Cemil ERTEM
Seçim bildirgesine sıkışmış ekonomi metinlerinin (vaatlerin) ciddi olduklarını varsayarak tartışmak pek mantıklı daha doğrusu mantıkla yapılacak bir faaliyet gibi gelmiyor bana. Ancak AK Parti’nin, IMF’siz yıllarını ve burada Erdoğan zoruyla yapılanları anlamlı ve bunun da devamının getirilmesini önemli bulduğum için AK Parti’nin söyledikleri tabii daha sahici…
Şimdi izliyorum CHP, AK Parti’den ekonomi kopyası çekiyor ve birtakım vaatlerde bulunuyor. Bunların yapılıp yapılmayacağı üzerinden bir tartışma var. Kaynak bulamaz falan deniyor; ben bunun pek kaynak meselesi olduğunu da sanmıyorum.
Ekonomi, politikanın likit yani az yoğun halidir ve politikada olan burada da vardır; yani ekonomide de tercihler sizin yolunuzu belirler; bulup bulamayacağınız kaynaklar değil.
Kaynaklar ve ekonomi
Bunun için de … “ekonomi, kıt kaynakların verimli kullanımını anlatan-bulan-bilimdir” tanımı doğru bir tanım değildir, belki içinde kaynak olan bir ekonomi bilimi tanımı cümlesi kuracaksak şöyle diyebiliriz, ekonomi, kaynakların adil kullanımını anlatan-anlatma çabası içinde olan- sosyal bir bilimdir. Bu son tanımda iki kritik ayrım var; birincisi, kaynak kelimesinin başında kıt kelimesi yok; ikincisi, sosyal ve adil kelimeleri… Sosyal olunca insan oluyor tabii; ekonominin özüne insanı koymadan o’nu anlatamazsınız, ikincisi kaynakların olup olmadığı değil, kaynakları kim/kimler için kullanacağız önemlidir.
Bu demokrasi gibidir; örneğin eski Yunan’da da demokrasi vardı ama bu köleler için değil, köle sahipleri için demokrasi idi. Bugün de öyledir; bazıları için “demokrasi” olan diğerleri için “diktatörlük” olabiliyor.
Şimdi bu girişe bağlı olarak, bu konuda, doğru tartışmada, kaynakları nasıl kullanacağımız ikinci önceliktir; birinci öncelik kaynakları kim/kimler için kullanacağımızdır. Zaten kaynakların adil dağılımı, piyasa mekanizmasını da doğru kuracağından, etkin (verimli) kullanımı da kendiliğinden getirecektir.
Erdoğan’ın vizyonu
Şimdi, Erdoğan’ın 2008 yılında, IMF’yi kovarak ipleri eline aldığı 2008 yılından itibaren AK-Parti, 2001 krizinden sonra dayatılan Derviş programını-tıpkı 12 Eylül Anayasası’nın delinmesi gibi- deldi ve deldiği ölçüde de kaynakları adil kullanarak, 2010 Referandumunda, 2011 seçimlerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde çok önemli bir başarı sağladı. Burada yapılan anti-tekel düzenlemeler, Anadolu’da ihracatçı KOBİ’ler için yapılan altyapı yatırımları, yollar, limanlar, demiryolu ağları, şehirlerde metro ve ulaşım ağları, sağlık reformları yoksul ve orta sınıfın nispi gelirini yukarı çekti ve yoksul-orta sınıf geçişkenliği hızlandı. Şimdi önemli olan bunun artarak devam etmesidir.
Bütün bu süreçte, AK Parti ile geleneksel sermaye (küresel ve yerel) sınıfları arasındaki mücadele ve Erdoğan’a yönelik saldırılar bu temel aks üzerinden devam etti. Son faiz tartışmaları da esasında bunun tartışmasıdır. Cumhurbaşkanı, çubuğu (kaynakları) yoksul ve orta sınıfa daha da büktükçe ve Başkanlık Sistemi ile birlikte ekonomide de yapısal bir dönüşüm istedikçe bu saldırı yoğunlaştı. Bu saldırı büyük ölçüde, bir önceki yazıda anlattığımız çarpıtma, algı yönetimi üzerinden oldu. Ama şimdi ortaya çıkartılan CHP’nin ekonomi vaatleri, esasında bu saldırının bir başka ve örtülü bir veçhesidir de… Çünkü CHP programı, Erdoğan’ın ekonomi için söylediklerinin teknik ve sığ-gözboyayıcı- taklididir. Her taklit esasında öze yönelik bir saldırıdır.
Program ve popülizm
Ama CHP’nin ekonomisi, (!) neoliberal Derviş çizgisinin özünü koruduğu için de, aynı zamanda popülist bir sahtekarlıktır. Geçen gün Faik Öztrak, bir TV kanalında biz bu program için günlerdir çalıştık diyordu; sanıyorum Faik Bey, Derviş’le çalıştığı günleri anlatmak istedi. Derviş kararlarında imzası vardır ve bununla övünür kendisi. Şimdi hem öyle hem böyle olmaz. Bakın, eğer elinizdekinin tutarlı, üzerinde çalışılmış bir ekonomi programı olduğunu iddia ediyorsanız; “şunu yapacağım, bunu yapacağım, al sana kaynak” diyemezsiniz, bu laubaliliktir, halka ve seçmene saygısızlıktır. Bunun program olması için, ayrıca nasıl bir maliye ve para politikası uygulayacağını da söylemesi ve bu söylenenin, sizin öngördüğünüz sosyal tayınlamalarla örtüşmesi gerekir.
Bu var mı; hayır. CHP programı, var olan ekonomik kurumların statükosunun aynen korunacağını söylüyor. Faik Bey, Merkez Bankası için araç bağımsızlığı falan diyor ama esasında kastettiği araç ve amaç bağımsızlığıdır, CHP bunu, yalnız merkez bankası için öngörmüyor; tüm piyasa yapıcı denetleme kurumları için öngörüyor. Bu kurumların, seçilmiş iktidara karşı sorumsuzluğu CHP’nin temel hedeflerinden birisidir ve bu Washington Uzlaşısı’nın olmazsa olmaz maddelerindendir. Çünkü CHP, var olan ve günü geçmiş “parlementer sistemi” aynen korumayı amaçlıyor; bu siyasi hedefin otomatik ekonomik sonucu, bütün ekonomi kurumlarının, küresel sermayenin statükosuna bağlı olarak devam etmesi ve kamu bankalarının da şimdiki pozisyonlarını yitirmesi demektir.
Enerji olmazsa ekonomi olmaz
CHP, bütün bunlara bağlı olarak, AK Parti (Erdoğan) döneminin en önemli kazanımlarından birisi olan, Türkiye’nin enerji habı olması hamlelerini yok sayıyor ve buraya ilişkin geliştirici bir strateji önermiyor. Bunun anlamı, Irak petrolleri sevkiyatı ve anlaşmaları başta olmak üzere, TANAP ve diğer enerji projelerinin askıya alınmasıdır. Aynı şey Abdülhamid döneminde de olmuştur; Osmanlı’nın Irak coğrafyasında Abdülhamid döneminde yaptığı tüm petrol hamleleri, Abdülhamid’in, 1909’da devrilmesiyle kaybedilmiştir.
Çok benzerdir; o dönem, Kudüs’teki petrol yatakları, Musul ve Kerkük’teki petrol yatakları, Bağdat’taki petrol yatakları hepsi tek tek tespit edilmiş. Bir Neft Bakanlığı kurulmuştur. Bütün bunlara bağlı olarak yataklar, haritalandırılmış ve millileştirilmesi doğrultusunda adımlar atılmıştır. Ayrıca Abdülhamid, 1881 yılında Duyun-u Umumiye’nin Osmanlı Devleti’nin başına bela edilmesinden sonra bütün bu Musul, Kerkük, Bağdat ve Ortadoğu’daki petrol yataklarını kendi mülküne geçirmiştir. Duyun-u Umumiye’nin bunlara el koymasını Abdülhamid böyle önlemiştir. Bunlar padişahın kişisel mülkü olmuştur ama 1909’daki karşı-devrim sonrasında tekrar bu yataklar hazineye devredilmiş ve hazineye devredildikten sonra Duyun-u Umumiye bunlara el koymuştur. Yani Musul ve Kerkük elimizden 2. Abdülhamit’in hal edilmesinden sonra gitmiştir. Bir daha da hiçbir zaman geri alınamamıştır. Ve Lozan’ın en önemli şartlarından birisi Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarına uzanmamasıydı. Şimdi inanın bir CHP ya da ona benzer bir teknokrat hükümetle-Erdoğan’ın devre dışı bırakılması ve Başkanlık Sistemi’nin engellenmesi- yapılmak istenen aynen budur.
CHP aslında ne diyor?
Sonuç olarak, CHP’nin ekonomi programı şunu anlatıyor, örtülü olarak şunu söylüyor: “Ey küresel sermaye ve onun yerli işbirlikçileri, biz CHP olarak, Washington Uzlaşısı’ndan temellenen, IMF’ci Derviş programını uygularız ama “aşağıdakilere” de, AK Parti kadar vererek, sistemik sorun oluşturmayız, siz merak etmeyin, toplumsal patlama falan olmaz.” Tabii hem Derviş programını-neoliberal çizgiyi- takip edip hem de bu kaynakları yoksula ve orta sınıfa yönlendiremezsiniz. Burada ısrar ederseniz duvara toslarsınız; ama yalnız CHP değil, kim olsa duvara toslar bundan böyle; onu da söyleyeyim; çünkü burada, tıpkı 12 Eylül Anayasası ve onun kurumları gibi, deniz bitti.
İşte CHP’nin olması imkansız vaadi, bol keseden attığı rakamlar değil budur esasında. Bakın CHP’nin, ne kadar IMF’ci, neoliberalizmden başka bir şey tanımayan iktisatçı-politikacı varsa öven ekonomiden sorumlu bir genel başkan yardımcısı var, sayın Böke’nin hemen hemen bütün söyleşilerinde ekonomide 2007-2008’den sonra işlerin kötü gittiği vurgusu öne çıkıyor. Ben ise tam aksini düşünüyorum; AK Parti işe yarar ne yaptıysa, Erdoğan’ın 2008’de IMF’yi kovup, GAP Eylem Planı’nı ilan etmesiyle başlayan süreçte yaptı ve bu süreçte yapılanlar, Cumhurbaşkanlığı dahil, bütün seçimleri kazandırdı…
Belki şu seçim ve ekonomi tartışmaları buradan ve bu persfektiften yapılırsa şimdiye değil, geleceğe de ışık tutar.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018