Mehmet Acet
Güvenlik kademelerindeki görevinde 25 yılını geride bıraktığını söyleyen bir isim, “Tayyip Erdoğan’ın bize öğrettiği en kıymetli şey, özgüven sahibi olmak” diyor.
90’lı yıllardan örnekler veriyor, Savunma Sanayii’nde 2002’den itibaren kaydedilen gelişmeleri, bu ‘özgüven unsuruna’ yaslandırıyor.
Yakın bir geçmişte, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savunma Sanayii Başkanlığı’ndan üst düzey bir yetkili ile S-400 meselesini konuşurken “Sen de mi bu işe karşı çıkıyorsun” diye bir cümle kuruyor.
Böyle bir cümle neden kullanılır?
Demek ki Cumhurbaşkanı’nın etrafında olup da fikrini sorduğu isimler arasında da farklı görüşler iletenler olmuş.
Farklı görüşler derken?
ABD’nin yaptırım tehditlerinden ve bunun sonuçlarından endişe duyup da bu işten vazgeçilmesini önerenler diye bir tarif yapabiliriz.
Bu şekilde düşündüğü için, kimse hakkında suçlayıcı cümleler kullanmak da doğru olmaz tabi.
Artılarla eksilerin terazinin iki ayrı kefeye konması halinde nasıl bir sonuç çıkacağı konusunda herkes birbirinden farklı tezler öne sürüyor.
Ama sanıyorum ‘özgüven’ faktörü burada da devreye giriyor.
Riskleri göğüsleyip, başlangıçta gösterilen iradeye kararlı bir şekilde sahip çıkmak.
Cumhurbaşkanı’nın “Sen de mi bu işe karşı çıkıyorsun” dediği kişinin, bu konularda ne düşündüğünü de merak ediyor olabilirsiniz.
İlgili kişinin kendi ağzından şöyle bir cümleyi paylaşmam halinde, nerede durduğunu da kolayca anlayabilirsiniz:
“F-35’ler Türkiye’ye gelmezse, (kendisi artık gelmeyeceğini düşünüyor M.A.) yaptırımlar devreye girerse, kısa vadede kayıplarımız olabilir ama orta ve uzun vadede kazançlı çıkarız”.
Bu cümlenin daha detaylı izahına ihtiyaç varsa eğer, son 4 yıldır terörle mücadelede elde edilen kazanımlara ciddi katkılar sağlayan SİHA’ların hikâyesini hatırlayabiliriz.
Türkiye’nin yerli yapım SİHA projesine güçlü şekilde motive olması, geçmişte ithal ürünlerin kullanımı konusunda çıkartılan güçlükler nedeniyle olmamış mıydı?
Şimdi dillendirilen görüş de bu hikâyeye benziyor.
F-35’leri teslim etmezlerse eğer, bir kere daha ‘kamçılanır’ kendi savaş uçağımızı kendimiz yaparız.
“Kısa vadede kayıplarımız olabilir ama orta ve uzun vadede kazançlı çıkarız” cümlesi ile kastedilen de bu olsa gerek.
‘Özgüven’ kavramına atıflar yaptığımız bir yazıda, biraz da muhalefetin S-400’ler ile ilgili aldığı pozisyondan söz edelim.
CHP yönetimi, birçok temel güvenlik meselesinde olduğu gibi bu konuda da son derece ‘cılız’ bir söylem kullanageldi.
Şimdi bile Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda ne dediğini hatırlamak için beynimi epeyce zorladım ama aklıma bir şey gelmedi.
Belki de asıl görüşün güçlü şekilde dillendirilmesi halinde bunun bir başka konuda daha ‘yerli duruş’ tartışması açılmasına gerekçe olmasından endişe ediliyordur.
O nedenle, CHP’nin S-400 görüşünü öğrenebilmek için arama motorlarına başvurmak durumunda kaldık ve partinin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün şu sözleriyle karşılaştık:
“Bölgedeki dengeleri lehine çevirmek için bir kere S-400’lerin teslimatı ertelenir. Bunun ertelenmesinin sebebi de S-400’lerin NATO güvenliğine zarar verip vermeyeceğinin incelenmesi ile olur. Komisyon bu kararını verene kadar S-400’lerin Türkiye’ye konuşlanması ertelenebilir. Ertelendiği takdirde ABD’nin S-400’leri aldığımızdan dolayı bize uygulayacağı yaptırımlar da ertelenir ya da yaptırım olmaz.”
S-400 bahsinde geride bıraktığımız süreci yakından takip etmeyenler ya da bilgi sahibi olmadan kolayca fikir sahibi olanlar için son derece parlak bir fikir olabilir bu!
Ama özünde, “Erteleyelim” demenin “Vazgeçtim” demenin bir önceki ayağını ifade etmekten ibaret olduğunu düşündüğümüzde, CHP’nin resmi görüşünün S-400 işinden vazgeçilmesi olduğunu anlayabiliyoruz.
İyi Parti’nin de bir görüşü var bu konuda.
Daha doğrusu iki görüş.
Geçen yıl, bir kahvaltı vesilesiyle bir araya geldiğimiz Genel Başkan Meral Akşener, S-400 bahsinde, “Gelse bile hangarda çürüyecek” demişti.
Akla hemen niçin hangarda çürüsün sorusu geliyor değil mi?
ABD bir konuda bir irade koydu mu o iradeye direnmenin anlamsızlığını en baştan kabullenirseniz böyle bir cümle ancak o vakit ağızdan çıkabilir.
S-400’lerin ‘Saray’ı korumak için alınacağı’ tezinin cıvıklığına ise hiç girmeyelim daha iyi.
Başka ülkelerde de milliyetçi olduğunu söyleyen partiler böyle meseleler gündeme geldiğinde benzer bir tutum sergiliyorlar mıdır acaba?
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020