Merve Şebnem Oruç
Son yıllarda kaç kez Hatay sınırına gittim, sayısını hatırlamıyorum. Sınır hattında ve ötesinde dolaşırken hissettiğim kalp acısının etkisi, İstanbul’a döndüğümde bazen haftalar, bazen aylar sürerdi. Türkiye-Suriye sınır hattı bana her seferinde Araf’taymışım gibi hissettirirdi. Bizi dünya üzerinde cehennemin yaşandığı topraklardan ayıran uzun hat… Hatay’dan ya da Kilis’ten karşıya geçtiğinizde gördükleriniz, duyduklarınız zihninizde uzun süre yer edecek, evinize döndüğünüzde içinizde bir çıban gibi sızlamayı sürdürecek acılardan ibaretti.
Rejim bombardımanlarından yalın ayak, üstünde sadece bir kat geceliğiyle kaçmış, sınırın hemen dibindeki zeytin ağaçlarının olduğu gelip çökmüş kadınlar, genç kızlar mı görmedim… Ömür boyu sürecek sakatlıklar olarak iç savaşın izlerini vücutlarında taşıyan uzuvlarını kaybetmiş çocuklar mı… Esad’ın zindanlarında gördüğü işkencelerde dişleri sökülmüş, tırnakları çekilmiş kadınlar adamlar mı, gördüklerinden, yaşadıklarından delirmiş yaşlılar mı… Sınır hattından uzaklaşıp derinlere ilerlemeye başladığınızda iç savaşın tehdidini an ben an üstünüzde hissetmeye başlardınız. Her an bir bomba üzerinize düşebilir, pusuya yatmış keskin nişancılar tarafından hedef alınabilir ya da teröristler tarafından kaçırabilirdiniz.
Sınır hattında sayısı milyonlara ulaşan insanların, derme çatma yerlerde kışın dondurucu soğuğunda ya da yazın kavurucu sıcağında, yardıma muhtaç halleri mi daha dayanılmazdı yoksa geçtiğimiz yollarda yaşadıklarını anlatırken “Şurada Ahmed’le Omar’ı vurdular, gecenin çökmesini bekledik. Onları ağaçların altına gömdük. Küreğimiz yoktu, toprağı ellerimizle kazdık. Sonra yola devam ettik,” gibi cümleleri günlük bir rutinden bahseder gibi anlatan, bir zamanlar öğretmen, fırıncı, doktorken evini, yurdunu, toprağını korumak için savaşa girmiş insanların hikâyeleri mi… Bilmiyorum.
Sırtınıza yüklediğiniz dramların ağırlığıyla sınıra sırtınızı dönüp Türkiye’ye geçtiğinizde, bu kez buradaki Suriyelilerle onlara kapılarını açmış Türklerin yaşadıklarını sıkıntıları görürdünüz. Nüfusunun 3 katı, 5 katı Suriyeliyi ağırlayan ilçelerde, sadece iş, ev bulamamak gibi sorunlar yaşanmıyordu; aynı zamanda her an karşı taraftan gelebilecek bir havan mermisi ihtimaliyle yaşıyorlardı.
Fırat Kalkanı Harekâtı sonrası Cerablus’u, Çobanbey’i, Dabık’ı, el Bab’ı ilk gördüğümde, değişimi fark etmemem imkânsızdı. Tabi ki elimizde sihirli değnek yoktu, tabi ki savaş devam ediyordu ama Türkiye’nin elinin değdiğini, bayrağının gölgesinin buralara düştüğünü hissediyordunuz. En basitinden güvende hissediyordunuz; basit ama güvende hissetmenin yaşayabilmenin temel koşulu olduğunu anlıyordunuz.
Pazar günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan Oğulpınar Hudut Karakolu’nu ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Kuvvet Komutanlarının, bazı bakanların da eşlik ettiği Erdoğan’ın, Başkomutan sıfatıyla askeri kamuflajlarıyla o küçük sınır karakoluna girişinden itibaren, basın mensuplarını yakından takip edebilmeleri için davet edildiği etkinliklerde olmayan bir başka vaziyet, başka bir hissiyat vardı orada. Yapılan işin manasına yaraşır, onurlu ama alçak gönüllü, duygu yüklü ama hamasetten uzak, ciddiyet dolu ama protokole boğulmamış, birlik ve beraberlik ruhuyla bezeli ama aşırılıklardan arınmış program, şehitlerimize yaraşır ama yaşamakta olan askerimize de moral verecek şekilde planlanmıştı.
Doğrusu, yola çıkarken o akşamüstü o kadar özel ve etkileyici bir resmin içinde olacağımı tahmin etmemiştim. Üç kilometre ötede olan bitene karşı elimizi, kolumuzu, içeriden ve dışarıdan bağlayıp yapacakları yeni dizayna sadece seyirci kalmamızı istedikleri günlerde çaresizlik hissiyle dolaştığım günlerin hafızama kazınan anıları silen bir tabloydu karşımdaki. Güneş sarının, turuncunun, kırmızının en şahane tonlarında batmaktaydı, sanki hava durumu bile oradaki manayı bozmamak istercesine en mükemmel halindeydi. Karşıda düşman eliyle oluşturulan cehenneme inat, adeta “Cennet var,” diye bağırıyordu. Üniformalarını giymiş gencecik fidanların yüreğine yerleşebilecek endişeyi silen, hepimize “Korkmayın, güvendesiniz,” diyen Türk bayrağının ardında Suriye tepelerinin üstünde güzelliğiyle göz kamaştıran gurup vaktine bakarken, dünyanın hiçbir yerinde böyle güzel bir manzara görmediğimi düşündüm.
İçerideki Cumhurbaşkanı’nın askerler, sanatçılar ve sporcularla samimi çay sohbetini müteakip uzun süren vedalaşmanın ardından gece çöktüğünde otobüslere yerleştiğimizde ancak fark ettim sosyal medyada o anlara dair yazılan çizilenleri. İnternet artık 7/24 hayatımızda ve bu kadar şöhretli insanın böyle bir ortamda bir araya gelmesi elbette günün en çok konuşulan olayıydı. Ama harekata desteklerini göstermek ve askerimize moral desteği vermek için oraya gelen ünlü kalabalığa karşı insafsızca yazılıp çizilenler, orada yaşananlara şahit olmuş beni gerçekten üzdü.
Onlar şarkıcılar, sinemacılar… Onlar eğlence dünyasının gözde isimleri… Onlar o karakoldaki erlerin belki de tek eğlencesi dizilerde, filmlerde, şarkılarda, maçlarda imzası olan yüzler… Ne olmuş askere mal olmuş ‘Yaylalar yaylalar’ türküsünü Afrin’e uyarlayıp biraz tebessüm ettilerse, acıklı bir türkü söyleyip birlikte duygulandılarsa… Bu samimi manzarayı “Vur patlasın çal oynasın takılıyorlar” şeklinde, Zeytin Dalı Harekatı’nın başarısından rahatsız olanlardan başka kim kirletebilir? Magazin yanlarıyla, eğlenceli kişilikleriyle, hatta delidolu hayatlarıyla haberlere konu olan bu insanların, Seda Sayan’ın, Sibel Can’ın, Hande Yener’in, Mustafa Sandal’ın ve diğerlerinin olabilecek en alçakgönüllü hallerinde oraya gelmeleri, askere moral ve destek vermeye çalışmaları sadece takdiri hak ediyor bana kalırsa. Ajda Pekkan gibi bir süperstarın, hele hele İbrahim Tatlıses gibi sağlık sorunlarına rağmen yaşayacağı zorluğu göze alarak oraya gelen bir dev ismin, alıştıkları konfordan uzak bir yolculukta sergiledikleri mütevazı tavırlar ve yorulsalar bile her daim objektiflere gülümsemeleri beni çok etkiledi. “Helal olsun,” diyor ve bu güzel ziyarete çamur atmaya çalışanları ayıplıyorum.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018