Abdurrahman Dilipak
Birileri, “Biz bu kafa ile otomobil filan yapamayız” diyordu ilk adım atıldı.. 2022’de ilk otomobiller yollarda olacak. Daha önce “Devrim” tecrübesi var ama o yarı yolda kaldı. Ardından Anadol, Serçe, Kartal, Şahin ve bugün. Bugünlere ince uzun bir yoldan geldik.
İşçimiz, esnafımız, mühendisimiz, yabancılar için yıllardır otomobil üretiyor ama bu işi bugüne kadar bir türlü kendi adımıza yapamadık. 2022’de ne olacak göreceğiz. Belki bir yıl sonra bu modelleri revize eder, şoförsüz otomobil de üretiriz. Şeytanın bacağını kırar Dronoto/Uçan oto da üretiriz.
Bu otomobil konusundaki engellemeleri bugün Kenevir olayında da yaşıyoruz. Siyasetçi, bürokrat, müteşebbis dediğiniz adamlar bir yandan birbirinden korkuyor, öte yandan “rant paylaşımında bir araya gelip, kolayca anlaşıyorlar..
Her taraf otomobil dolu. Hemen hemen her marka otomobil Türkiye’de üretiliyor. Yağ var, un var, şeker de var ama biz helva yapıp yiyemiyorduk. Daha önce yazdım: Bu işin finasmanını büyük ölçüde taksiciler karşılayabilirdi. Böyle bir hayalim vardı. On binlerce taksici var. Yarın şoförsüz otomobiller, uçan otomobiller gelince bunlar işsiz kalacak.
Erdoğan, “arazi devletten, bina da, krediyi de ben vereceğim, üretin, satamadığınızı da kamu olarak alacağız” dedi ama düne kadar hâlâ “tık” yoktu. Kurulan konsorsiyumdaki aklın ne kadar “Milli” bir akıl olduğunu göreceğiz.
Elektrikli traktörü yapan Önder Yol, otomobil de yaptı. Ama onu bu törene çağırmamışlar. O da gitmemiş. Doğrusu bu işi ben anlamadım.
Geçen gün biri yazmış, “Futbolcuların çoğu taraftarın attığı sloganların ne anlama geldiğini bile anlamaz” diyor. Bu da İthal “Milli”!?.. Ama böyle bir yola sapılıp milletin hevesi kursağında bırakılmasın. Hatta modelin bu kadar acele şekilde bitmiş bir otomobil şeklinde ortaya çıkarılması insanların kafasında soru işaretine sebeb oldu. Madem “Milli” bir iş yapılacak, keşke bir yarışma açılsaydı. Üniversiteler, TÜBİTAK, elektrikli otomobil üretimi konusunda projeleri olan grublar da o gün orada olsalardı.
Bu konuda yerli unsurların bir kısmı sesini kısmış oturuyor, bir kısmı kendi imkanlarını öne çıkarırken, başkaları onun yaptığını değersizleştirmek için ne lazımsa yapıyor. Niye el ve gönül birliği yapamıyoruz bu konularda bilmiyorum. Bu işi başaracaksak birbirimize rağmen değil, birlikte başaracağız. Kimin ne imkanı, ne buluşu, ne fikri varsa ortaya koysun.. “Milli” olacaksa böyle olacak.
Milli otomobili niye Milli bir seferberlikle, kooperatif ortaklığı ile yapmıyoruz diyeceğim ama olan oldu.. Şirketler de ortak olsun, yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız kooperatifçilik için de güzel ve doğru bir model oluşturamaz mı idik..
Kıbrıs harekatı sonrası milli bir hamle ile kendi çıkarma gemilerimizi yaptık.. Bugün iyi bir tanıtımla yurtdışındaki vatandaşlar, İslam ülkeleri, Türk dünyası da destek verirdi bu projeye. İnşallah geç kalan bu proje bu defa da aceleye getirilmez, ya da savsaklanmaz.
Sen, ben, bizim oğlan, ahbab çavuşlar arası bir iş olmamalı bu iş. “Yapacağız dedik yaptık” diye, ithal ikamesi ile yerli etiketi yapıştırıp bir otomobil üretirsek, yarın maliyetler yüksek çıkar yatırım zarar ederse bu işten yönetim de, millet de zarar eder. Daha da önemlisi bu iş sükût-u hayâle sebeb olur. İnsanlar benzer şekilde daha önce gerçekleştirilen ve bundan sonra gerçekleştirilecek olan projelere de inanmaz. Bunun böyle olmaması için herkesin bu konuya hassasiyet göstermesi gerek. Genellikle geç kalınan işlerde ikinci olumsuz bir şok dalga yaşanır ve aceleye getirilir.. Aceleyle yeni bir yanlış yapılırsa, daha sonrası için her anlamda risk çok daha fazla büyür ve hem işin ciddiyeti zarar görür ve hem de toplumun itimadı sabote edilmiş olur.
Bir iş yapılacaksa geç kalmadan ve aceleye getirilmeden. Yoksa zemin oturmadan asfalt ya da beton dökerseniz çatlama ve kaymalar kaçınılmaz oluyor ve kazalara sebeb oluyor. Temel atma ve açılışlara gösterilen özen; işin hazırlanması ve icrası sırasında da daha fazlası ile gösterilmeli.
Otomobil konusu önemli, ama başka çok daha önemli, sürekli ertelenen konular var. Dünya bir çevre felaketi ile karşı karşıya, kömür santralleri konusu acil çözüm bekliyor mesela. Bu arada kaç pınar, kaç dere, kaç göl kurudu haberimiz var mı?. Su toprağın kanıdır. Bitki toprağın çocuğudur, insan ve hayvanın mayasıdır. Bitkileri zehirlerken toprağı zehirledik. Toprak hasta. Toprak susuz. Toprak zehirli. Toprak sömürülüyor. Biz yapıyoruz bunu. Biz toprağı zehirlerken kendimizi zehirliyoruz aslında. Kim hava, su ve toprağa ne yaparsa aynı şey onun kaderi olur.
1000 yıllık kozmik evre ile 7 yıllık döndü üst üste geldi. “Yüzyılın projesi”nden daha tehlikeli bu “1000 yılın intikamı”. Toprak havanın, suyun, bitkinin ve insanoğluna yapılan zulmün intikamını alacak. Kuraklık daha birkaç yıl süreceğe benziyor. Allah bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Hz. Yusuf yine böyle bir zamana denk gelmişti. “Kainat kitabı”, kuyuların suyunun çekilmeye başladığı bir zamanda “tuzlu su kuyusu”nda başladı. “Kemale giden yolculuğun rehberi” Medrese-i Yusufiye’de geldi. Yusuf vahyin muhatabı oldu. 7 yıllık bolluktan sonra 7 yıl kıtlık olacaktı. Sanki biz de bugün böyle bir zaman diliminin içinden geçiyoruz, ama 7 yıllık bolluk dönemini iyi değerlendirmedik. Har vurup harman savurduk! Zenginliği kendi nefsimizden bildik. Ve şimdi!.. Şükretmeyi bilmedik, dilerim bugün sabretme konusunda gaflete düşmeyiz. Yapacak o kadar çok işimiz var ki. Bu işler herkese yeter. Ama hepsi benim olsun kafasıyla kıskançlık ve ihtirasla birbirimizin işini bozuyoruz. Bu anlamda düşmana ihtiyacımız yok. Kimse risk almak, yeni ufuklara açılmak istemiyor. Yapılanı yapmak, asıl iş bu değil. O kadar Keneviri konuşuyoruz. Petrol-Petro kimya, tekstil, inşaat bu konuda Kenevir ile ilgili kaç işadamının özgün bir projesi var. Sahi şu “esrar” korkusunu nasıl aşacağız. Kimse Tiner’den, Solvent’ten, Aseton’dan korkmuyor.
Kanal var, uçak konusu var, bunların hepsinin temelinde bilişim olmak zorunda. Bilişim vadisini açtık da, peki yıllardır konuştuğumuz Milli Data Merkezi, süper bilgisayar, siber güvenlik, işletim sistemi, arama motoru, sosyal media konusunda ne durumdayız. Yerli bir sosyal media hesabı olan “Yazbee”yi yaşatacak teşvik ya da sponsor bile bulamıyor gençler. Bilim atom altı parçacıklarla ilgileniyor. Gen mühendisleri canlının, hücrenin yapı taşları ile oynamaya başladı, uzayın derinliklerine dalış yapıyor insanlar. Bu işler üniversite laboratuvarlarında yapılıyor. Peki bizim üniversiteler ne durumda.
Düne göre daha iyi olmak fazla bir şey ifade etmiyor. Fırsatı doğru değerlendirmemişseniz, yarın kötü şartlarla karşılaştığınızda o “başarı” gibi gözüken şeyler hükümsüz kalır ve hayatın gerçekleri bizi çok farklı vadilere savurabilir..
Bir yola çıkıldı, hayırlı olsun. Allah utandırmasın. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022