dünyası’nın Tanrısı Hades’i, Eurydike’yi geri vermeye razı eder.
Yalnız bir şart vardır; Orfeus, geriye hiç bakmayacaktır.
Ancak, yeryüzüne çıktıkları anda, Orfeus dönüp de Eurydike’ye bakar.
Oysa Eurydike henüz yeryüzüne çıkmamıştır. Geriye bakan Orfeus, Eurydike’yi kaybeder; işte böyle bir anlık hata, bir narin detay, tüm emekleri yok eder.
Hayatta, bazı şeyler işte böyle incecik özenler istiyor.
Pierre Grimal’in mitoloji sözlüğünde bahsettiği üzere, her ne kadar “vahşi hayvanlar onun [Orfeus] peşinden geliyor, ağaçlar ve bitkiler ona doğru eğiliyor ve en haşin yaratılışlı insanlar bile” yumuşuyorsa da, ikinci şansı olamaz Orfeus’un.
Erdoğan, Budapeşte’deyken neden mi bu hikâyeye takıldım?
Türkiye de, biraz Orfeus gibi...
Şimdilerde, bölgesinin parlak yıldızı, ekonomik bunalımlardan uzak, yükselen bir değer; tıpkı yeteneğiyle, her türlü belayı alt eden Orfeus’un “büyük felaket” öncesi hâli gibi.
Ancak, gerçekten de, şeytanın bacağını kırıp, demokratikleşme evresinde sadece ileri bakabilecek mi Türkiye; yoksa, Orfeus gibi, “tamam zaten sıyırdık” deyip de, kafasını geriye mi döndürüverecek?
Başbakan Erdoğan’ın, Budapeşte’ye gelmeden önce Prag’da yaptığı açıklamalar, bana, Türkiye’de siyasetin en tepesinin bakışının ileri değil, geriye yönelik olduğunu düşündürdü.
Erdoğan’ın, ilk kez, temmuzdaki Rusya ziyareti sonrası söylediği, “Geçenlerde Sayın Putin’e söyledim, ‘Bizi Şangay Beşlisi’ne alın’ dedim. Alın bizi Şangay Beşlisi’nin içine, biz de AB’ye allahaısmarladık diyelim, ayrılalım oradan” sözlerini o zaman da, daha sonrasında da çeşitli kereler gündeme getirdim.
Erdoğan, Prag ziyareti öncesi, bu sözleri yine gündeme getirdi ve Orta Avrupa ülkeleri ziyareti kapsamında da, Avrupa Birliği’ni alaya alan, küçümseyen, Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı olmadığını dile getiren sözler sarf etti.
“Şangay Beşlisi”ne ilişkin sözleri, bu ısrar olmasa, herhalde köşe yazarlarının yaz tatilleri dönemine geldiğinden olacak, kaynayıp gidecekti.
Orfeus, bir Trakyalı
“Türk” değil, ama bu coğrafyanın insanı.
Elimin altında bir kitap var; “Türk Tarih Kurumu”nun yayımladığı. Macar tarihçi Sándor Takátcs’ın, Rajzok a török világbol (Türk Âleminden Çizgiler) kitabı. Sayfa be sayfa, Takátcs, Osmanlı’nın Macar topraklarını ele geçirdiği dönemlerde oluşan bağları, ağları anlatıyor. Yaşanan sorunlar, dertler kadar, olumlu şeyler de dile getiriliyor.
Hatta şöyle deniyor bir Osmanlı yöneticisine ilişkin: “Ferhat Paşa’dan daha şövalye ruhlu, daha insaniyetli kimse tasavvur olunabilir mi?”
Ferhat Paşa’dan haberimiz var mı? Başbakan ile bu geziye katılanların haberi var mı? Umurlarında mı?
Ferhat Paşa, Avrupa tarihinde iz bırakan sayısız Osmanlı’dan biri; Türkiye ait o kadar çok iz var ki, Avrupa’nın her yerinde. Keza, tersi de geçerli.
Ama ne yazık ki, “ortaklıklar” bugünlerde hep olumsuzluklar üzerine; aynen Macaristan’ın aşırı sağcı-ırkçı partisi Jobbik’in meclis grubu lideri Márton Gyöngyösi gibi, Başbakan Erdoğan da, Britanya lideri Cameron’un ülkesinde de büyük tepki gören, “AB üyeliğini referanduma götürmek”söylemini gündeme getirdi ve aynı Jobbik gibi bu söylemi örnek gösterdi.
Azra Erhat’ın Mitoloji Sözlüğü’nde, Orfeus ile ilgili şöyle denir:
“Orpheus da erginleşmiş bir kahraman olabilmek için ölüm deneyimini yaşamıştır ancak bir hata yaparak ardına bakmış ve geçmişle bağlarını koparamadığı için efsaneye göre en çok tutkunu olduğu şeyi, yani sevdiğini kaybetmiştir.”
Türkiye de, demokratikleşme ve otoriterleşme açısından geriye bakarak, binlerce yılda ince ince emeklerle oluşan can damarlarını, ait olduğu coğrafyayla bağlarını kesiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024