Ergun BABAHAN
Her çağ kendi faşizmine sahiptir… (Primo Levi)
‘‘Açıkçası bir neden Donald Trump… Eğer Faşizmi geçmişten kalan ve tamamen iyileşmiş bir yara sanıyorsak, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a seçilmesi, yaradaki bandın sökülüp atılması ve yaranın deşilmesi anlamına geldi…’’
Bu satırlar Madeleine Albright’a ait…
Albright sadece Amerika’nın eski dışişleri bakanı değil. Beyaz Saray, Kongre ve ABD Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak görev yapmış bir tarihçi ve Hitler faşizminin doğrudan mağduru. Önce Hitler’den, savaştan sonra da komünistlerden kaçmak zorunda kalmış bir ailenin çocuğu.
‘‘Faşizm: Bir Uyarı’’ kitabının girişinde doktora öğrencileriyle yaptığı faşizm tanımlamaları ve özelliklerine yer vermiş. Faşizm siyaset bilimine göre bugünkü egemen sistemlerine verilen isim olmayabilir ama yazının başında alıntıladığım Primo Levi’nin dediği gibi yaşanan her çağ kendi Faşizmine sahiptir.
Albright’ın öğrencileri aralarında tartışırken Faşizmi tanımlamak için Faşizmle özdeş kabul ettikleri şu karakteristikleri sıralamış…. ‘‘İktidarın biz ve onlar zihniyeti’’, ‘‘Milliyetçi, otoriteryen, anti-demokratik’’, ‘‘şiddet veya şiddete kolaylıkla başvurma eğilimi...’’
Ancak Faşizm genellikle kendini özgün bir etnik veya ırksal grup sayan ve hakları olanın kendilerine verilmediğine inanan bir halkla da bağlantılı oluyor. Bir halkın neye sahip olduğundan çok, bu halkın neye sahip olması gerektiğini inandığı düşüncesiyle ilgili bir siyasi yapı.
Ve elbette Korku…
Bölünme, büyük güçlerin oyuncağı olma, dinin elden gitmesi, zayıf düşürülme tarzı korkudan bahsediliyor elbette. Albirght, bu noktada şu çarpıcı tesbiti yapıyor:
‘‘Korku, Faşizmin toplumun her kesimine duygusal olarak erişmesini sağlayan bir araç. Hiçbir siyasi sistem halk desteğine sahip olmadan başarılı olamaz; ancak Faşizm sokaktaki erkek ve kadın kadar, zengin ve güçlünün desteğine de bağımlıdır. Yani, kaybedecek çok şeyi olanlarla, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların…’’
Naziler ırkçıydı ama kendi düşüncelerine göre aynı zamanda reformistlerdi diye ekliyor.
Bir başka dikkat çektiği nokta şu…
Tepeden inme biçimde yukarıdan aşağı hükmeden monarşi veya askeri diktatörlüğün aksine olarak Faşizm enerjisini kayıp bir savaş, kaybedilmiş bir iş, utanç veren bir anı veya ülkelerinin ciddi bir çöküş içinde olduğuna inandığı için öfkeli olan kadın ve erkeklerden alır.
Bu notları günümüz Türkiyesi’nin ruhsal yapısının daha iyi anlaşılması için alt alta sıralıyorum. Erdoğan’ın sahip olduğu geniş desteğinin, konu Kürtler veya Batı olduğunda gerek seküler kesimin, gerekse varlıklı kesimin onun arkasında sıralamasının önemini bir kez daha vurgulamak için alıntılıyorum.
Albright’ın altını çizdiği bir başka konu ise, Faşizm’in yandaşlarına ve karşıtlarına olan tutumu. Kendisine sadık olanlara muhaliflerin yararlanamayacağı özel bir kulübe üyelik üyelik sunması. Muhaliflerin kaderine alay edilmek ve aşağılanmak düşer sadece.
Faşist, duygusal tabanı güçlü tutmak için saldırgan, militarist ve koşullar uygun olduğunda yayılmacı olmak eğilimindedir. Geleceği güven altına almak için okulları gerçek inananlar için dini okula çeviri ve söyleneni sorgusuz yerine getirecek ‘‘yeni erkek’’ ve ‘‘yeni kadın’’ nesiller yetiştirmeye çabalar.
Zihninizde bir çan çalmaya başladı mı? Washington’dan değil de, Ankara’dan yazılmış bir kitaba benziyor değil mi?
Faşist’le ilgili şu tesbit de önemli: Bulunduğu makama oyla seçilmiş olan Faşist, başka kimsenin sahip olmadığı bir meşruiyete sahip olduğunu iddia eder…
Faşist, kendini bütün bir ulus veya bir grupla özdeş gören, bu nedenle geri kalanın haklarıyla ilgilenmeyen ve amacına ulaşmak için şiddet dahil her yöntemi meşru kabul eden kişidir…
Ve elbette ‘Muhteşem Erdoğan’ başlıklı bir bölüm de yer alıyor, Erdoğan ve Türkiye’nin serüveninin de anlatıldığı...
Türkiye’nin rejimin yukarıda karakteristikleri sıralanan sisteme ne kadar uyup uymadığı elbette kişisel bir kanaat. Ama Albright’ın kitabında sıraladığı özelliklerin Türkiye sistemine ne kadar uyduğu apaçık ortada…
Böyle bir tabloda faşizmin iktidarı sandıkla bırakıp bırakmayacağı sorusu önem taşıyor.. Pazar gecesi cevabını alacağız hep birlikte.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021