Celal BAŞLANGIÇ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti maaşını ödemediği iki mesleğe direkt kimlik verir.
Birincisi, gazetecilere… Sarı Basın Kartı…
İkincisi de… Haydi, mesleğin ne olduğunu yazmayayım ama verilen kimliğin adını söyleyeyim; Vesika…
Gazetecilerine devlet tarafından kimlik verilen tek Avrupa ülkesi Türkiye…
Zaten Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke içersinde 155. sırada; Avrupa’da ise 42. sırada, yani en sonda.
Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısı 170’ler civarında.'
Yani tüm dünyada tutuklu iki gazeteciden biri Türkiye’de neredeyse.
Gerçek bu kadar yalın biçimde ortadayken... Türkiye’de her geçen yıl kötüleşen, artık neredeyse sıfır noktasına inen basın özgürlüğü konusunda kendisini dinleyen diplomatlara "İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa'sında ne de diğer ülkelerinde, Türkiye'deki basın kadar özgür bir medya yoktur" diyebilecek dirayete sahip bir politikacıdır Erdoğan!
“Dirayet” sözcüğünün karşılığı “beceriklilik, yetenek, ustalık” olduğuna göre; hangi konuda beceriklilik, neyle ilgili yetenek, hangi alanda ustalık olduğuna varın siz karar verin.
Erdogan, Tarabya Köşkü’nde medya patronları, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenlerine bir “iftar yemeği” verdi.
İşin ilginci bu yemek “basına kapalı”ydı.
“Eski Türkiye”de de Genelkurmay paşaları gazete ve televizyonların sahiplerini, yayın yönetmenlerini “brifinge” çağırır, nasıl haber yazılacağını dikte ettirir, taleplerini sıralar, bunu da “basına kapalı” yapardı.
“Yeni Türkiye”de sadece “brifingin” adı değişmiş, “iftar yemeği” olmuş.
Gerisi aynı... Ne de olsa “O artık Başkomutan”.
Elbette toplantıya katılanlar yandaş medyayla diz çöktürülmüş, biat ettirilmiş eski merkez medyanın temsilcileri.
“Belki bunlar bilmiyorlardır” diye cezaevindeki gazetecilerin durumuna açıklık getirmiş Erdoğan:
“Bugün ülkemizde, size bakanlığımızın rakamlarını veriyorum, mesleğini gazeteci olarak ifade ederek cezaevlerinde bulun 177 kişiden sadece ikisi sarı basın kartı sahibidir. Bu 177 kişiden biri cinayet suçundan, diğerleri de terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle cezaevinde bulunuyor.”
Bu konuşmada “sarı basın kartı” vurgusu önemli. Önce bir altını çizelim.
Nedense bu ülkeyi yönetenler “sarı basın kartı” olmayanları gazeteci saymıyor, olanlara da ne yaptığına birazdan bakacağız.
Metin Göktepe, bundan 21 yıl önce “sarı basın kartı” olmadığı için gözaltına alınmış, dövülerek öldürülmüştü polis tarafından.
Bu katliamı protesto ederken sevgili Metin’e 2x3 metre boyutunda, koskocaman bir “sarı basın kartı” yapmıştık.
Bugün Metin öldürüldüğünde Başbakan kimdi, İçişleri Bakanlığı’nı kim yapıyordu, katil polislerin adları neydi... Hiç kimse hatırlamaz bile.
Ama bu yıl Metin’in doğum günü olan 10 Nisan’da Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nin 20. yıldönümüydü ve görkemli bir törenle verildi öldürülen gazeteci adına ödüller.
Yani mesele “sarı basın kartı”nda değil, mesele meslekte, yürekte...
Ama belli ki Erdoğan da bu gerçeği pek anlamamış görünüyor. Tutuklu gazetecileri bir de “sarı basın kartı” üzerinden yok saymaya çalışıyor ama, gerçek hiç de öyle değil.
Evet, Erdoğan önceki gün medya patronlarına ve yöneticilerine, kendisine gazeteciyim diyen 177 kişiden birinin cinayet, 176’sının terör örgütleriyle ilişkisinden dolayı cezaevinde olduğunu söylemişti.
Bu konuşmasından yaklaşık üç ay önce Mart 2017’de tutuklu gazetecilerle ilgili verdiği bilgiler bambaşkaydı.
“Şimdi bu gazeteciler, ‘Listesini verin’ dediğimizde gelen isimlere bakıyoruz. Yurt dışı için söylüyorum; içlerinde katilden soyguncuya, çocuk istismarcısından dolandırıcıya kadar herkes var. Gelen listede sadece gazeteci yok. Geçenlerde ülkemizde 149 tutuklu ismin bulunduğu bir liste geldi. Arkadaşlarımız baktılar ki bu listenin 144’ü terör suçundan, dördü adi suçlardan cezaevinde bulunuyor.”
Aslında bu bir itiraf. Geçen üç ay içersinde “terör” suçundan yatan gazeteci sayısı 144’ten 176’ya çıkmış. Soyguncular, çocuk istismarcıları, dolandırıcılar tahliye edilmiş. İçeride bir cinayet zanlısı kalmış.
Bu verileri açıklarken “Bakanlığımızın rakamlarını veriyorum” diyor Erdoğan.
Belli ki “Bakanlığımız” dediği, Bekir Bozdağ’ın başında olduğu Adalet Bakanlığı.
Ancak, Bekir Bozdağ’ın kendisi bugüne kadar cezaevinde kaç gazeteci olduğu konusunda sağlıklı bir karara varamamış bir Adalet Bakanı’dır. Erdoğan’a verdiği rakamlar nasıl doğru olsun.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın tutuklu gazetecilerle ilgili soru önergesine 22 Kasım 2016’da verdiği yanıt şöyle:
“Ceza infaz kurumlarında 30 basın mensubunun tutuklu olduğu anlaşılmıştır.”
Oysa Bozdağ bu açıklamasından yedi ay önce, 6 Nisan 2016’da cezaevlerinde iki gazetecinin tutuklu olduğunu söylemişti.
Ne yani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da inandığı Adalet Bakanlığı verilerine göre 2016 Nisan’ından 2016 Kasım’ına kadar 28 gazeteci tutuklandı da şimdi hepsi tahliye edilip geriye bir cinayet zanlısıyla 176 “gazeteci-terörist” mi kaldı?
Gelelim Erdoğan’ın önceki gün söylediği “177 gazeteciden sadece ikisinin sarı basın kartı olduğu” iddiasına...
Bu açıklamayı okur okumaz Cumhuriyet’in Hukuk Bürosu’nu aradım.
Çünkü biliyordum ki tutuklu 12 Cumhuriyetçinin çoğunun basın kartı vardı ve Erdoğan’ın açıkladığının aksine sırf bunların sayısı ikiden fazlaydı.
Nereden bildiğime gelince, hemen hemen hepsi bir dönem mesai arkadaşım, hala daha yakın dostum.
Gelen bilgi benim hafızamı doğruladı.
Cezaevindeki 12 Cumhuriyetçiden Murat Sabuncu, Turhan Günay, Güray Öz, Kadri Gürsel, Musa Kart, Hakan Kara ve Ahmet Şık “sarı basın kartı” sahibi gazetecilerdi.
Tutuklu gazeteciler listesine baktım, tanıdıklarım içinde “sarı basın kartı” sahibi olan çok kişi vardı.
Meydan’dan Abdullah Kılıç, Haberdar’dan mesai arkadaşım da olan Ahmet Memiş, Zaman’ın Diyarbakır Temsilcisi Aziz İstegün, Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün, Taraf’tan Mehmet Çölgeçen, Millet’ten Mutlu Çölgeçen yıllarca bu memleketin çeşitli medyasında kalem oynatmışlardı.
Emre Soncan, Zaman Gazetesi’nin Cumhurbaşkanlığı muhabiriydi. Sarı Basın Kartı olmayanı akredite etmeleri mümkün değil.
Bir de TRT’de makam, mevki sahibi olanlar var tutuklu gazeteciler arasında.
TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Erol Yüksel, TRT Yurt Haberler Müdürü Ersin Şanlı, TRT Haber’in Koordinatör Yardımcısı Hakan Aksel...
Bunların hepsi AKP iktidarı döneminde TRT’de göreve getirilmiş kadrolar.
Yoksa AKP iktidarında “sarı basın kartı” bile olmayan “FETÖ”cüler “gazeteci” olarak makam, mevki sahibi mi yapıldı?
Böyleyse, bu suç ortaklığı bile yeter...
Gelelim işin gerçek “sarı basın kartı” boyutuna.
AKP iktidarı 2016’nın başından itibaren “Sarı Basın Kartlarını yeniliyoruz” numarasıyla basın kartlarının iptaline başlamıştı.
15 Temmuz “Kontrol Altına Alınan Darbe” sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal’le birlikte hızla basın kartları iptal edilmeye başladı.
Bir tür haydutluktu yaptıkları. Hak kazanılmış basın kartlarını iptal ediyorlardı.
Darbe/Darbe sonrası ilk elde 330 Sarı Basın Kartı’nı iptal ettiler. Sonra bu sayı 780’e ulaştı.
Hatta bu ara hızlarını alamayıp “kart yenileme” numarasıyla Sürekli Basın Kartı sahiplerine de yeni kartlarını vermediler.
Kazanılmış hak olduğundan “iptal ettik” diyemiyorlar, “pasif duruma geçirdik” açıklaması yapıyorlardı.
Yani Mason Locası’nda olduğu gibi sevmedikleri gazetecilere yeni basın kartlarını vermeyip bir tür “Uykuya Yatırma” cezası uyguluyorlardı.
Bu satırların yazarı da aynen bu durumda olan Sürekli Basın Kartı sahibi gazetecilerden biridir.
Bir de utanmadan “Neden basın kartımı vermiyorsunuz” diye sorunca “İptal etmedik, pasif duruma geçirdik. Size konulan memnu hakların iadesi hakkında karar getirin, basın kartınızı verelim” gibisinden saçma bir yanıt veriyorlar.
Siz de “Kardeşim hayatım boyunca hiç memnu hakkım olmadı ki, kaldırıldığına dair karar getireyim” diye cevap verince derin bir mezar sessizliğine gömülüyorlar.
Bu durumda olan gazeteci sayısı da 115 dolayında tahmin ediliyor.
İşte Erdoğan’ın açıkladığı “sarı basın kartı” yalanı ya da “gerçeği” bu.
Şimdi insanın içine bir kuşku daha düşüyor; yoksa bunlar gazetecileri tutuklayıp sonra Sarı Basın Kartlarını iptal ediyorlar, ardından da “cezaevinde Sarı Basın Kartı olan gazeteci yok” mu diyorlar göğüslerini gere gere.
Medya patronlarına verdiği yemekte cezaevindeki 177 gazeteciden sadece ikisinin sarı basın kartı olduğunu eğer Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak söylüyorsa “Cumhurbaşkanı’nı yine kandırmışlar” diyebilirim.
Yok eğer bu açıklamayı yapan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’sa hükmümü gönül rahatlığıyla verebilirim.
Erdoğan yalan söylüyor!
Böylece bir suç ararlarsa Cumhurbaşkanı’na değil, AKP Genel Başkanı’na “hakaret”e baksınlar!
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021