İbrahim Kahveci
Liderlerle ekonomi sohbetinde öne çıkan ortak özellik adalet, liyakat, şeffaflık gibi temel demokratik yönetim ilkeleri oldu.
Her lider, ülkenin kurumlarının ve kurallarının işlemediğini ve bunun gelecek açısından ne kadar büyük tehlike içerdiğini ayrıntılı şekilde anlattı.
“Ülke 1 kişiye bağlı yönetiliyor” denildi. Bu yönetimin de itaate bağlı olduğu açıkça ortaya konuldu.
İyi ama bu yönetim tarzı bugün bile ülkeyi büyük bir krize sokmuş olmasına rağmen neden seçmen tarafından yeterince sorgulanmıyor?
Kilit soru bu?
Bu sorunun cevabı çok sayıda alt cevaba bağlı. Bu cevaplardan biri de ‘sosyal yardımlar’
Parti, muhtarlar ve mahalle örgütleri gibi vasıtalarla en ücra noktaya kadar kendi seçmenine yardıma gidiyor.
İŞ-KUR listeleri, KPSS mülakatları vs parti devleti yönetim modelinin bir parçası. Parti devletinde devlet dahi partiye ve partiyle çalışır.
Kendi seçmen tabanında daha az hissedilen kriz, parti teşkilatı dışında kalanlar için tam bir cehennem olabiliyor. O nedenle ‘Benim fakirim’ çok önemlidir.
“Yoksullukla mücadele edilmedi; asıl yoksulluk yönetildi” diyor liderler. O nedenle Belediyelerin yardım toplamaları ve yardım dağıtmaları “Paralel devlet” denilerek engellenmeye çalışıldı.
“Benim yoksulumu kimseye kaptırmam” dayatması geldi.
***
Ülkede seçim kaybetmeyeceğine kesin gözle bakan bir yönetim var. Çünkü 22 milyon aileye sosyal yardım yapılıyor.
Bunu hangi aile kaybetmek ister?
Böyle olunca da aslında iktidar açısından ekonomik kriz aynı zamanda seçim kazanma garantisine dönüşebiliyor.
Rakamları son 2 ay içerisindeki yazılarda defalarca verdim: Lise ve altı eğitimliler işini kaybediyor, işini kaybeden bu kesim çocuk sayısını bile yüzde 20 gibi radikal şekilde düşürüyor. Ama seçim tercihlerinde iktidara bağımlılıkları ise artıyor.
Ortada müthiş bir tezat var.
Yoksulluğa mahkum bir ülke haline geldik.
Acaba Venezuela mı oluyoruz?
***
Burada elbette muhalefetin de çok büyük hataları ve eksiklikleri var. Mesela topluma karanlıktan çıkış için aydınlık bir gelecek sunmakta hala yeterli mesaj veremiyorlar.
Toplum olarak sosyal yardım ve düşük ücrete mahkum olmak zorunda değiliz. Bugün asgari ücret 2300 tl ve ortalama ücret 3500 tl ile adeta okumanın bile değersiz olduğu bir açmazdayız.
Eskiden okuyanın dinlenildiği, şimdi ise ‘okuyup da ne olacaksın’ denildiği bir aşamadayız. Ama Covid 19 gelince de “Şu doktor daha iyiymiş” diye arayışa girebiliyoruz.
***
Şimdi işin temel noktasına gelelim.
Sosyal yardımla 3 -5 kuruşa bir fakirlik hayatı bizi kurtarıyor ve buna sadakatle bağlanabiliyoruz. Bu anlaşılır bir şeydir..
Ama bu düzen bizim hayatımızı yoksulluğa mahkum etmiş olsa da asıl evlatlarımızın hayatını bitirmektedir.
Bugün 3-5 kuruşa razı olduğumuz bu hayat, evlatlarımızın umutlarını bitirmektedir. Asıl onların aydınlık geleceğini asıl karanlığa gömmektedir.
İşte anlaşılmaz nokta burasıdır.
***
Bugün yaşadığımız durumu bir ağaç örneği üzerinden veriyorum. DEVLET dediğimiz yapı bir ağacın kökü ve gövdesidir. Kurumlar ve kurallar bu ağacı yaşatan temel yapıdır. Toplumun büyük kesiminin ve iktidarın temel argümanı İSLAM ise, toplumsal yaşamın temel parçasıdır.
Bugün bu temel yapılar çöküyor.
Ağacın dalları ise farklı siyasi politik görüşler etrafındaki partilerdir.
Muhalefetten hiç biri şu anda kendi görüşünü ve partisini savunamıyor. Çünkü ağacın kökü ve gövdesi olan temel yapılar yıkılıyor.
Bütün liderler ağacı kurtarma derdinde.
Kurumların, kuralların ve inanç dünyasının yıkılışı neye yol açar? Elbette karanlık bir geleceğe...
Peki, toplum bunu yıkım gelmeden idrak edebilir mi? Hatta bu medya düzeninde nasıl tehlikeyi görebilir?
Burada kilit örnek Hitler Almanya’sı örneğidir: Ruslar Berlin’e dayanmış ve girmek üzeredir ama Almanlar Moskova’ya girmek üzere olduklarını biliyorlardı.
***
Bugün bir TC Devletinin temel yapısının çökmekte olduğunu bütün liderler tek tek örneklerle açıkladılar. Büyük tehlike, kurumların ve kuralların işlemediği bu yönetim yapısının karanlık geleceğidir.
İşte burada tek çıkış yolumuz gençlerimizdir. Yani anne babaların evlatlarıdır.
Ülkeyi sadece ve sadece gençlerin geleceğini düşünerek refaha çıkartabiliriz.
Fakirlik tuzağından çıkış yolumuz da evlatlarımızın, torunlarımızın gözünün içindeki ışıkta yatmaktadır. En azından onları ‘kendi 3-5 kuruşluk sosyal yardım uğruna’ bu yoksulluğa ve fakirliğe mahkum edemeyiz.
Evlatlarınızın, torunlarınızın gözünün içine bakın... Ve öyle karar verin.
KARAR sizindir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025