Lale KEMAL
Kafa aynı kafa, emekli de olsa muvazzaf da olsa. Terörle mücadele adı altında 50 bine yakın can gitmiş, bilinmeyen sayıda yaralı var, kimileri gelişigüzel yerleştirilmiş mayın kurbanı. Ömürlerini, ya kolu bacağı olmadan ya da gözleri görmeden ya da hepsinin yokluğunda geçirmek zorundalar. Hem yüreklerinde yaşattıkları hem de bedenlerinden aldıkları yaralarla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu insanlarla medyanın söyleşi yapmasına izin bile verilmiyor, verilse de sansürlü oluyor. Bu yürekleri ve bedenleri yaralı insanlar, gerçek savaş hikâyelerini anlatsa, devletin ihmallerini gözler önüne serse belki Kürt sorununun çözümü daha akılcı bir çizgide tartışılabilir. Ne gezer...
Bakın, bizzat kendisi düşük yoğunluklu savaşta yer alan emekli Orgeneral Necati Özgen, hükümetin, Silvan olayının ardından kırsalda terörle mücadelede polise yeniden görev verme planını nasıl da çarpıtmış, Sözcü gazetesinin önceki gün manşetten verdiği şu açıklamasıyla; “Askeri, polise bağlamak istiyorlar”. Bu ne biçim açıklama, olay bu kadar basite indirgenebilir mi? Söyleşiyi yapan gazeteci de tek kelam etmiyor, “Bu asker de polis de bizim ülkemizin menfaati için var. Polis ise, seçilmiş hükümetin İçişleri Bakanlığı’na bağlı, keza kâğıt üzerinde de olsa Jandarma da,” şeklinde.
Özgen’in, bunca insan ölürken artık tahammül sınırlarını aşan Sözcü’deki açıklamalarından başka detay vermeyi bile değer bulmuyorum. Ama, polis-asker husumeti derinleştirilerek sürdürülen güç kavgası, Türkiye’yi hem terörle hem de diğer asayiş olaylarıyla mücadelede zafiyete uğrattı, uğratmaya devam ediyor.
Zaten normal olanı da terörle mücadelede, özel olarak eğitilmiş polis –hukuk sınırları içinde kalması sağlanarak– ve yine İçişleri Bakanlığı’nın kontrolünde olması gereken profesyonel hale getirilmiş jandarmanın kullanılması değil miydi? Nasıl oluyor da, acemi erler terörle mücadelede kullanılıyor? Hangi NATO üyesi ülkede terörle bu şekilde mücadele ediliyor? İç güvenlikte neden profesyonel güçler kullanılmıyor ve askere iç güvenlikten el çektirilmiyor?..
Normal olan değil anormal olan tercih edildi hep, zira anormal yöntemleri tercih edenlerin canları yanmadı, yanmıyor, hesap da sorulmuyor.
Eski Başbakan Yardımcılarından Ekrem Pakdemirli, pazar günkü Star gazetesinde yer alan açıklamasında, “Savaş düzeninde, komutanlar, en küçüğünden en büyük birime kadar en önde olması gerekir. Günümüzde hangi albay, hangi binbaşı gazi oldu” diye sorarak, canı yanmayanların, giden canlara yönelik vurdumduymazlıklarını akla getiriyor.
Pakdemirli’nin, savaş üzerinden rantı mubah sayan ve şeffaflaşmaya direnç anlayışını ortaya koyduğu şu sözleri önemli:
“Şimdiye kadar çok söyledim. Dünyada hiçbir ülkenin düzenli ordusu gerilla ile baş edememiştir. Bu gerçeği bizim askerî yönetim de biliyor, ama işi, ehil olan özel harekât birliklerine devretmiyor. Nedeni ise ‘harp hali, deyip kayıt kuyuttan uzak durup harcamalarda serbest olmak’ deniliyor.”
Bu deneyimli, eski siyasetçinin sözleri, asker, sivil arasındaki güç kavgasının, bizi nasıl tükettiğini gösteren bir diğer örnek. Ama Pakdemirli de kusura bakmasın, siyasetçilerin onlarca yıllık basiretsizlikleri sonucudur ki, askerin sivil demokratik denetimi sağlanamadı, kabul edilemez şımarıklıkla halen, vahim hatalarını örtbas etmeye çalışıyorlar. Siyaset kurumundan güçlü bir dirençle karşılaşmıyorlar. Nasıl karşılaşsınlar ki... Sorunların çözümüne katkıda bulunması gereken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sorunların parçası haline geliveriyor. CHP lideri, Silvan olayında askerin moralsizliğini bahane edip, TSK’nın, artık yeter dedirtecek, her ne pahasına olursa olsun ülkeye hükmetme arzusunu daha da kışkırtıcı bir tutum içine giriyor. Daha düne kadar polise övgüler yağdıran MHP, hükümetin, terörle mücadelede polisi aktif hale getirmesine karşı çıkıp bu gücün terörle mücadele edemeyeceğini savunuyor. Amaç ülke çıkarını bu denli ilgilendiren bir konuda çözüm üretmek değil, pusuda bekleyip hükümeti asker üzerinden yıpratmak.
Hükümet ise, arka planında Silvan olayını kullanmak olan milliyetçi hezeyanların karıştığı bu acımasız kışkırtmalar karşısında siyaseten biraz sanki geri adım atıyor gibi; özellikle de yaklaşan Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) öncesi. Hükümet, darbe şüphelisi olup da bu YAŞ’ta terfisi gelenler için açığa alma dâhil her türlü yasal tasarrufu henüz kullanmadı, kullanması gerekirken. Daha da önemlisi, siyasi irade, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün bu hafta başında önerdiği gibi, YAŞ’ın mevcut yapısını değiştirip, terfi, atama, görev süresini uzatma gibi yetkilerini sonlandırmak için gerekli yasal düzenlemeleri biran önce yapması gerekirken, “Askere, biz söylemeden siz darbe şüphelisi askerleriniz için gereğini yapın,” demekle yetiniyor.
Bu arada hatırlatalım. TSK’da, generallerin terfi listelerini Genelkurmay İkinci Başkanı hazırlar. Dolayısıyla bu şurada generallerin terfi, atama, emekli edilme işlemlerine ilişkin listeyi şimdiki İkinci Başkan Orgeneral Aslan Güner hazırlayacak. Aynı zamanda Başkomutan olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmamak için alenen yolunu değiştirmesiyle ünlenen Aslan Güner’in, siyasi iktidarla ters düşecek isimlere yer vermesi olasılığına karşı hükümet umarım önlemlerini alıyordur.
Kişisel hırslar uğruna ülke çıkarlarının nasıl heba edildiğine tanık olmakla yetiniyor, cezayı kesemiyoruz. Oysaki, AK Parti’ye yüzde 50’ye varan oylar, genelinde demokratikleşmeye destek için özelinde ise, “Yanlış yapandan hesap sorulsun, cezası kesilsin” diye de verildi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016