Murat BELGE
Hukuku bir silâh gibi görme ve kullanma alışkanlığımız üstüne yazmak sık sık gerekli olur, çünkü hukuk sürekli böyle kullanılır. Şimdi gene aynı hikâye devam ediyor, ama biraz daha abartılmış, biraz daha absürtleşmiş biçimde. Suriye’ye giden TIR’ı durdurup arama yapanlar hükümeti düşürmek için silâhlı müdahalede bulunmakla suçlanabiliyor vb. Her şeyin mümkün olduğu bir ortam.
Dün bu konuya Nâzım Hikmet’e yapılanlar temasından girmiştim. Bu olay, gerçekten de, hukuk katlinin bir “haber değeri” taşımaz hale geldiği bu ülkede bile, olağanüstü bir örnek olmuştur. Yapılan rezaleti düzeltmeye CHP’nin eli bir türlü gitmemiş, 1950’de seçimi ve iktidarı kaybetmesine belki bu tek konu çerçevesinde sevinmiştir. Yerine geçen DP de türlü tereddütle ve içinden gelen çeşitli muhalif seslerle Nâzım’ın on üç yıl sonra hapisten çıkmasına yol açan kararı verebilmişti.
Nâzım’ın Türkiye’yi terkettiği anlaşılınca, DP kendini daha rahat hissedeceği zemini bulmuş ve hemen Nâzım Hikmet’i vatandaşlıktan çıkarmıştı. Başlangıçta hapse mahkûm eden süreç kadar olmasa da, bu da bir hayli karakuşî bir karardı.
Dün, “resmî Türkiye”den bu utanç verici süreci tersine çevirecek bir “jest” gelmediğini söylemiştim. Aslında bir şey var: AKP iktidarı sırasında, vatandaşlıktan çıkarma kararının iptal edilmesi.
AKP bunu yaptığı sırada daha bir dizi olumlu tavır göstermişti. “Bu memleket bizden sorulur” zihniyetine karşı mücadele veriyordu. Veriyordu, çünkü o zihniyet de var gücüyle AKP’ye karşı mücadele veriyordu.
Konu şimdilerde gündeme gelse AKP gene Nâzım Hikmet’in yurttaşlığının geri verilmesi gibi bir karara varır mıydı? Hiç sanmıyorum. Bugünkü AKP, daha doğrusu bugünkü Tayyip Erdoğan’dan böyle bir davranış sadır olmaz.
Bu dönüşün birçok somut örneği var. Örneğin anayasa değişikliği olarak getirilen şeyler sonra geri alındı.
Ve şimdi, Abdullah Gül’ün Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Ermenistan’a futbol maçı izlemeye gitmesinin bir “kabahat” haline getirildiğini gözlemliyoruz. Abdullah Gül oraya gitmekle Ermeni tarafının eline koz vermiş. Çünkü böyle yapmakla Ermeniler’e karşı bizim bir suç işlediğimizi kabul ettiğimiz anlamında bir mesaj vermiş oluyormuş –falan filan. Tayyip Erdoğan, şimdi, Abdullah Gül’e ve hepimize bu diplomasi dersini veriyor.
Bu “ders”in hedefinin yalnız Ermeni sorunu olduğunu sanmıyorum. Öyle olsa, bu sözleri gazetelerde yayımlanacak bir “aleniyet” içinde söylemezdi. Çünkü eleştiri amacıyla söylense dahi, Erdoğan’ın bu açıklamasında da bir “suç ikrarı” havası var. O da bir diplomatik gaf sayılır.
Ermeni sorunundan önce bunun bir Abdullah Gül sorunu olduğu kanısındayım. Abdullah Gül suskun, Tayyip Erdoğan ise kendi ölçüleri içinde tamamen “lâlüepkem” sayılır, amma velâkin besbelli ki “bir hadise var” eski ve yeni cumhurbaşkanları arasında. Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ve bütün enerjisiyle sürdürdüğü (ve legalite zemininden gitgide uzaklaştığı) bu gerilim politikasından hoşnut kalmayanların başvuracağı adreslerden biri, belki de birincisi, öyle sanıyorum ki Abdullah Gül’dür.
Sonuç olarak, Tayyip Erdoğan’ın o sözlerinin asıl hedefi Abdullah Gül olsa da, Ermeni konusunun Erdoğan iktidarında nasıl ele alınacağı konusunda yeterince fikir veriyor.
Bu konu bugünlerde yetimhanenin devreye girmesiyle yeni renkler kazanacak ve korkarım gene “inat politikası” egemen olacaktır.
Bu alandaki bu tavır aslında bütün alanlardaki tavırlardan farklı değil. Tayyip Erdoğan, ne kadarı “taktik”, ne kadarı “içinden geldiği gibi”, bilmem, ama dümeni MHP yönüne kırdı, gidiyor.
Dolayısıyla “Barış Süreci” konusunda da işin varacağı yer burasıdır, sanıyorum. Zaten kendisi de, çevresi de, bunun böyle olacağının sinyallerini nicedir veriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025