İbrahim Kahveci
Kasım 2020 itibari ile 27 milyon 066 bin olan toplam çalışan sayısının 13 milyon 491 bini lise altı eğitimli kesimden oluşuyor.
Kasım 2017’de ise lise altı eğitimli çalışan sayısı 16 milyon 212 bin kişiydi. Kasım 2020’de her 100 çalışanın 50’si lise altı eğitimli hale geldi. Oysa Kasım 2017’de bu oran 57 kişiydi.
Ya da şöyle izah edelim: Son krizde lise altı eğitimli kesimden 2 milyon 721 bin kişi mevcut işini kaybetmiş oldu. Buna karşılık 195 bin lise mezunu yeni iş bulurken, üniversite mezunlarından da 1 milyon 075 bin kişi yeni iş bulmuş oldu.
Kriz resmen alt eğitim gruplarını vurmuş.
Özellikle üniversite mezunlarında iş bulma oranındaki artış dikkat çekiyor. Hatta bir trend olarak bakıldığında lise altı eğitimliler 2014’den bu yana ciddi sıkıntı çekiyorlar. 2017’ye kadar aynı seviyelerde seyreden istihdam son üç yılda ise düşmeye başlamış durumda.
Lise mezunlarında ise istihdam adeta yatay bir seyir izliyor. Ama onların yerine işi artık üniversite mezunları kapıyor.
Kısaca istihdam gelişmelerini özetlemiş olduk.
***
Henüz 2020 yılı doğum sayıları açıklanmadı. 2015 yılında lise altı eğitimli annelerin doğum sayısı 794 bin kişiydi. Bu sayı 2019 yılında 611 bin doğuma geriledi. Lise altı eğitimli kesimde çocuk sayısı tam yüzde 23,0 azaldı.
Aynı dönemde iş bulma oranı artan üniversite mezunlarında ise doğum sayısı 254 binden 298 bine yükseldi. Üniversite mezunlarındaki doğum sayısı artışı ise tam yüzde 17,3 oranına sahip.
Burada şunu görüyoruz: Alt eğitim gruplarında yaşanan ekonomik kriz doğum sayılarında ciddi şekilde kendini gösteriyor.
***
Şimdi gelelim mutluluk oranlarına... Ya da “Yaşam Memnuniyeti” anketine.
Okumayanlar, ilkokul mezunları ve ortaokul mezunlarından oluşan lise altı eğitimli gruba bakıyoruz. 2004 yılında 56,8 olan mutluyum diyenlerin oranı üniversite mezunlarından tam 10 puan daha düşük.
Hatta 2009 krizinde lise altı eğitimli kesim ile üniversite mezunlarının mutluluk derecesi, benzer şekilde geriliyor. Lise altı eğitimlilerde mutluyum diyenler 56,8’den 53,5’e gerilerken, üniversite mezunlarında da mutluyum diyenlerin oranı da 66,8’den 63,2’ye geriliyor.
Ama ne oluyorsa 2015 sonrasında oluyor.
Lise altı eğitimlilerin mutluluk oranlarında düşüş yaşansa bile çok sınırlı kalıyor. Mesela 2004-2012 yılları arasında üniversite mezunlarında mutluyum diyenlerin oranı açık ara lider konumda sürüyor. Ama bu liderlik 2015 sonrasında lise altı eğitimlilere geçiyor.
Ne oluyor, ne bitiyor da eski yıllarda üniversite mezunlarından çok daha az mutlu olan lise altı eğitimliler, 2015 sonrasında daha çok mutlu olmayı başarıyorlar.
Burada mutluluk kavramını kıyaslama yapıyoruz. Mesela lise altı eğitimlilerde mutluluk 2017 sonrası düşüyor ama bu düşüş daha sınırlı.
2004 yılında;
Üniversite mezunlarının mutluluk oranı %66,8 iken, lise altı eğitimlilerde bu oran %56,8 seviyesindeydi.
2020 yılında;
Üniversite mezunlarının mutluluk oranı %46,1’e gerilerken, lise altı eğitimlilerde bu oran %49,6’da kalıyor.
Üniversite mezunlarında mutluyum diyenlerde 20,7 puan kayıp yaşanıyor ama lise altı eğitimlilerde bu kayıp sadece 7,2 puanda kalıyor.
***
2004 yılında mutsuzum diyen lise altı eğitimlilerin oranı yüzde 13,5 iken üniversite mezunlarında mutsuzum diyenlerin oranı sadece yüzde 7,7 seviyesindedir.
Ve 2020 yılı;
Mutsuzum diyen lise altı eğitimlilerin oranı yüzde 14,8 ila 2004 yılına göre sadece 1,2 puan artıyor. Ama mutsuzum diyen üniversite mezunlarında bu oran artık yüzde 14,6 seviyesindedir.
Üniversite mezunlarında mutsuzum diyenlerin oranı 2004 yılına göre iki kata yakın artış göstermiş.
Evet, bu konuyu çok yazıyorum ama çok da ilginç bir tablo. Ülkemizin geleceği açısından bu yapısal sorunu önce iyi idrak etmeliyiz ki, çözümü ona göre bulabilelim.
Mesela acaba lise altı eğitimliler ne görüyorlar, ne biliyorlar? Ki onlar işlerini kaybetmelerine rağmen, evlat sahibi olma imkanlarını dahi azaltmalarına rağmen bakış açıları fazla değişmiyor?
Acaba üniversite mezunlarının idrak edemediği temel sorun nedir? Neden bu ülkede okuyanlar iş bulmalarına rağmen giderek daha mutsuz hale geliyorlar?
Okumak ile karamsarlık paralelleşmiş ise;
az okumakla mutluluk sağlanmış ise;
Bu ülkede çözüme nasıl gideceğiz? Acaba muhalefet bu tabloyu nasıl değiştirecek? Çözüm nedir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025