Ali Türer

Ali Türer
Ali Türer
Tüm Yazıları
İki Yüzlü Siyaset!
28.02.2016
2059

 İkiyüzlü bir siyaset hüküm sürüyor bu ülkede. Toplumu sarsacak derinlikte yaşanan her olay, siyasetin bu ikiyüzlü özelliğini ortaya çıkaran yeni bir rol oynuyor. 18 Şubat’ta gerçekleştirdiği intihar eylemiyle Ankara’da 28 kişinin canına mal olan PKK bağlantılı TAK’ın intihar bombacısı Abdülbaki Somer’in taziye evini ziyaret eden HDP Van Milletvekili Tuba Hazer’in haber değeri, birden bire katliamın kendisini gölgede bıraktı.

Olayın vahametine hakkını yine cumhurbaşkanımız verdi. 21. Muhtarlar buluşmasında Meclise “HDP’li hainlerin, teröristlerin fezlekelerini görüşüp dokunulmazlıklarını biran evvel kaldırın” çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanı ve Başbakana göre HDP’li vekil, taziye ziyaretine giderek teröre itibar kazandırma yolu ile destek olmuştu. HDP’li vekillerin hepsi terörist olarak değerlendirilmeli ve defterleri dürülmeliydi.

HDP sözcüsü Ayhan Bilgen ise suçlamalara, Van Milletvekilinin taziye ziyaretine  “geride kalanların acısını paylaşmak yapılan eylemi onaylamak anlamına gelmez" diye yorum getirerek karşılık verdi.

Elbette baş sağlığı ölenin yakınına dilenir, paylaşılan geride kalanın üzüntüsüdür.  Bu üzüntüyü paylaşılması, ölen terörist de olsa baş sağlığı dileyeni terörist yapmaz. Taziyede bulunan, teröristin yaptığını lanetlediği halde önceden tanıdığı ailenin acısını paylaşıyor olabilir. Acılı baba da oğlunun yaptığını onaylamıyor olabilir; ama terörist de olsa sonuçta oğludur, içi yanar. Onun acısına saygı duymak teröriste itibar kazandırmak anlamına da gelmez. Herhalde hukuk da böyle işlemez. Tanzimat fermanı ile gelen suçun bireyselliği ilkesi ile ilgilidir aslında bu.

Ama olayın başka bir yüzü var.

Taziye evinde teröristi bir kahraman olarak gösteren duvarlarda asılı posterler var, ortamda teröristi öven hava söz konusu. Bu ortamda çıkıp bütün oradakilere ve Türkiye kamuoyuna “Ankara’da 28 kişinin hayatına mal olan bu saldırıyı kim planladıysa, bu genci kim kullandı, bu hale getirdiyse Türk halkının olduğu kadar Kürt halklarının da düşmanıdır. Lanetliyorum” mesajı verebileceksen o eve git. Yoksa orada ne işin var? Babaya taziye sunmak ise derdin, o ortama bulaşma, bir hafta sonra telefon et, baş sağlığı dile. Bütün gözler üzerinde, herkes senin nasıl davranacağına bakıyor ve sen bunu yapıyorsun: bilinçli bir tavır değilse büyük sorumsuzluk.

Olay milletvekili açısından böyle ya HDP açısından durum ne?

Bu katliamın 10 Ekim 2015’de barış mitingine yönelik katliamdan ne farkı var? O katliamda iktidarı suçladınız, ortamı hazırlamak bakımından hak verilecek yönler de vardı. Bu katliamda ise bombacının evine taziye ziyaretine giden milletvekilinize  “geride kalanların acısını paylaşıyor” diye sözcünüz ağzından sahip çıkıyorsunuz. Bu nasıl politika, barışı savunduğunuza dair kamuoyunda inandırıcı olabileceğinizi düşünüyor musunuz bu politikalarla?

 Son üç seçimdir partinizi destekleyen birisi olarak soruyorum. Suçlamaları böyle boşa çıkarabilir misiniz? Ufukta görünen erken genel seçime böyle mi hazırlanacaksınız. Ahmet Tan’ın yaptığı gibi “bu bir terörist faaliyet,  milletvekilinin yaptığı yanlış” niye açık net bir tavır ortaya niye koyamıyorsunuz?

PKK’nın iktidara verdiği dolaylı desteğe; sizi, bölgeyi ve ülkeyi sürüklediği duruma niye isyan etmiyorsunuz? Neden korkuyorsunuz?    

Öte yandan Cumhurbaşkanı 21. Muhtarlar buluşmasında siyasete ve hukukun işleyişine Van milletvekili üzerinden yeniden ayar vermeye çalıştı. Bunu değerlendirmeseydi şaşmak lazımdı.

Meclis, Cumhurbaşkanının isteğine ve çağrısına uyup bütün HDP’li milletvekillerin önce dokunulmazlıklarına sonra milletvekilliklerine son verdi diyelim. Sonra ne olacak? Türkiye başkanlık sistemine bir adım daha yaklaşmış mı olacak? MHP parti içi kavga nedeniyle zaten saf dışı, HDP’yi de halledince CHP’yi arafta tutmak daha kolay hale gelecek. Sonra gelsin başkanlık öyle mi? Peki dünyada içine düştüğümüz durum, ekonominin durumu, artan huzursuzluk, ölen onca gencecik fidan bunlar ne olacak?

Yaşayanların evlerini terk etmeleriyle ortaya çıkan muhalefete rağmen, yaşama alanlarını öz yönetim bölgeleri ilan ediyor, hendek kazıp mayın döşeyip kentlerde silahlı alan savunması yapıyorsan bu bir terörist faaliyettir. Çünkü sivillerin yaşamına her türlü silahlı müdahale terörist faaliyet olarak değerlendirilir.

Silahlı güç kullanmanın meşru hale gelmesi devletin yaşananlar içindeki sorumluluğunu da azaltmaz. İktidar işler bu hale gelmeden sorunu çözmek için vardır zaten. Bu kalkışma iktidara, seçim süreçlerinde başını ağrıtan bölge halkını güç kullanarak cezalandırabilme fırsatını vermiştir. İktidar bu fırsatı kullanmaktan siyaseten suçludur. Demek ki barış süreci diye kamuoyu oyalanırken iktidarın da PKK’nın da hesabı başkaymış.

Bu sonucun ortaya çıkmasında iktidar ve PKK kadar HDP’de pay sahibidir.

HDP’nin PKK saldırıları karşısında kimliğini ortaya koyma fırsatı vardı. Suruç katliamı ardından başlatılan saldırılar karşısında zamanında tavır koyup PKK ile arasındaki çizgiyi netleştirebilse, PKK ağzı ile muhalefet yapmayı bıraksa bugün hem HDP, hem Türkiye başka bir noktada, başka bir süreci yaşıyor olabilirdi. 

HDP, PKK’dan bağımsız hale gelemedi. Demokrasi güçlerine karşı üstlendiği sorumluluğu yerine getiremedi. Kendine özgü bir siyaset üretemedi. Kürt hareketi içinde Demirtaş’ın liderliği Öcalan’ın gölgesinden bir türlü kurtulamadı. Belki de bunun için elden ne geldiyse yapıldı.

Türkiyelileşme parti içinde bazıları için belki bir niyetti, ama bazıları için bir strateji olmanın ötesine geçemedi. HDP ülkede Kürt, Türk demokrasi güçlerini kucaklayıp geliştirecek koşulları bünyesinde oluşturamadı.

Bu ülkede iktidarın, tek adamın keyfi yönetimi karşısında kararsız unsurlar iktidarın çekim gücüne bu ölçüde kapılmayabilirlerdi. HDP etnik milliyetçi yönlendirmelerden kendini sıyırıp gerçekten sivil, bağımsız, Türkiyelileşmiş laik, demokratik bir hareketin ortak mekânı olabilseydi; siyasi, hukuki yaşamın tek bir kişinin keyfine göre böylesine şekillenmesinin önüne geçilebilirdi,

HDP üzerinde bir oyun oynandı, başarılı da oldu. Artık gözler AKP içinde doğabilecek muhalefette. Doğrusu yazık oldu.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar