Murat BELGE
Osman Kavala'nın tutukluluk günleri uzadıkça uzuyor. Bu tutukluluğun uzatılması için yeniden kurulmakta olan "yargı sistemi"mizin bulduğu çareler, gitgide daha fantastik oluyor. Bütün olayın hukukla zaten başından beri olmayan ilişkisi şimdi hukuk üstüne yazılmış bir komediyi daha doğrusu bir farsı andırmaya başladı.
Geçen gün Yıldıray Oğur'un bu konuda yazdığı yazıyı T24 hem özetleyerek hem de bütünüyle verdi. Çok iyi yazılmış, ama öncelikle çok doğru bir yazıydı bu. Oğur olup biteni dikkatle izlemiş, toparlamış, anlatıyor. Anlatmak için sık sık son iddianameden alıntılar veriyor. Burada benim dikkatimi çeken şey, onun alıntıladığı iddianame ile kendi yazısını yazmak için başvurduğu mantık arasındaki uçurum oldu. Evet, bir metni eleştiriyorsun, elbette orada gördüğün mantık yanlışını, bilgi boşluğunu, perspektifi eleştireceksin. Oğur'un yazısı da bunları yapıyor. Ama sanki bunlara, böyle şeylere sığmayan başka bir farklılık var orta yerde. Yıldıray Oğur'un yazısında yer alan mantığı biliyorum, izleyebiliyorum. Ele aldığı "iddianame" metni için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sanki bizim bilmediğimiz, tanımadığımız bir gezegende ya da bizim içinde olmadığımız bir zamanda yazılmış olduğu izlenimini veriyor.
Henry Barkey darbe yapmak, yapılan darbeyi yönetmek üzere İstanbul'a geliyor; herhalde "yakalanmamak" için Büyükada'ya gidip yerleşiyor! Darbe işi becerilemiyor. Henry Barkey Büyükada'dan ve otelinden ayrılıyor. Ayrılırken, üzerinde "Pensilvanya" yazan (hangi imla ile? Herhalde İngilizce'si) bir küçük "çan" bırakıyor otelin resepsiyonuna! Bıraktığı da kesin değil ya, öyle olduğu tahmin ediliyor! Bu "çan" (herhalde "çıngırak" tanımına daha uygun) Henry Barkey'in darbe yaptırmak üzere buralara geldiğini ve ayrıca Osman Kavala'nın da bu darbe komplosu içinde yer aldığını kanıtlıyor!
Bu, "iddianame"nin "açıkladığı" olaylardan bir tanesi. Ama daha çok var bunlardan. Bütün metin bunlardan oluşmuş. Metin bunun benzerleriyle dolu da, bunu "Liberty Bell'in ding-dong dediği yer" olarak alabiliriz.
İddianameyi şaşkınlık içinde okuyoruz (bundan önce yazılanlar da öyleydi. Başka davalarda, örneğin Ahmet Altan'ı, ötekileri mahkûm etmek için yazılanları da öyleydi). Şaşırtıcılık önde gidiyordu.
Ama bu mantıkla hiçbir tanışıklığımız olmadığını söylemek doğru olmaz sanıyorum. Bizim memleketimizde örneğin bir "Bahar sigarası kapağı" olayı olmuştur. Bir zamanlar, daha çok kadın içiciler düşünülerek "Bahar" markalı bir sigara yapılmıştı. Bir kutu içinde satılırdı. Bu kutuda Osmanlı süsleme sanatlarından alınma bir motif vardı. O zamanın sağ cenahı, bu motifte "Ho Şi Minh resmi" keşfetmişti. Düz bakınca değil ama altüst ederek bakınca o Osmanlı motifi Ho Şi Minh'in portresi oluyormuş!
Bunun gibi bir "kibrit kutusu" da aklıma geliyordu. Bu da Tekel'in ithal ettiği ve üstelik Sovyetler Birliği'nden ithal ettiği bir kibritmiş! Üstünde ucuz malzemeye basılmış bir ağaçlık resmi var. Bunu da yan çevirip bakacakmışsınız. O zaman Stalin'in resmi görünüyormuş! Epey bakmıştım. Stalin'i bir türlü görememiştim.
Görsem ne olacaktı acaba? "Tutmayın beni! Komünist oluyorum!" diye bağırarak Moskova'ya doğru koşu mu koparacaktım? Oysa bu zevatın birçok resmini birçok kere görmüştüm ama bir dönüşüm geçirmemiştim.
Peki, Büyükada'da otelin resepsiyonuna bırakılan çan ne yapacaktı? Bıraktığı söylenen Henry Barkey ne demek istiyordu. "Bu sefer yapamadık ama bir dahaki gelişte bu çan sayesinde bu iş tamamlanacak" mı demek istiyordu. Yoksa o gittikten sonra çanı bulacak otel personeli görür görmez "Fethullahçı" kesilip sokağa mı uğrayacaklardı?
Bu tür şeyler gelenekteki "Hurufilik" inançlarına bağlanabilir. İslam mistisizminde (Sünni olanında da, Şia'da da) bol bol rastlanır. Bu dünya bir "simgeler" dünyasıdır. Şu kelimeyi kullandın, şunu demek istiyorsun, parmağını sağa döndürdün şöyle, sola döndürdün böyle demiş oldu, yaprak düştü X, su damladı Y olacak -her şeyin kendisi değil de başka bir şeyin remzi, alameti, habercisi vb. olduğu bir dünya.
Bir adam resepsiyona çıngırak bırakarak nasıl darbe yapar, cevabı olamayan bir soru. Ama böyle şeylerin cevabı yoktur zaten. Bu alemde böyle şeyler olur. Dünyada geçerli hukuk "kanıt" istermiş falan, çanın üstünde "Pensilvanya" yazıyor ya, daha ne kanıtı?
Bunları yazanların da, onlara böyle şeyler yazma talimatını verenlerin de, bunların palavra olduğunu bildiklerinden benim bir şüphem yok. Yani, eğitimleri böyle, hayatı böyle görüyorlar hikâyesi değil. Ne yaptıklarını bile bile yapıyorlar, çünkü siyasi varlıkları bunu gerektiriyor. Bu iddianameyi de seni beni inandırmak için yazmıyorlar. Yazmıyorlar çünkü aklı başında birinin bunlara inanmayacağını biliyorlar. Ama "siyaset" denince sadece "komplo teorisi" bilen, bu tür masal dinlemeye alışmış kitleye sunuyorlar mavallarını, o kitlenin içinde yanlarında tutabildiklerini.
Ancak Osman Kavala davası "Türkiye'de AKP iktidarının alegorik hikâyesi"ne benzemeye başladı. Bu iktidar nelere sarılarak duruyor, neler yapmaya teşne, gerçeklikle ilişkisi ne, hepsini burada görüyorsunuz.
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025