Akif BEKİ
Salgın zamanı Milli Eğitim’in imdadına yetişecek bir fon vardı.
Adı da varlığı da unutulmuş bir fon. Ama neredeyse bugünler için düşünülmüş...
2006’dan beri, telekomünikasyon sektörünün gelirlerinden kesilen paylarda oluşuyor. Kanunla düzenlendi. Birçok ülkede muadilleri bulunuyor.
Amacı, özel sektörün karlı görmeyip yapmadığı haberleşme yatırımını ve ulaştırmadığı internet hizmetini, dezavantajlı yerlere yapıp ulaştırmak. Onun için de adı Evrensel Hizmet Fonu.
T24’te Füsun Sarp Nebil ısrarla peşine düşmese akıbetini soran, haber veren olmayacaktı.
Meğer 2010’da başlatılıp tamamlanamayan Fatih Projesi’nde bu fon kullanılmış.
Fonun yarısı harcanmış. 12 milyar lira toplandığı hesap ediliyor. Kalan bakiyenin akıbeti meçhul.
Turşusu mu kuruldu?
Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi gibi, amacı dışında başka ihtiyaçlara mı gitti?
Kötü gün paraları yenip bitirilmiş. Bireysel emeklilik birikimlerine bile göz dikilmiş. Özel sektörün canlandırılması için piyasaya yedirme hazırlıkları yapılıyor. Evrensel Hizmet Fonu’na mı dokunulmamış olacak?
Memleketin kenarda köşede sakladığı bütün zulaları yutan kara delikten şayet kurtulduysa, bu fona büyük iş düşüyor. 18 milyon öğrencinin yarısının evinde internet ve bilgisayar yok.
Eğitim Bilişim Ağı EBA, 18 milyona göre planlansa ve yoğunluktan çökmese bile en az yarısı uzaktan eğitime katılamayacak. Ders kırmaktan başka seçenekleri yok.
Eğitimdeki eşitsizlik, korkunç bir uçuruma dönüşüyor. Bugün değilse ne gün kullanılacak Evrensel Hizmet Fonu?
Makas açılıyor. Ve tam da bu makası kapatmak için toplanan fon ortada yok.
Varlığını bize hatırlattığı için Füsun Sarp Nebil’e teşekkür ediyor ve kampanyasını destekliyorum.
Çağrısı şu:
#FonlarDoğruYerdeKullanılsın #EvrenselHizmetFonunuÖğrencilereTahsisEtŞimdi
MUHALEFETİ ŞAKŞAKÇI SANIYOR
İktidardayken bile devletin antidemokratik ve yasakçı uygulamalarını, dış politikada kırmızı çizgi dayatmalarını dünyaya şikayet eden partinin sözcüsü ne dedi, duydunuz mu?
Muhalefet, hasım devletlerin eline koz veriyormuş. İktidarın dış politikasına getirdikleri eleştiriler, diğer devletlerce bize karşı kullanılıyormuş.
Dış politikanın genetiğine uymazmış. Sorumsuzlukmuş. Milli menfaatlerimize aykırıymış.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP’ye söylüyor.
Bazı CHP’liler önce “Yanlış yapıyorsunuz, dünyada yalnız kaldık” demişler.
“Oruç Reis’in bakım için limana çekilmesi sonrasında ise sırf muhalefet yapmak adına ‘taviz vermeyin’ demeye başlamışlar.”
Yunan tarafı ve hasımlarımız da bunu kullanıyormuş.
‘Taviz vermeyin’in nesini, nasıl kullanmış Yunanistan, meçhul.
Tam aksine, iktidarın ‘bak baskı altındayım’ diye Yunanistan’a karşı kullanacağı, müzakerede elini güçlendiren bir koz değil mi?
Unutuyor ayrıca. CHP’yi, Sosyalist Enternasyonal’den attırmak için çağrılar yapan iktidar partisi adına konuşuyor.
Kapatma davasında, Anayasa Mahkemesi’ne karşı haklı olarak dünyadan demokratik destek toplayan parti CHP miydi?
CHP tarafından Türkiye’yi dünyaya karalamak ve kötülemekle, kendi devletine karşı yabancı devletlerle dayanışmakla az mı suçlandı AK Parti?
Sözcü Çelik, sadece bunu unutmamış. Bir demokraside muhalefet partisinin işinin ne olduğunu da unutmuş.
Dış güçlere yarayacağı için, iktidarın sıkıştırılıp eleştirilemeyeceğini hangi demokrasi teorisinde okudu acaba?
Muhalefet partisini, şakşak bölüğüyle karıştırıyor olmasın. Ama Osmanlı Sarayı’nın hademe alayındaydı o. Bir de eski tiyatrolarda, alkış çalması için parayla tutulurdu şakşakçı.
Ana muhalefeti, iktidarın alkış ağası sanıyor. Hiç eleştirmeyecek, hep ‘yaşa, var ol, bravo’ diye tezahürat yapacak. Eleştirirse düşman kullanıyor. Öyle mi!
Bunu Güldür Güldür Şov’da söylese alkışın yanında müthiş bir kahkaha tufanı da kopardı, banko.
Fakat ‘atanamayan Napolyon, kifayetsiz muhteris, pislik içinde öten Fransız horozu’ gibi ince dokundurmalardan sonra...’Diplomasi devletiyiz, müzakere devletiyiz, devlet aklıyla devlet adamlığı ve olgunluğu bizde, konuşmak için bizden iyi muhatap bulamazsınız’ tiratları atması mı daha komik, muhalefete çektiği ayar mı, bilemedim.
Tunus Büyükelçisi zatın “Bekleme yapma Macron, ilerle” diye, dolmuşçu ağzıyla bir cumhurbaşkanına laf sokuşturmasındansa eminim. Güldürmede birinciliği alır.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025