Yıldıray OĞUR
İstanbul’da sanayi tesislerinin bulunduğu Hadımköy’de bir akşam.
Her yer kapanmış, herkes hafta sonu tatiline girmiş.
Ama bir tesisin ışıkları hala yanıyor.
İronik biçimde Rus Yandex’in gösterdiği adrese varınca pek çok kapısı olan büyük bir komplekse geldiğinizi anlıyorsunuz.
Yanlış kapılardan kibar güvenlik görevlileri tarafından çevrilerek ana girişe yönlendiriliyorsunuz.
Ve karşınızda Putin’i Ukrayna’da batağa saplayan, Azerbaycan’ın 30 yıl sonra Karabağ düşlerini gerçekleştiren, Etiyopya’yı bölünmekten kurtaran, Libya’da iktidarı belirleyen, PKK’nın karşısında çaresiz kaldığı, hakkında New Yorker’da “Savaşın doğasını değiştiren Türk drone’u” başlıklı haberler yayınlanan, “Tarihin Sonu”nu ilan etmiş Fukuyama’nın gün aşırı övdüğü, bir nevi zamane Targaryen ejderhası Bayraktar TB2 SİHA’larının evi Baykar duruyor.
Herhalde tarihte küçük çocukların satın alınması için kiraz satıp yardım topladığı, uğruna şarkı yapılmış başka bir savaş makinesi olmamıştır.
Henüz hakkında güncel tartışmalar yokken, 2022 Kasım’ında bir Cuma akşamı beklemediğim bir davetle, Hadımköy’deki Baykar kompleksinde yeni yapılan Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’ne girerken, bir yandan da telefondan dört yıl önce Hakkari’de Bayraktar SİHAlarının kullanıldığı bir askeri operasyonda PKK’lılarla birlikte sivillerin de hedef alındığı iddiasıyla ilgili yazdığım yazıyı açtım.
Muhtemelen bir noktada konu bu yazıya gelebilirdi.
Her ne kadar yazıda “Tartışmayı bir insan hakları ihlali tartışmasından çıkarıp, Cumhurbaşkanı’nın damadının şirketinin ürettiği yerli SİHA üzerinden yürütmenin kimseye bir faydası olmadığı gibi, büyük bir haksızlık. Varsa bir hata varsa bunun suçu cihazlara ya da bunu üretmeyi başaran yerli bir firmaya çıkarılamaz” gibi şerhler düşülmüş olsa da yayınladığı günlerde bu yazıdan hem Baykar’ın hem de Cumhurbaşkanlığı’nın rahatsızlığından haberdar olmuştum.
Ama 9 saat süren o ziyarette konu o yazıya bir türlü gelemedi.
Çünkü karşımda bütün dünyada ürettikleri savaş makinaları konuşulan, bir yılda 1.4 milyar dolarlık ciro yapmış bir şirketin varlıklı sahipleri ve Cumhurbaşkanı’nın damadı değil, siyasetle zannedildiği kadar ilgilenmeyen, neredeyse bir aile meselesine dönmüş projelerini yapmaya odaklanmış, geçen sene vefat etmiş her köşede izleri, sözleri bulunan babalarına layık olmaya çalışan iki mühendis kardeş vardı.
Her ne kadar ziyaret bir röportaj değil, offt he record bir tanışma yemeği olsa da merak ettiklerimi sordum.
Zor sorulara karşı açık cevaplarla tahminin ötesinde uzayan sohbet yüzünden daha önce söz verdiğim bir online panele de oradan bağlandım.
Çoğu sol, Kürt, liberal muhaliflerden oluşan katılımcılar o toplantıya Baykar’dan bağlandığımı duysalar herhalde küçük bir şok geçirirlerdi.
Gece yarısından sonra tam kalkacakken “Kızılelma’nın motor testine kalır mısın” teklifi geldi.
Savaş makinelerine çok meraklı olmasam da bir gazeteci olarak “tabii ki” dedim.
Baykar’ın hemen yanı başına dizilmiş toplu konutlarda oturanları rahatsız etmemek gibi kaygılarla çıkılan ses desibelinde iki saat uçağın motoru çalıştırıldı ve yakıt performansı test edildi. Bizzat Selçuk Bayraktar tarafından.
Galiba Baykar ile ilgili tartışmalarda kaçırılan ilk nokta burası: Bayraktar SİHA ve İHA’larının baş mühendisi ve mucidi Selçuk Bayraktar.
Kızılelma’ya kadar bütün uçakların gövde tasarımları ise 2021’de vefat eden makine mühendisi baba Özdemir Bayraktar’a aitmiş.
Yani devletin bütün kaynaklarını aktarsanız da ortaya çıkmayacak bir bir yetenek ve bilginin sonucu bu aletler.
Tabii ki yıllarca süren ve biz 8-6 mesai ile çalışmaya alışkın insanların anlaması zor bir emeğin de sonucu…
O Cuma gecesi sabaha karşı 03.00’lerde bile Baykar’da hala onlarca mühendis çalışıyordu.
Tabii ki Bayraktarlar da.
Ama bu Baykar’da yıllardır bitmeyen mesai gecelerinden sadece biriymiş.
İnsansız hava aracı işine girdikleri 2003’den sonra baba Özdemir Bayraktar, anne Canan Bayraktar ve oğulları Haluk, Selçuk ve Ahmet uzun yıllar boyunca o zaman İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde olan Baykar’ın atölyesindeki penceresiz odada yaşamış.
Üstelik üç kardeşin de çocukluğunun geçtiği Sarıyer’deki yalılarını terk ederek…

Bayraktar ailesinin 80’lerde Sarıyer’de aldığı yalı (Ortadaki açık sarı)
Haluk Bayraktar’ın 2010 yılında evlenince, Selçuk Bayraktar’ın ise 2016 yılında evlenince ancak ev hayatına geçtiğine inanmak kolay değil.
Fotoğrafları görene kadar…

Bayraktarların ailece yaşadıkları İkitelli’deki atölye

Malazgirt İHA testleri- Topkapı Emintaş Sanayi Sitesi- 2006
Peki nasıl olur da Sarıyer’de Boğaz’ın kenarında bir yalıda oturan orta üst sınıf bir aile, sonu ne olacağı belirsiz bir fikrin peşinden İkitelli’de bir atölyede yaşamaya başlar?
Hikâyenin en başında 40’lı yıllarda İTÜ’de okuyan parlak bir ve heyecanlı bir muhafazakar mühendis kuşağı var.
Erbakan, Özal, Demirel’in aynı yıllarda okuduğu İTÜ’de Makine Mühendisliği bölümünü birincilikle ve rekor bir not ortalamasıyla bitiren Erbakan’ın yakın arkadaşlarından biri İsmail Hakkı Öz’dür. (Dr. Mehmet Öz’ün amcası)
Erbakan ve Öz, 1962 yılında Sanayi Kongresi Tertip Komitesinde birlikte çalışmış, gümüş motor gibi projelerde birlikte yer almışlardı.
İTÜ Makine Mühendisliği’nde Motorlar Kürsüsü’nde profesör olan Öz’ün 1972 yılında bir asistanı olur: Özdemir Bayraktar.
Aslen Sürmeneli olan ama yüzyılın başında Sarıyer’in Garipçe köyüne yerleşmiş Trabzonlu bir balıkçı reisin oğlu olan Bayraktar, Kabataş Erkek Lisesi’nin ardından girdiği İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde hem asistanlık hem de içten yanmalı motorlar konusunda yüksek lisans yapar.
Sonra özel sektörde çalışmaya başlar.
İlk işi 1978 yılında yine İTÜ çevresinden tanıdığı Turgut Özal’ın yönetim kurulu başkanlığında Japon bir şirketin Burdur’da kurduğu traktör fabrikası Bur-Trak olur. Burada genel müdür yardımcılığı yapar.
Sonra Sapanca’da ilk motor sekmanları ve silindir gömlekleri üreten Sekman’ın kuruluşunda yer alır.
Sonra Uzel Makine’de…
Aranan, parlak bir mühendistir.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nda bilgisayar programcısı olarak çalışan Kastamonulu Canan Bayraktar ile evlenir.
Haluk, Selçuk ve Ahmet dünyaya gelir.
Makine Mühendisi baba, bilgisayar programcısı annenin olduğu evde çocukların oyuncağı da elektronik ev aletleri olur:
“Çocuklarım, daha ilkokuldayken kesme şeker kutusundan dört transistörlü radyo ve alıcı-verici elektronik cihazlar yapabiliyorlardı. Bizim evde sökülmemiş, dağıtılmamış elektronik alet olmazdı.”
1986’da kendi şirketini kurar: Baykar Makina A.Ş.
Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişmeye başladığı yıllardır. Ama en basit parçalar bile ithal edilmektedir. Direksiyon kutusu, hidrolik pompa, fren silindiri gibi parçalar tasarlayıp üretmeye başlar.
Ama arabalara parça üretirken gözü göklerdedir.
80’lerdeki klasik Milli Görüşçü profiline pek benzemeyen biridir Özdemir Bayraktar. Amatör pilot brövesi vardır, küçük uçaklarla çocuklarını gezilere çıkarır.
New Yorker’a verdiği röportajda “çocukken Türkiye semalarında babasıyla kuş gibi uçtuğunu” anlatmış Selçuk Bayraktar, ilk maket uçağını da lise çağlarında yapmış:
"Model uçağımı yatağımın altına saklıyordum ve gizlice üzerinde çalışıyordum. Halbuki sınavlarıma çalışıyor olmalıydım."
Yani bu hikayede hiçbir şey tesadüf değil.
Ailenin uçaklara duyduğu bu amatör merakın insansız hava uçaklarına dönmesi de tesadüf olmaz.
Robert Koleji’nin ardından daha İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’nde okurken 2001 yılında Pennsylvania Üniversitesi’ne (UPenn) bağlı Grasp Laboratuvarı’nda insansız hava araçları üzerine çalışan Profesör Georges Pappas’a bir email atar:
“Selçuk bana 2001’de bir mail gönderdi. Uzaktan kumandalı uçaklarla ilgilendiğini ve benimle birlikte araştırma yapmak istediğini söyledi. Selçuk kendinden beklenir biçimde şöyle dedi: ‘Dünyada IHA formasyon uçuşu yaptıran ilk kişi be olmak istiyorum’. Selçuk’a söyleyebileceğiz en yanlış şey ‘Bu imkansız’dır. Gece gündüz çalışıp sizi haksız çıkarmaya uğraşır.”
Gerçekten de öyle olur.
Laboratuvarda staj yaparken üniversiteden burs teklifi alır ve masterını UPenn Elektirik Mühendisliği Bölümü’nde yapar ve master tezi için Georgia’daki Fort Benning askeri üssünde çoklu İHA’lara dünyada ilk kez formasyon uçuşu yaptırır. (Formasyon uçuşu: Çoklu İHA’ları birinin liderliğinde uçurmak.)
Bu çalışmalarıyla MIT’ten (Massachusetts Institute of Technology) burslu master-doktora teklifi alır.
Burada da insansız helikopterleri dikey zeminlere indirme çalışmaları yürütüp ikinci masterını tamamlar, sonra doktora çalışmalarına 2007’de Türkiye’ye dönene kadar Georgia Institute of Technology’de (Georgia Tech) devam eder.
Google Schoolar’da Selçuk Bayraktar’ın bu alanda hocalarıyla birlikte yaptığı yayınları görülebiliyor.
Yani karşımızda insansız hava araçları üzerine alınabilecek en üst düzey eğitimi almış, yeni bir teknoloji olan bu alanda daha önce yapılmamışları yapmış biri var.
Ve bunları da Türkiye devletinin parasıyla değil, ABD devletinin burslarıyla yapmış.
KOBİ ölçeğindeki bir aile firması olan Baykar’ın 2003’deki ilk İHA denemeleri de Selçuk Bayraktar’ın bu eğitiminin bir sonucu. Yine uçak gövdeleri yine sıradışı bir mühendis olan baba Özdemir Bayraktar’a ait.

Baykar’ın IHA çalışmalarına başladığı Topkapı’daki atölye- 2004

Baykar’ın 90’larda otomotiv yan sanayi işlerini yürüttüğü atölyede Haluk ve Selçuk Bayraktar

Ama bu tutuklu, “genius” ve biraz da tuhaf ailenin çabasına devlet uzun yıllar yardımcı olmayı bırakın, köstek olmuş.
1 Eylül 2003’de başarıyla uçurulan bu ilk otopilot bir model olarak ulusal kongre ve konferanslarda tanıtılmış, Bayraktarlar TAI, Aselsan, Roketsan, SAGE gibi kurumlar ziyaret etmişler ama işbirliği ve karşılıksız kullanıma açma önerileri hep yanıtsız kalmış.
Haluk Bayraktar, bu işe başladıklarında gördükleri muameleyi şöyle anlatıyor:
“O dönemki MSB ARGE Dairesi’ne de sadece manevi desteklerini almak için çok kez uğrayıp çalışmalarımızın durumu hakkında bilgi verirdik ve onlara “Ülkenin bu teknolojiye ihtiyacı var. İsteseniz de istemeseniz de biz bu çalışmaları yürüteceğiz.” derdik. Orada görev yapan bir Tümgeneralimiz bizim heyecanımızı paylaşır, uçuş videolarımızı izler, kendi tecrübeleri doğrultusunda tavsiyelerini sunardı. Bir gün MSB’de hiç unutmuyorum savunma sanayi firmalarının çoğunun temsilcisi ve de ODTÜ Havacılık Bölüm Başkanı’nın olduğu bir ortamda beş adet bilgisayarı masanın üstüne kurup donanım çevrimli simülatör sistemi çalıştırırken bir yanda da sunumla sistemin detaylarını anlatırken bir anda o dönem DPT’den 3 milyon USD destekle insansız hava aracı yapmaya çalışan ODTÜ Havacılık Bölüm Başkanı’nın ortaya atılıp “sistemi milli olarak geliştirdiğinizi ifade ediyorsunuz ama GPS alıcısını siz mi yaptınız” sorusu ile provoke etmeye çalışması karşısında ben de “GPS alıcısını yapmak mesele değil, asıl uydusunu yapmak lazım ki buna şu an Avrupa’nın gücü dahi yetmiyor, finansal yükü büyük bir proje…” diye açıklama yapmaya çalışırken oturumu yöneten paşamızın müdahale ederek, “burada tabi ki koca bir üniversite ile bir aile firmasını karşılaştırmıyoruz ama yapılanlar da ortada!” diyerek toparlamaya çalışmasını hiç unutamıyorum.”
Halbuki bütün bunlar olurken artık iktidarda AK Parti vardır.
Baba Özdemir Bayraktar, her ne kadar AK Parti’ye geçmeyip Erbakan ile birlikte kalan gömleğini çıkarmamış Milli Görüşçülerden olsa da 90’larda Refah Partisi’nde birlikte çalıştığı Başbakan Erdoğan’a bir telefon mesafededir.
Ama bu hukuku kullanmaz.
Baykar’ın insansız hava araçları sektörüne girmesinde ise AK Parti iktidarının dolaylı bir katkısı olur.
2004 Mayıs ayında Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün de katıldığı Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında kritik bir karar alınır ve toplam değeri 11 milyar doları bulan yurtdışından hazır tank, helikopter ve insansız hava aracı alım projeleri iptal edilir.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025