Talat ULUSOY
Meclis, Anayasa değişikliği görüşmelerine başlıyor. Değişiklikler “Başkanlık sistemi” getiriyor ve doğal olarak tartışmaların merkezinde “Başkanlık”ın mucizevi faydaları yer alıyor. Bugüne kadar emek verilen anayasa tartışmalarında “demokrasi” ve “temel hak özgürlükler” kavramları hep merkezde olurdu. Keşke, “O bunu dedi, bu şunu yaptı” demeden “Çözüm Süreci”ni, dillere ve dinlere özgürlüğü konuşabilsek ve keşke “merkezi güçlendirmek” yerine, yerel yönetimleri güçlendirmeyi anayasal güvenceye kavuşturabilsek.
Cumhur veya devlet başkanı da denilse, yasama ve yargıyı kendine bağlayan “başkan”, en hafifinden “otorite” sahibi olur. Otorite sahibi olan “kuvvet ve keramet sahibi” olarak görülür, gösterilir. “Keramet sahibi”nden mucize beklemek pek tabiidir. Yeter ki seçmenin çoğu buna inandırılsın. Keşke “kuvvet ve keramet” sahibine “ihtiyaç” hissettiren şiddet bataklığı içinde olmasak, korkular esir almasa aklımızı ve vicdanımızı!
Ama hepten olumsuz görmemek gerek. “Vesayet rejimi”nin sona ereceği müjdesi veriliyor önergeyi savunanlar tarafından. Yalnız, “Yeni Anayasa (!)” için önerilen on sekiz madde arasında “Milli Güvenlik Kurulu”nun kaldırılması gibi bir öneri yok. Oysa bu kurul “askerî vesayet”in ta kendisidir. Öneriler; “Seçilmiş Sivil Vasi“ ile “Atanmış Askerler Vesayeti”nin birlik ve beraberlik rejimine götürür mü? Öyle ise, bu bir rejim değişikliği değil, Cumhuriyet kuruculuğunun aslına dönüş olur: Askeri arkasına almış “Tek Adam”lı yapıya dönüş!
Bu yapı; halkın, seçmenin, çoğunluğun zaferinden önce, “Yüz Yıllık İttihatçı Zihniyet” inşasının eseri ve “zafer”i olur.
“Be hey Allah’ın kulu, dediğini deyip durma! Neymiş efendim, yüz yıldır İttihatçı Zihniyet egemenliği varmış! Hiç yüz yıl boyunca bir anlayış bir toplumda varlığını sürdürebilir mi? Hem de en baskın anlayış olarak!
Tepkiniz böyle ise, sabredin, aşağıdaki yüz yıllık, dili sadeleştirilmiş satırları okuyun, siz karar verin. Tarihleri değiştirin, isimleri değiştirin, aynı oyunun bugün de sahnelendiğini göreceksiniz. Evet, kostümler farklı, ama replikler tıpatıp aynı. Evvel zaman içinde diye başlıyor yüz yıllık “İttihatçı masal”.
Sopası Benden, Oyları Senden
Dünyada ilk ve tek “egemen sınıf devrimi”, İttihat ve Terakki’nin Selanik’te üslenmiş “asker” kolunun “1908 Meşrutiyet Devrimi”dir. Egemen sınıf (İslâm millet askerleri eliyle) Osmanlı ülkesine “özgürlük” getirir!
Bugün sağcısı, solcusu şişirmeye devam etse de, o günkü İttihat’ın “devrimci” balonu çabuk söner ve Şubat 1912’de yapılan ünlü “Sopalı Seçimler”den sonra, İttihatçılar Meclis’te büyük çoğunluk sağlar. Sıra İttihatçı saltanatını mutlaklaştırmaya, Meşrutiyet’in (anayasal düzen) bütün kazanımlarını yok etmeye gelmiştir. Bu amaçla 9 Mayıs 1328 (22 Mayıs 1912) günü İttihatçı hükümet Meclis’e Toplantı Kanunu’nun değiştirilmesine ilişkin şu yasa tasarısı ile gelir (bkz: www.tbmm.gov.tr/kutuphane/tutanak):
“Açık yerlerde yapılacak toplantıları ülkenin huzur ve sükûnunu korumak için hükümet yasaklayabilir. Bu yasa, yayınlandığı tarihten başlayarak yürürlüktedir. Bu yasanın uygulanmasıyla İçişleri Bakanlığı görevlidir.”
İttihatçı egemenliğindeki encümen öneriyi şöyle savunur:
“Kamu düzenini tehlikeye koymakta, ... en uygun olanı toplanma özgürlüğüdür… toplanma özgürlüğünü biraz sınırlamak gereği, kendi kendine, zorunlu olarak ortaya çıkar.”
İşte bu kadar basit. Günlerdir Meclis’i meşgul eden bu anlayış “yeni” mi? Sağlı sollu İttihatçı ağızlarda yüz yıldır dipdiri yaşamıyor mu? Sağcı-solcu, asker, sivil bütün İttihat seviciler bu konuda “milli birlik, beraberlik” halinde olmuştur hep.
“… Hükümet, açık yerlerdeki toplantıları sınırlandırmakla hiçbir vakit toplanma hakkına tecâvüz etmemiştir... ‘Tecâvüzcülerin’ bu savunması da yüz yıllık bir ‘kalıp’tır.”
Bu kalıba aykırı ses Erzurum mebusu Ohannes Varteks’ten duyulur: “Gerek görüldüğünü kim takdir edecek?”
Eğitim bakanı Emrullah Efendi yanıtlar:
“Her halde, bir toplantının sakıncalı olup, olmadığını takdir, hükümete aittir… Kanunun sessiz kaldığı yerde takdir hakkı hükümetindir…” (Başkanlık sisteminde, takdir hakkı başkanın ya da tek tek seçtiği bakanlardan oluşan hükümetindir. Büyük değişiklik!)
Hele Bak Şu Ermeni’ye!
Ohannes Varteks kürsüye gelir:
“… Üzülerek söylüyorum biz birinci (1908) seneden sonra gittikçe geri gidiyoruz. Bizim gözlerimiz, Abdülhamit zamanında olan kanunlara, düzene alışmış da bu serbest kanunlar bizim gözümüze iyi görünmüyor, onun için yavaş yavaş geri gidiyoruz, gerici oluyoruz... Meşrutiyetin başlıca esasları nedir? Kişi özgürlükleri, söz söyleme özgürlüğü, basın özgürlüğü değil mi? O üç özgürlük olmadıkça Meşrutiyet de yoktur… Benim söyleyeceğim sözler, bu kanuna, hükümetin takip ettiği siyasete aykırı olabilir, beni söz söylemekten alıkoyuyorsa, demek ki Meşrutiyet yoktur…”
Sopalı seçimin mimarlarından Posta ve Telgraf Bakanı Talat (Paşa) sinirlenir, atar postasını: “O zaman Meclis’i değiştirirler, niye duruyorlar?” Cesaretin varsa değiştir, demenin kibarcasıdır bu ifade.
Ohannes Varteks aldırmaz, devam eder:
“… İfade özgürlüğü, Meşrutiyet’in en birinci prensiplerinden birisidir … onu sınırlamak, o Meşrutiyet’in ruhu aleyhine davranmak demek değil midir… Eğer, yalnız Bakanlar Kurulu ve memurlar kendileri nutuk söyleyecekler … ve ahalinin öbür kısımlarına asla öyle bir iş yaptırmayacaklarsa, o, başka meseledir. Kanunu savunanlar diyorlar ki, toplantı serbesttir, Hükümet, ister bırakır, ister bırakmaz...”
Değil mi ki “hükümet milletin oylarıyla” geldi (ne yapsa yeridir!).
“ Valiler, ... kaymakamlar ... Bu kanunla toplanma hakkını vermek, vermemek onların elinde olacaktır. Peki kendilerinin yanlış düşüncelerini, ... yanlış hareketlerine engel olmak için bir toplantı yapmak gerekse ne yapacağız? O memurlar, efendim bu toplantı, huzur ve sükûna halel getirir diye yasaklayacaklar…”
Yahu, Zaman Tünelinde miyiz, Ne!
Ünlü İttihatçı, İzmit mebusu İsmail Canpolat, oturduğu yerden Ohannes Efendi’ye “ayar” verir:
“Genel toplantı yapma hakkının sınırsız olarak kullanılması, zannederim ki, İngiltere'den başka hiçbir yerde uygulanmış bir şey değildir… İngiltere’[de], ifade özgürlüğü vardır, (insan) istediğini söyleyebilir… Fakat başka hükümetlerde bu aynen kabul olunmamıştır... Genel toplantıların böyle açık yerlerde yapılması, memleketimizin böyle zamandaki ruh haline göre şüpheli ve tehlikeli bir meseledir. Bu nedenle, maddenin aynen kabulü taraftarıyım…”
Sivas mebusu Karabet Paşayan Efendi “çağdaş” bir öneri getirir: “Mukavemet ederlerse, bâzı kolay usuller vardır ki, bunu Mısır'da uyguluyorlar. Âdeta bizim Terkos suyu gibi sular var, suyu sıkıyorlar. Bu suretle dağıtabilirler...” Ama Paşayan esas sözü sona bırakmıştır:
“Bunları mutlaka süngü göstererek dağıtacağız diye bizi korkutmayın… Biz de bilelim ki, teklif olunan bu gibi kanunlar Hükümet tarafından birer baltadırlar. Özgürlük ağacının birer dalını kıracaklar. Şimdi bir dal kırıldı. Bizim gözümüze görünmüyor. Yarın öbür dal kırılacaktır. Demek ki ağaç yavaş yavaş kütük kalacak ve özgürlükle ilgili bir şey kalmayacaktır.”
Manastır’dan Pançedoref Efendi de katılır “özgürlükçü” kervanına:
“Efendiler! Bu madde faydasız olduğu kadar da gereksizdir. Çünkü dört sene içinde topu topu on toplantı ya oldu ya olmadı ... Şu halde şimdi aslı olmayan bir şey üzerine bir kanun yapılmak isteniyor. … Eğer toplantılar sınırlandırılacak olursa, gizli toplantılar olur… Bundan kötülük doğdu. Çünkü bizim gibi açık ve yasal surette çalışmak isteyen Osmanlıların kollarını, kanatlarını koparttı, gizli örgütlenme yapıldı. … Onun için, rica ediyorum, ... biz Avrupa'nın bugünkü uygarlığını kabul etmezsek, yok olmaya mahkumuz. Avrupa tarzında bir Meşrutiyet tesis etmezsek yok olmaya mahkumuz, hem de emin olunuz.”
Telgraf Bakanı Talat yine oturduğu yerden bağırır: “Anarşi olur!” Sağcı-solcu Enver ve Talat seviciler hâlâ sıkışınca böyle bağırmıyor mu?
Pançedoref Efendi Talat’a aldırmaz:
“Anarşi değildir, çünkü Avrupa'ya ticaret ve eğitim için veyahut başka bir şey için gidenler, oraların bugünkü halini görüyorlar. Bizim memlekete geldikleri vakit başka surette hoşnutsuzluk doğuyor ve emin olunuz ne kadar inkâr edersek, burada, bu memleket için bir yanlış düşünce doğmuştur ki, Jön Türk İdaresi, Fırkası, hükümeti, gerek toplantı kanunlarını, gerek basın ve gerek dernekler kanunlarını sınırlandırarak özgürlüğü öldürücü bir takım kanunlar getiriyor deniliyor.”
Vicdan Sahibi Müslüman
Milleti hakime (egemen millet-İslâm milleti) içinden de “özgürlükçü” sesler çıkar. Bunlardan biri de Kayseri mebusu Ali Galip Bey’dir ve şöyle der:
”Serbest kullanılmayan hak, hiçbir vakit hak olamaz … Madem ki Anayasamız millete toplanma hakkı vermiştir, bunu hak olmak özelliğinden çıkaracak biçimde kanun koymak doğru olamaz. Yani Anayasaya aykırı kanun çıkarmak doğru olamaz demek istiyorum. Bendeniz diyorum ki, toplantı hakkını hükümetin keyfi değerlendirmesine bırakmak, toplantı özgürlüğünü inkâr etmek demektir …”
Daha birkaç oturum tartışmalar bu minval üzere sürer gider. Sonunda 30 Mayıs günü on üçüncü oturumda değişiklik kabul edilir. İttihatçı çoğunluk “Nuh demiş, meşrutiyet” dememiştir.
Kıssadan hisse: Bu memlekette “cumhuriyet” diye yutturulan şey “İttihatçı devlet ve siyaset yapısı”dır. Tepeden tırnağa hak ve özgürlükleri güvenceye almayan, sivil ya da asker vesayetine bırakmayan bir anayasa şarttır ve gerisi yalandır. Yalanın altında yatan yüz yıldır iktidar olan “İttihatçı Zihniyet”tir.
http://www.birikimdergisi.com/guncel-yazilar/8110/yuz-yillik-anayasa-paketi#.WHRkZ1OLTIU
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.01.2020
20.09.2017
18.07.2017
11.01.2017
16.09.2016
10.01.2016
29.10.2015
10.09.2015
21.04.2015
14.04.2015