Orhan Kemal CENGİZ
Türkiye gibi ülkelerde insan haklarını savunmak, Yunan mitolojisindeki Sisifos’un o devâsâ kayayı bıkıp usanmadan dağın tepesine taşıması gibidir.
En yukarı çıktığını zannettiğiniz anda, o kaya yuvarlanır, her şey başladığı yere geri döner.
Neredeyse yüz küsur senedir Türkiye’de hep böyle olmadı mı?
Meşrutiyet geldi, özgürlük geldi diye sevinen Ermeniler, sadece yedi sekiz yıl sonra korkunç katliamların kurbanları olmadılar mı?
Tek partinin ceberutluğundan kurutulduklarını düşünenler, Demokrat Partinin baskıcılığına, o baskıcılıktan kaçtıklarını düşünenler darbecilerin ceberutluğuna teslim olmadılar mı?
Darbeler, katliamlar, cinayetler, işkenceler, zulümler hep birbirini izledi…
Her seferinde küçük küçük özgürlük düşleri görüldü. Bu düşleri kabuslar izledi…
Askerî vesayeti ortadan kaldırıp, herkese özgürlük getireceğini söyleyen AKP’nin Türkiye’sine bakın…
Bugün Türkiye’yi, sürekli bir olağanüstü hâl rejimiyle yönetiyorlar.
Türkiye’nin taraf olduğu bütün uluslararası sözleşmeler fiilen askıda…
Eğer öyle olmasa, insanları, 12 gün gözaltında tutabilirler mi?
Türkiye gözaltı süreleri konusunda AİHM’de mütemadiyen mahkûm olduğu için gözaltı süresi dört güne indirilmedi mi?
AİHM’nin içtihatları mı değişti?
Dört günü aşan gözaltılar, mahkûmiyet sebebi değil mi?
Siz, insanları 12 güne kadar gözaltına tutmaya imkan verecek yasal düzenlemeler getirdiğinize, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni fiilen askıya almış olmuyor musunuz?
Neden kısaltmıştınız gözaltı sürelerini? Neden şimdi yine en başa döndük?
Bu hiç bitmeyen olağanüstü halin içinde, yargı reformlarından söz etmek insanların zekâlarıyla alay etmekten başka nedir ki?
Siz değil miydiniz, beyaz Torosları ortadan kaldıracağınızı söyleyen?
Güpegündüz, başkentin ortasında insanlar kaçırılıyor, aylar sonra, iskelete dönmüş, sararmış solmuş halde ve dehşetli bir korku içinde bir anda Terörle Mücadelede peyda oluyorlar.
İşkence, gerçekten bir dönem sistematik olmaktan çıkmıştı. AKP hükümeti yapmıştı bunu.
Ama şimdi, yeniden ülkenin dört bir yanından işkence haberleri geliyor.
Geçen gün, yabancı bir siyasetçi beni ziyaret etti.
“Twitter, facebook serbest değil mi, Orhan bey” diye sordu.
Soru karşısında gülümsedim.
Dedim ki, üniversite yıllarında bir arkadaşım şaka yapardı: “Ben eleştireye açığım” derdi, ama sonra yüzünde hınzır bir gülümsemeyle, “beni eleştirenlerin de dayağa açık olması gerekir” diye eklerdi.
Twitter da bu şekilde özgür işte…
Suriye operasyonunu eleştirdiğinde veya bilemediğiniz başka bir şekilde bir mayına bastığınızda, sabahın köründe polis kapınıza dayanıyor…
Aslında, neyin ne olduğunu herkes biliyor bir biçimde.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ve MetroPOLL bir anket düzenlemiş, 28 ilde, 2 bin 651 kişiye insan haklarıyla ilgili sorular sormuşlar.
Ankete katılanların yüzde 82,1’i Türkiye’de temel hakların ihlal edildiğini düşündüğünü söylemiş.
İnsanları tahliye edip, hemen arkasından yeniden tutuklamak gibi adetler ortaya çıkardılar…
Türkiye, önceki yıllarda işkence ve insanlıkdışı muamele yasağı konusunda AİHM’e epey yeni bölümler yazdırmıştı.
Mesela, köy yakma vakalarında, insanların evlerinin yanmasını izlemek zorunda bırakılmasını insanlık dışı ve onur kırıcı bulmuştu AİHM.
Yeni Türkiye, bu konuda AİHM’e yeni içtihatlar yazdırmaya aday görünüyor.
Mesela, bir gün önce serbest bırakılıp, bir gün sonra, dosyaya yeni hiçbir delil girmemesine rağmen insanların tekrar tutuklanması, insanlık dışı ve onur kırıcı bir muamele olarak nitelenebilir.
İnsan hakları savunucuları Sisifos gibi, hep geriye düşen bir kayayı, dağın tepesine çıkarmaya çalışıyorlar…
Onlar da, soruşturmalar, gözaltılar ve hapis cezalarıyla yıldırılmaya çalışılıyor.
Bütün yaşamı boyunca, insan hakları mücadelesini, onurla, haysiyetle, yılmaz bir kararlılıkla sürdüren Tahir Elçi kalleş bir kurşunla vurulmuş, Dört Ayaklı Minarenin ayakları önünde yatıyor.
Faili meçhullerin, kimsesizlerin, tarifi zor zulümlere uğramışların haklarını savunan Tahir’in cinayetini de bir faili meçhule dönüştürmeye çalışıyorlar.
Bir 10 Aralık gününü daha, insan hakları adına korkunç bir tabloyla karşılıyoruz.
İnsan hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilmesini kutlayacağımız bir gün, insan hakları adına ağıtların yakılacağı bir güne dönüşüyor.
Bir inip, bir çıktığımız bu özgürlük yolunda yine diplerde bir yerlerdeyiz.
Sevinince, ardından mutlaka kötü bir şeylerin olacağından korkan çocuklar gibiyiz.
Hiçbir zaman hukuk devleti olamadığımız için, bütün sevinçlerin, bütün iyi giden şeylerin devlet tarafından bir kalemde ortadan kaldırılabileceğini biliyoruz.
Talat Paşa’nın, ilk önce oturup kağıt oynadığı, sonra öperek uğurladığı Krikor Zohrab’ın taşlarla kafasının ezildiği gün, insan hakları da o kanlı taşların altında kaldı.
İnsan hakları savunucuları o kanlı taşları taşıyıp, bu toprakların dışına atmaya çalışıyorlar.
Ama taşlar dönüp dönüp geriye düşüyor…
Bu makus talihin yenildiğini gördüğümüz 10 Aralıklarımız olsun.
İnsan hakları gününüz kutlu olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020