Erol KATIRCIOĞLU
1980’ler sonrası dünyada insanlığın özellikle bilgisayar teknolojilerinin yarattığı enformasyon bombardımanı altında genel bir zihniyet değişimi yaşadığını söylemek sanırım çok yanlış olmaz. Geçenlerde bundan sözederken 1980’ler sonrası dünyadaki “kimlik” sorunlarının, “ekoloji”sorunlarının ve “üretimin küçük ölçeklerde örgütlenme” sorunlarının bu zihniyet değişikliğiyle yakından ilgili olduğundan sözetmiştim.
Konuya devam edersek, “demokrasi” sorunun da bu zihniyet değişikliğinin bir parçası olduğunu söyleyebiliriz gibi geliyor bana. Çünkü bu zihniyet değişikliği dediğim olgunun arkasında insanın kendini bir birey olarak yeniden keşfetmesi yatıyor.
İnsan kendini kendine bakarak keşfedemez, ancak diğerlerine bakarak bunu yapar. Günümüzün insanı da diğer konularda olduğu gibi demokrasi konusunda da kendisini “temsil” etmek üzere seçilmiş insanlara bakarak onların “kendisini” temsil etmede sorunlar olduğunu farkediyor.
Alın şu anayasa meselesini! Hiçbir konuda “katılım” lafını ağızlarına almayan siyasilerin anayasa konusu açıldığında neredeyse hep birden “Ama anayasa ‘katılımcı’ bir biçimde yapılacak!”demelerine ne demeli! Neden “katılımcı” bir biçimde yapılması gerekiyor hiç kimse açıkladı mı? Oysa mademki bu Meclis “hür ve demokratik” bir biçimde seçilmiş milletvekillerinden oluşuyor. O zaman onların bizim “temsilcilerimiz” olarak anayasayı yapmalarında ne mahsur var ki? Sonrasında da bir referandumla toplumun onayı da alınır ve anayasa meselemiz de böylelikle çözülür. Ne diye illa da “katılımcı” olacak diye tutturuyorlar dersiniz?
Doğrusu benim anladığım, anayasa gibi toplumun birlikte nasıl yaşayacağının kurallarını belirleyen bir metnin hazırlanması ve kabul edilmesinde “temsili demokrasi”nin sağladığı “meşruiyet” yetmiyor da ondan. Yani aslında bu “katılımcılık”taki ısrarın arkasında bence kimse itiraf etmiyor olsa da aslında “temsili demokrasi”nin artık “meşruiyeti” kuşkulu bir sistem olduğu gerçeğinin kabulü yatıyor.
O nedenle de hemen bütün dünyada 1989’da, duvarın yıkılması sonrasında yapılan anayasalarda“katılımcılık” temel bir konu oluyor. Hatta öyle ki anayasa metninden çok metnin “katılımcı” bir biçimde yapılıp yapılmadığı daha önemli bulunuyor vs.
Bizim siyasetçilerimizin “katılımcılık”tan sözetmelerinin nedeni böyle bir zihni değişime sahip çıkıyor olmaları olabilir mi? Sanmıyorum. Öyle olsaydı ikide bir “3. köprü”nün Boğaz’ın neresinden geçeceği konusunda ya da ne bileyim mesela “çılgın proje” gibi konularda topluma sormak ihtiyacı da hissedebilirlerdi. O nedenle de anayasanın “katılımcı” bir biçimde yapılacağı ifadeleri bence bir pazarlama tekniğinden öte bir anlam taşımıyor.
Çok uzun yıllar kendisine hiçbir şey sorulmadığı gibi yaşadığı coğrafyada bile geçiciymiş gibi duran bir halk için “katılımcı bir demokrasi”yi savunmayı toplumdan kopukluğun bir işareti olarak okuyabilirsiniz. Hatta apartman toplantılarını bile yapmayı zül gören bir toplumda bu “katılımcılık” da nereden çıktı diye sorabilirsiniz.
Ama benim bildiğim yalnızca ekonomik alanda değil aynı zamanda sosyal alanda da toplumun kararlara katılması biçimindeki bir demokrasinin önümüzdeki dönemin demokrasi anlayışı olacağı. Çünkü çağımızın bireyi kendini önemsemeye devam ettikçe ve kendi hayatıyla ilgili kararlarda kendi dahlinin de olması gerektiğini düşünmeye devam ettikçe kaçınılmaz olarak katılımcı bir toplum da gelişecek. Bu, “çağımızın bireyi” kapsamına Türklerin de dahil olduğunu söylememe bilmem gerek var mı?
Meclis Başkanı Cemil Çiçek “katılım” konusunda işlerin iyi gitmediğinden yakınıyor. Acaba bu durum insanlarımızın, siyasetçilerin “Katılın!” dediklerinde aslında “Farketmez, biz nasıl olsa bildiğimizi okuyacağız!” demek istemiş olduklarını düşünmelerinden olmasın?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025