Ali BAYRAMOĞLU
Geçiş toplumlarında, vesayetçi bir düzenden demokratik düzene, kapalı toplumdan açık topluma geçmek isteyen ülkelerde, özgürlük fikri, özgürlük alanı, özgürlük politikası bu ülkelerin yegane pusulasıdır.
İstikamet açık toplum ve açık rejimse hiç bir gerekçe, hiç bir gelişme, hiç bir doğrulama bunlardan geri düşmeye vesile olamaz, olmamalıdır.
Böyle bir dönemden geçiyoruz. Özgürlük alanlarının daralmasına, fiilen ve sembolik olarak daraltılmasına tanık oluyoruz. Bunu doğrulayanlarla, bu durumu kendi hesabına yazmak isteyenler ve bu nedenle tersten tahrik edenler arasında git gele sıkışmış bir ortamı soluyoruz.
Özgürlük pek çok diyar gibi bu ülke için de can damarıdır.
Basın özgürlüğü ise bu can damarının en hassas noktasıdır.
Gazetecilik, anlama, gözleme, anlatma, aktarma, bilgilendirme, denetleme işlevlerini yerine getiren bir meslektir. Bu işlevlerin varlığı toplumları açık toplum, demokrasi kategorisine sokar. Yokluğu ise bir kapalı toplum ve otoriter düzen işaretidir.
Açık, demokratik toplumların ön koşulu basın özgürlüğünün tam olmasıdır...
Ön koşuldur aksi halde, sınırlanan sadece gazetecinin özgürlüğü değildir, aynı zamanda okurun, kamuoyunun özgürlüğüdür.
Nerede olursa olsun, neden olursa olsun özgürlük herhangi bir başarıya, bahaneye, gerekçeye, stratejik bakışa kurban edildiği an, en vahim ve derin bir hastalık başlar...
Basın hareket alanının sınırlanması toplumda şiddet yerine siyaset fikrinin yerleşmesinde belirleyici olur.
Söyledik bu konuda son dönemlerde verdiğimiz sınav iyi değil.
Daralan özgürlük alanı toplumun bir sorunla ilgili bilgilenerek, bir sorunla ilgili farklı eğilimleri doğal görerek çözüme katkıda bulunabilmesinin, toplumsal meşru zemin oluşturabilmesinin önü tıkanıyor...
Yasak ve fayda fikri siyaset fikrinin önüne geçiyor...
AK Parti'nin üçüncü döneminde en önemli meselenin özgürlükler ve özgürlüklerin kurumsallaşması meselesi olduğunu söyledik hep.
Dedik ki, AK Parti'nin üçüncü dönemi bir 'kurma' dönemidir, değişim sürecinin kurumlaşması aşamasıdır. Değişim sürecinin kurumlaşması ise yeni bir anayasa hazırlanmasını, Kürt sorununu da kuşatacak toplumsal ve siyasal yeni mutabakatların ve bunlara ilişkin kodlar üretilmesini içermektedir.
Ve bu dönemin bu açıdan önceki iki dönemden farklı gerekleri bulunmaktadır. Mutabakat, uzlaşı, siyasi talep-siyasi karar etkileşimine kapı açma, katılım çıtasını yükseltme gibi daha derin demokratik bir iklimi icap ettirmektedir. Yeni dönemde doğru hedeflere doğru araçlarla yol alabilmek için AK Parti'nin siyasi irade ve siyasi cesarete dayanan 'tek taraflı hareket etme ve takdir ederek verme' üzerine kurulu, 'demokratik hal' ile 'ataerkil tutum'u iç içe geçiren siyaseti, bu siyasetin yarattığı atmosfer yeterli değildir.
Bu iklime geçişin zorluğu ortadadır.
Ve Türkiye bugün bu zorluğu alabildiğine yaşıyor, tüm siyasi yalpalamalar bu çerçevede ortaya çıkıyor. Yeni dönemin icaplarına doğru bir sıçrama yapamıyor, yeni bir atmosfer üretemiyoruz...
Geçiş hala sağlanamadığı gibi, kurgu ve kurma kötü araçlarla, yasaklar, güvenlik politikalarıyla yapılıyor...
Türkiye'nin model olabilmesi için İslam ve demokrasinin birlikteliği yetmez, aynı zamanda yaşayan demokrasinin derin ve sahici olması gerekir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025 - Çözüm toplumda neden kabul görüyor?
2.06.2025 - Siyasi denge nereye doğru?
29.05.2025 - Lozan meselesi, siyaset ve gelecek…
18.05.2025 - Barış ve yerleşik korkular…
15.05.2025 - Barış süreci şimdi başlıyor…
10.05.2025 - Dünyanın hali
8.05.2025 - Barış sürecine en çok kimler karşı?
4.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Turk milletinin kokeni binlerce yil oncesine uzanan evrensellik ve humanizmle bezeli sanli tarihini bugun Amerikada da anlatabiliyor olmak ne guzel. Ama bir husus onemli. Bugun Turk milleti Amerikada kendi dilini yeterince kullaniyor mu acaba? Turk dilinin daha yaygin ve daha guzel konusulmasi icin caba harcaniyor mu? Turkceyi amerikada daha gorunur kilmaliyiz.
Ad Soyad Giriniz...
Turk milletinin kokeni binlerce yil oncesine uzanan evrensellik ve humanizmle bezeli sanli tarihini bugun Amerikada da anlatabiliyor olmak ne guzel. Ama bir husus onemli. Bugun Turk milleti Amerikada kendi dilini yeterince kullaniyor mu acaba? Turk dilinin daha yaygin ve daha guzel konusulmasi icin caba harcaniyor mu? Turkceyi amerikada daha gorunur kilmaliyiz.