Akif BEKİ
Dün çekinmeden yazdı; “O teoriyi gözden geçirmenin vakti geldi” diyerek, ‘bağımsız Kürdistan’ paranoyasını gözden geçirmeyi teklif ediyor.
Sanki yüzyıllık bir paranoyayı düzeltmek mümkünmüş gibi kime, ne anlatıyor Mustafa Karaalioğlu!...
İstediğin kadar sağlam argümanların olsun, istediğin kadar somut gerçeklerden hareket et...
Paranoid bozukluk yaşayan zihnin gerçeklikle ilişkisi bozulduğundan, senin gerçekçiliğin para etmez arkadaş.
Hezeyanlı bozukluk da denen bu illetten alacağın cevap bellidir. ‘Külahıma anlat sen onu’ der. ‘Oyun içinde oyun var’ der...
Olmadı, seni de oyunun bir parçası olmakla, ihanete aracılık etmekle filan suçlamaya başlar.
Senin iyi niyetinden ve sadakatinden şüphelenir ama asla kendisinin gerçekliği sağlıklı değerlendirmiyor olabileceğinden şüphelenmez. Bu konuda kesin inançlıdır.
En yakınlarının dahi düşman tarafından ayartıldığını, etrafının kripto ajanlarca sarıldığını, kuşatmaya alındığını, her adımının izlendiğini, dünyanın filan köşesindeki depremle ilgili TV haberinde bile kendisine subliminal mesaj gönderildiğini ve aldığı nefesten bile karşı tarafın haberdar olduğunu düşünür.
Bunların hepsine ihtimal verir ama bir tek yanılıyor olabileceğine ihtimal vermez.
GÖKÇEK’İN CASUS CİNLERİ
İlginç bir zihin dünyası vardır hezeyanlı bozukluğun. Dış dünyayla bağlantıları kopuktur, maddi gerçekleri olduğu gibi kabul etmez.
Kafasının içinde yaşatır insanı, kurduğu komplo evreninde daha güvende hissettirir.
Çünkü orada her şeyi açıklamaya güç yeter, hayalen istediğin oyunu bozma gücüne sahipsindir, bu da emniyet ve konfor duygusu verir.
Paranoyaklar sebep-sonuç ilişkisiyle olayları açıklamaktan, mantıksal tutarlılık içinde bakmaktan niye sürekli kaytarır sanıyorsun?
Misal, CIA’nın emrindeki üç harflilerle Türkiye’ye operasyon çektiğine, istihbarat servislerinin cin istihdam ettiğine inanabilirler. Melih Gökçek’in inandırmışlığı çoktur.
Fakat Gökçek’in, Cübbeli Ahmet’in bedduasıyla gittiğine inanmıyorlarsa inanmıyorlardır, çeviremezsin kanaatlerini. Yok eğer Cübbeli’nin nefes kuvvetine inanmışlarsa, o zaman da bedduasını aldığı için Gökçek’in gitmediğine ikna edemezsin onları, uğraşma hiç.
Ya da ‘Suçluluğu ispatlanmadıkça herkes suçsuzdur’ şeklindeki evrensel hukuk ilkesini alalım...
Hezeyanlı bozukluk evreninde tam aksi geçerlidir. ‘Suçsuzluğu kanıtlanmadıkça herkes suçludur’ gözüyle bakılır.
Herkes potansiyel hain, herkes terörist, herkes satılmış, herkes ajan olabilir.
Kendini temize çıkarmadıkça, sadakatini her gün yeniden ispatlamadıkça ciğerini bildiğin öz akrabana, kırk yıllık mücadele arkadaşına bile güven olmaz.
Boşuna demiyorlar “Hezeyanlar, yanlış fakat kolay kolay değiştirilemez inanışlardır” diye.
KENDİN SÖYLER KENDİN DİNLERSİN
Barzani’nin başına gelenlere bakıp sen istediğin kadar yor çeneni. “Bizi bölüp parçalamak için haritaların yeniden çizileceği korkusu, sınırlarla oynanacağına dair o bitmez tükenmez endişeler ağır darbe almışa benziyor” diye söylen...
İstediğin kadar “Batı’nın yüzyıldır bağımsız bir Kürdistan tasarladığı, adım adım bu planı devreye soktuğu teorisini bir daha gözden geçirelim. Çünkü hikaye hiç de anlatıldığı gibi gelişmedi” de dur...
“Neticede, Bağımsız Kürdistan projesini hayata geçirmek istediği sanılan güçler, tam aksine bu fırsatı çöpe attırdılar. Irak’ın bölünmesini değil, toprak bütünlüğünü savundular” diyorsun ya...
Ve bu rasyonel akıl yürütmeyle, yüzyıllık bölme, parçalama projesinin varlığını güya tartışmaya açıyorsun. Gerçeklik payını kendince gözden geçirmeye çağırıyorsun ya...
Zannediyorsun ki böylelikle dünyayı yanlış okuyor olabileceğimiz görüşü, komplocu dünya görüşüne üstün gelebilir. Aslı astarı olmayan komplo teorileri, senin mantıki tezlerinle yıkılabilir belki...
Ama boş umut besliyorsun. Hezeyanlı bozukluğu yenemezsin, paranoyalar çürütülemez inanışlardır arkadaş.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025