Yıldıray OĞUR
Kemal Aydın, Ankara Üniversitesi Bankacılık Bölümü’nü bitirmiş 1973 yılında Ziraat Bankası’nda memur olarak başladığı memuriyetten 2001 yılında Kızılay’dan müfettiş olarak emekli olmuştu.
Kızkardeşi Neriman Aydın da Ankara’da Ziraat Bankası’nda çalışan bir memurdu.
İkisi de bekar olan abi-kardeş Ümitköy’de aynı evde yaşıyorlardı.
Abi ve kardeşin devlet memurluğu dışında başka hiçbir resmi görevleri, ordu ile bir bağlantıları olmamıştı.
Kemal Aydın, ayağındaki sorun nedeniyle askerlik yapmamıştı.
Durmuş Ali Özoğlu ise İstanbul’daki ulusalcı kitaplar yayınlayan Toplumsal Dönüşüm yayınevinin sahibiydi. “Şifre Çözüldü: Masonlardan Türkiye’ye Kanlı Hediye: ASALA PKK” gibi ulusalcı kitaplar yazmıştı. Kuvva-i Milliye Derneği’nde bir dönem yöneticilik yapmıştı. Onun da bilinen başka hiçbir sivil ya da askeri resmi görevi yoktu.
Bu üç ismi, 2008 yılında Ergenekon soruşturmasının ikinci dalgasında gözaltına alınana kadar çok az kişi biliyordu.
Üçüne yönelik suçlamalar ağırdı: TSK içinde Karargâh Evleri adlı bir illegal yapı kurmak…
Tabii ki “Ergenekon Terör Örgütü” bünyesinde.
Yargıtay, Ergenekon diye bir örgüt olmadığına karar verdi.
Hala böyle bir örgütün olduğuna inananlar var.
Bu yazının yazarı onlar arasında değil.
Ama Ergenekon diye bir örgüt olmaması Ergenekon davasında soruşturulan her şeyin uydurma ve kumpas olduğu anlamına da gelmiyor.
Özellikle İkinci Ergenekon İddianamesi’nde Kemal ve Neriman Aydın kardeşler ve Durmuş Ali Özoğlu çevresindeki tuhaf ilişkiler diğer iddialar gibi kumpas sepeti içine atılmasına rağmen hala tam olarak aydınlatılmış değil.
Mesela soruşturma kapsamındaki dinlemelere takılan aşağıdaki telefon tapesinde telefonun bir ucunda bir Kızılay emeklisi diğer ucunda bir yayınevi sahibi olduğuna inanmak kolay değil:
Durmuş Ali Özoğlu: “Abi yılbaşı hediyesi getirelim diye uğraşıyoruz memlekete” “Yılbaşı hediyeleri hazır paket yapacağız şimdi” “Paket kağıdını bekliyoruz abi”
Kemal Aydın: Seni çok özledim sizin potinlerinizi özledim…sizin ee bu Özel Kuvvetler in emeklisi var mı yok mu?
Özoğlu: Abi, sence olur mu?
Aydın: Olmaz. Emekli olmaz.
Özoğlu: Özel Kuvvetler’den emeklilik mi olur abi ya.
Özoğlu: Valla bu soğuk soğuktan filan böyle artık yürümekten tabanlarımız şişti. Soğuktan perişan olduk ya. Ben bu eksi otuz derecede günlerce kalıyorsam bu Mehmetçik kalıyorsa. Şüphesiz bu memlekete ihanet eden elbette o cezasını fazlasıyla değil aynen görecektir.
Aydın: Canım benim kurban olurum. Tamam, o… ilgili aldığım emrin gereğini yapıyorum. Başkomutanımın emrinin gereğini harfiyyen yerine getiriyorum.”
Özoğlu’nun iddianamelere bir de fotoğrafı girmişti.
KKTC Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanlığı’nda 17 Mayıs 2008 sabah 09.35’de çekilmiş fotoğrafta alayın tarihindeki tüm komutanların resimlerinin duvara asılı olduğu özel hazırlanmış köşenin önünde Alay Komutanı Albay Ferhat Özgen, sivil kıyafetli Durmuş Ali Özoğlu’nun karşısında esas duruşta beklerken görülüyordu.
İddianameye giren başka telefon tapeleri de bir yayınevi sahibi, kitap yazarı için tuhaftı:
“Kıbrıs’a gittim geldim bu arada Rum kesimine geçtim. O dondurma yediği yer var ya Talat’ın filan p…Yorgo’nun dondurmasını yediği, orayı da yerle bir ettik abi kapıda ne Birleşmiş Milletler askeri müdahale edebildi ne de Rum askeri… Kıbrıslı gazeteler yazıyor ki Rum kesimi saldırıya uğradı falan diye kim oldukları belli değil yerle bir etttiler diye yazmış biri. 19 Mayısta güzel bir miting yaptık.”
…
“Dün akşam Tayyip Erdoğan bak yerini söylüyorum sana iyi dinle. Tuzla Aydınlı köyü, Gizli Bahçe, villa numarasını da söyleyeyim mi saat kaçta kimlerle olduğunu da.”
…
Mehmet K.: Şimdi bizim Antep’teki arkadaşlar, şimdi bunların ellerinde 70-80 kişilik bir genç grup var. 20-25 yaşlarında. İstediğimiz her türden sağlamlar. Ekip olarak şimdi bunlar bir iş girişiminde bulundular Barzani ile ilgili bir çalışma yaptılar. Bu işin içerisinde bayağı şeyler var, Özel de var… Birçok şeye iş yaptılar. Antep, Mersin, İzmir, Kuzey Irak çalışmaları.
Özoğlu: Çok güzel.
Mehmet K.: Bunların elinde Özel Kuvvetlerde bir çocuk var. Doğu’da çalışan bir çocuk 25 yaşlarında falan. Bayramdan yirmi gün önce bu adam bağlantıları çıkarmak için Mersin’e geçiyor.. Buna yoldan çekil diyorlar… Aradan yirmi gün geçiyor, bayramdan önce iki gün öncesine. Bu tekrar çalışmalara devam ediyor devam ettikçe… elemanı vuruyorlar.
Özoğlu: Ölmüş mü çocuk?
Mehmet K.: Tabii tabii çocuk ölmüş. Elemanı bu cenazeye katılıyor bakıyor ki onlar cenazeye katılmışlar tabii ölen elemanın babası da emekli savcı. Şimdi bu durumda bizim o çocuk, bundan sonra bunu öldürmek için doktor kıyafeti falan filan, bunun evine gider bunu öldürmek için, ben bunu Antep’te çıkarttım.
Özoğlu: İyi yapmışsın.
Mehmet: Tabii adam kaç gün dayanır bir onbeş gün dayanır, yirmi gün dayanır. Fazla dayanabilecek gücü yok bunun şu an Antep’e gitmiyor ama gittiği günde vurulacağı kesin. Şimdi bundan ne yapabilirim dayısı çok büyük çok büyük işlere girişimde bulundular bunlar.
Özoğlu: E peki şimdi ellerindeki o şeyleri ne yaptılar, bilgileri dosyaları?
Mehmet K.: İstediğiniz zaman size fakslatabilirim.
Özoğlu: Şimdi bu arkadaş Antep’in dışında değil mi?
Mehmet K.: Tabii. Telefon falan dahi taşımıyor.
Özoğlu: Taşımasın. Şimdi güvenli bir yerde mi?
Mehmet: Tabii şu anda güvenli yerde.
Özoğlu: Ondan sonra ne gerekiyorsa girişimde bulunuruz Mehmet.”
İfadelerine göre Özoğlu ile yazdığı kitaplar vesilesiyle tanışan Aydın kardeşlerden Neriman Aydın, abisi Kemal Aydın’ı 2007’de yazdığı bir emailde şöyle tanıtmıştı:
“…Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4.5 yıldır Önderlik yapmaktadır. Türk Milletinin oylarıyla Türkiye Büyük Milleti Meclisi hükümetlerine kavuşanların 10 kasım 1938 saat 9:06 dan beri Hristiyan ve Yahudi emperyalist düşmanlarımızla işbirliği yaparak TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE TÜRK MİLLETİNE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E TÜRKİYE’YE TÜRK ORDUSUNA TÜRK BAYRAĞINA ihanet edenleri ve arkalarındaki düşmanlarımız İsrail’i Amerika’yı İngiltere’yi ve Avrupa Birliği ülkelerinin üzerimizdeki işgal emellerini durdurmak ve Devletimizin iradesine sadece Mustafa Kemal Atatürk’ten ve Türk milletinden emir alan Türk Milletinin evlatlarını hakim kılmak için büyük bir mücadelinin öncüsüdür Büyüğümüz. Ne MİT’in ne ordunun ne CIA’in ne Mossad’ın ne MI5’in ne Alman istihbaratının adamı değildir, mason değildir. Hiçbir siyasi teşkilatın derneğin vakfın sivil toplum kuruluşlarının üyesi değildir. Türk Milletine mensuptur M Kemal Atatürk’ten emir almaktadır. İlahi manada emirleri Yüce Allah’tan ve sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed’ten almaktadır…Davamız Türkiye Cumhuriyetini kaybetmemek davasıdır… ihaneti cezalandırmak davasıdır…”
Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu’na yazdığı bir mektupta Kemal Aydın’dan “Önder” diye bahsetmişti:
“Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. Onun içindir ki, ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.. Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız . Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir. Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler, Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır…Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyiz…Ancak yine karar Önderimizin ve sizindir…Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır… ”
Peki, “Önder” Kemal Aydın’ın dünya görüşü neydi ve neyi savunmaktaydı?
Yine telefon konuşmaları ve elde edilen yazılı materyallere göre emekli bir Kızılay müfettişi bir hayli radikal fikirlere sahipti:
“AKP den ne farkı var MHP nin birlikte beraber devletin altını oymuyorlar mı Türkiye Cumhuriyeti Devletini birlikte sonlamıyorlar mı, Bi ermeni dönmesini cumhurbaşkanı yapmadı mı Milliyetçi Hareket Partisi”
“Devlet BAHÇELİ gibi bi haine Türkiye’ye ihanet eden bi haine destek verip oy veren insanlar değilmisiniz, Tayyip ERDOĞAN’dan Devlet BAHÇELİ’nin Deniz BAYKAL’dan farkı ne soruyorum söyle oda ihanet içinde oda ihanet içinde…Bir tane bir vatansız Türk … Türk Milletinin düşmanı bir o… çocuğu şuanda Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ediyor, benim telefonlar bak benim telefonum dinleniyor, eylem eylem ne yapıyorsunuz , ne yapıyorsunuz, hala ihanetin hala Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet edenlerin yanında mı olacaksınız, bu ülkenin 6 senedir bu ülkenin dağında taşında benim Diyarbakır’da Batman’ı Mardin’i Şırnak’ta izlerim var Urfa .. dediğiniz ve Irak işgali ile ilgili konuştuktan sonra onumu bekliyorsunuz o zaman , o zaman kafanıza kafalarınıza birer tane kurşun sıkın o zaman mücadele etmenin anlamı yok”
“69 senelik oyunlarını bir gecede hepsini başlarına geçireceğiz, bir daha geri gelmemek üzere, çoluk çocuklarını da cezalandıracağız kendileri yalnız olsa çoluk çocuklarını da çünkü piçler yeniden kalkar gelirler yarın o piçleri kullanırlar.”
“…bu millete kim ihanet ettiyse kimliği kişiliği sıfatı hiç önemli değil ,kim olursa olsun, biz bunlara hep soracaz, sonları geldi, hepsinin…., Türk Milleti ihaneti hak etmedi…Tayyip Erdoğan başbakan oldu bu ülkede, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Süleyman Demirel, Ecevit tüh, o Turgut ÖZAL denen vatan Ermeni dönmesi Ermeni dölü çocuğu, onlar Türkiye nin Türkiye nin çivilerini çıkardılar, Ermeni dölleri, şimdi bunları ortadan kaldırma görevi de benim lan işte onu yapıyorum”
Peki, askerlik yapmamış emekli bir memur hangi sıfatla bu “görevi” yapmaktaydı?
2008’de N. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde N.’nin “Kemal bey sizin askeri kimliğiniz yok mu” diye sorması üzerine “Şimdi siz buralarda oturanlar bu işlerin özel olduğunu bilmiyor musunuz, telefonda bi şey söylemiyorum ben telefonda bunlar söylenmez gizli olacak” demişti.
Yine 2008’de Durmuş Ali Özoğlu ile telefon görüşmesinde; Özoğlu ile aralarında şöyle bir diyalog geçmişti:
Özoğlu: “Kimlik üstünde mi bitti olay”
Aydın: “Kimlik üstümüzde”
Özoğlu: “Kimlik üstündeyse bitti abi, Üniformaya gerek yok ki”
Başka birine de telefonda “Ben Cudi dağına gidiyorum, ben Irak gidiyorum ben, Ben Kandil e gittim…telefonda olmaz seninle o işi telefonda mı konuşacağız, Yani kalemi kırarlar biter iş” demişti.
Bütün bu diyaloglar kendilerini gizli devlet görevlisi gibi tanıtmaktan zevk alan bir miktar uçmuş radikal ulusalcı arasında kalmamıştı.
İddianamedeki esas iddialar Aydın Kardeşler ve Özoğlu’nun bir grup genç teğmen ve askeri okul öğrencileriyle kurduğu tuhaf ilişkiler hakkındaydı.
Teğmenler ve askeri öğrenciler, Aydın kardeşlerin evine geliyor, orada kalıyor, Kemal Aydın’ın sohbetlerine katılıyor, Neriman Aydın’ın rehberliğinde kitaplar okuyor ve Durmuş Ali Özoğlu ile özel kuvvetlere giriş sohbetleri yapıyordu.
Aralarında hiçbir akrabalık, komşuluk ilişkisi yoktu.
Ama üç yıl boyunca teğmenler ve askeri okul öğrencileri Ümitköy’deki eve gidip gelmişlerdi.
Kemal Aydın, Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu, teğmenler ve askeri öğrencilerin Kemal Amcası, Neriman Teyzesi ve Ali Amcasıydı.
Neriman Aydın, o teğmenlerden birine attığı emailde bu ilişki için şöyle yazmıştı:
“Merhaba Teyzesi…Evet çalışmalar son hızla devam ediyor, Türk Milletinin feraseti, ve Tanrı vergisi hasletleri bizlere her gün yeni mucizeler yaşatıyor. Bunları gördükçe daha fazla heyecan ve yüksek oranda enerjimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz, canım Teyzesi. Bir kaç gün önce biz de Kemal Amcanla senden söz ettik… Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır… Bayramdan sonra Kemal amcan bir hafta sonunu sana ayırmak istiyor… Ne zaman müsait olursan beni arayabilir söyleyebilirsin Teyzesi…”
Teğmenlerin de onlara saygısı büyüktü:
“Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır… Türk Yurdu içerisinde, oluşturulmak istenen “etnik ekalliyet” kümeleri, büyük bir ihanetin pençesindedir ve Sevr Antlaşması’nın önümüzdeki günlerde önümüze konulması ile, büyük bir oyunun parçaları olmaktan geri kalamayacaklardır…Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz.”
Tankçı teğmen Noyan Çalıkuşu ile Durmuş Ali Özoğlu arasındaki bir başka telefon görüşmesini okuyalım:
“Noyan Çalıkuşu: Bizde sizin izinizden gelemeye çalışıyoruz. Kemal Amcamın sizin ellerinizde yoğrularak hakikaten müthiş bir konuma geldiğimizi düşünüyoruz
Durmuş Ali Özoğlu: Daha da daha da geleceksiniz sizler akıllı ve zekisiniz vatanseversiniz her şeyden öte Mustafa Kemalin Askerisiniz. Biz nöbeti devredecez onun için sağlam ve sıkısınız.
Çalıkuşu: Nöbeti devralmaya hazırız biz Ali amca. Şimdi Özel Kuvvetlere hazırlanıyoruz tabi hem Özel Kuvvetlere hem de inşallah Kurmaylık için çalışacağız yani.
Özoğlu: Siz kurmay olmazsanız olamazsanız biz nöbeti kime devredecez.
Noyan: Siz de vaktiniz olduğu zaman geliyorsunuz uykunuzdan feragat ediyorsunuz.
Özoğlu: Ya ne demek ne demek. Onlar feda olsun. Şimdi Noyan şunu asla unutmayın ve bunu arkadaşlarınıza da mümkün olduğunca da anlatın hissettirin askerlik sadece üniformayla da olmuyor. Kışlada görev yapmakla olmuyor yani sizler Kurmay olacaksınız en iyi asker olacaksınız günü geldiğinde o üniformayı üzerinizden çıkartmanız gerektiğinde çıkartıp gene askerliğe devam edeceksiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025