Birgül HAKAN
Seçimler bitti. “Şehrini de kendini de sen yönet” önerimiz ülke genelinde istediğimiz beklediğimiz,umut ettiğimiz karşılığı hak ettiği ölçüde bulamadı.
Beykoz Şahinkaya da seçmenimiz Nazım amca aslında özetlemişti “bizim aldığımız bir oy,bin oydur.”
Oradan baktığımızda haksız sayılmazdı.
Biz “şehir senin,seçim senin” nin ne anlama geldiğini,tüm detayları ile herkesin algı yeterliliğine uygun şekilde gerek kurumlarda, gerek ev toplantılarında gerek çat kapı ziyaretlerde, esnaf gezilerinde,kadın toplantılarında,kahve toplantılarında,gece- gündüz demeden, yer- mekan seçmeden bu bizim seçmenimiz mi ! olmayabilir mi? acabasız ve önyargısız, karşılaştığımız her yerde ve herkesle HDP projesini,programını ve hasletlerimizi anlattık.
Beykoz yerelinde yapmak istediklerimizi anlattık.Dinlemeye çok gönüllü olan da vardı olmayan da;Bazıları mecburiyetten, (yaklaşım psikolojisi sayesinde) kimisi kibarlığından,bazısı kıramadığından dinlese de haddimizi aşmadan, denge ve ölçü ayarını iyi tutturarak, aynı zamanda sabır eşiğini ise empatik iletişim yoluyla sağladık.Oldukça yoğun program ve yoğun tempoyu inanmışlık,umut ve çok istemekle karşı tarafta oluşabilecek negatif algıya izin vermeden oluşturmaya çalıştığımız sinerji de başarılıydık.
Bazı algı ve paradigmaları aşmak elbetteki bazen zorlamadı diyemem,ancak kendi adıma HDP programına özgür, eşit, demokratik bir ülkeyi yaratmaya ant içmiş inanma gerçekliğimiz insanlar üzerinde içtenlik yansısı oluşturuyordu. Çoğu insandaysa gözlerinden, beden dilinden gözlemliyordum.Saha çalışmaları ise benim için eşsiz bir labaratuvar çalışması oldu.
Para iktidar ve erk’ “biz ve diğerleri” olarak ayrışmamızı gözle görülür şekilde belirleyici olsa da, biz yüreğini koyanlardık.Farkımız ise emek , alınteri , toplumun bütün renklerine saygıydı.Bunu da anlattık.
Rağmen başarmaktı belki de motor gücümüz. HDP “diğer”lerinin güçlü alt yapılarına eşit bir organisazyonda seçime dahil olamamıştı ne yazık ki. Gönüllülük esasına göre çalıştık. Seçime çok kısa bir sürede hazırlandık. Örgütlenme, bütçe, kadro yetersizliği ve baskıyı görmezden gelmek gayri vicdani olurdu.Seçim ofisimizin camı kırıldı örneğin, biz “kenetlenin” işaretini okumak istedik ve öyle yaptık.
Pankartlarımız astığımız gün kalıp ertesi gün söküldüğünde,bize verilen mesaj daha çok çalışın, diğerleri sokakların ve şehrin gerçek sahibi ! desede aldırmadık.” Bizi öldürmeyen her şey bizi güçlendirir”sözünü yaşadık.Son derdece pozitif olmak gibi sorumluluğumuz vardı zira, konu anadilinde konuşma hakkı ve Kürtlerin özgürlüğü geçen cümlelere geldiğinde tahammül sınırlarını dinlerken zorlananlar da oluyordu. Tıpkı HDP kurulduğundan bu yana HDP li gibi görünerek içimizdeymiş gibi yapıp HDP adaylarını değersiz kılmak itibarsızlaştırmak, hakaret, korkunç dezenformasyon ve iftiralarla aslında HDP’ye saldırarak iktidar olacaklarını zanneden düşman bloklarının bazıları barajı dahi aşamadılar! Örneğin seçime son iki gün kala, adres olarak diğer partileri gösterdiler. Meğerse gördük ki "diğerleri ile kolkola girmiş olmanın dayanılmaz hafifliği, imiş gerçekte varlık nedenleri” gurur duysun bu ibişler kendileriyle şimdi…
Ulusolcu algı ve kodlarla sosyalist takılanlar sürecin başında saldırdılar, kadını erkeği meyil yoluyla sosyal medya kanalıyla, faks yoluyla,neydi telaşları anlamak güç değildi oysa, koktular ve ürktüler bizden çünkü biliyorlardı,özveri ile çalışacağımızı dediğimizi ise bedeli ne olursa olsun yapacağımızı,geçmişimiz ortadaydı, biliyorlardı, bizi iyi tanıyorlardı.
Geçmişte kuyruklarına basmıştık. Halkla bütünleşemeyenler kendi çaresizliklerini örtmek için türlü yalanlar icat ediyorlardı. Bu süreçte elbette HDP bileşenleri de siyasi dinamiklerde hiç şüphesiz birlikte siyaset yapmanın pratikteki karşılığını ve sonuçlarını gözlemleme fırsatı buldular.
Süreci profesyonelce yönetmeliydik .Öyle de yaptık.Siyasetin her türlü kokuşmuş ve çürümüşlüğüne ragmen bizi anlatan kendisini anlatıyordu.Biz ajnadamıza bakıyorduk.
Beykoz Emniyet Müdürü kadınlar günümü kutlamak üzere aradığında “pankartlarınız asılı kalamıyormuş” dilekçe verebilirsiniz, sizi tebrik etmek gerekir çok yüreklisiniz dediğinde kendisine söylediğim gibi; “Biz taş atana taş atmayız,pankart asmak pankart kesmekten daha zor başkanım söyle biz de onlarınkini keselim, diyor gençler ancak muhatabımız sizsiniz ve gereğini yaparsınız dediğim “gibi, bu seçim antidemokratik ve eşit yarışın olmadığı biz ve diğerleri arasında oldu.
Bir çok dalavera ya maruz kaldık.Adının yanında başkasının imzası olan, oy kullanamayan seçmenlerimiz için itirazlarımız olsa da itiraz ile kaldı.
Emeğimizin hak ettiği karşılığı alamadık sadece buna ragmen başarı elde ettik.
Seçimin bana bıraktığı ize gelirsek, geçen seçimlerdeki başarımızı artırmış olmanın haklı gururunu yaşamaktayım.Tüm Beykoz HDP olarak gençlik ve kadın meclislerimizle el ele yüreklerimizi koyarak uğraş verdik.Ve diyoruz ki bu ülkeye bir elbise dikeceksek, elimizde bu halktan başka kumaş olmadığını unutmayalım. Öfke dilinden vazgeçerek, ötekileştirmeden,anlamaya çalışarak,sevgiyle, saygıyla ilişkilenin insanlarla ancak bunun yolu kendinize duyduğunuz saygı ile mümkün, kötünün ateşine odun taşımayın. Kötüye inanmadan, kanmadan,kınamadan,yargılamadan, gıyabında konuşmadan, iyi niyetiniz kılavuzunuz olsun.Herkesin inancı kendine, kimseye kendi inancınızı dayatmadan karışın insanlara çıkın, barışın, çalışın, konuşun, dokunun… Kısacası ilişkilendiğim ve dokunduğum insanların görüş ve önerilerini aldık. Öyle ya bu daha başlangıçtı.
Kürdistan da Kürtler de binlerce kilometrekarede hedeflerine hem ulusal hem de sınıfsal anlamda ulaşmış durumdalar.Bu çok sevindirici örneğin;Eğer demokratik bir ülke tahayyülümüz varsa ve gerçekleşmesinde samimi isek HDP ye inanalım.Kürtler kendi coğrafyalarında devrim yaptıktan sonra gelip Türkiye’deki devrimin de mimarları olduklarında batı da yaşayan adı sol da olan guruplar utanmayacak mı? Görünen o ki HDP yi dün baltalamaya çalışan adı sosyalistlerin bitmek tükenmek bilmeyen geleneksel ulusçu yaklaşımlarıyla, birbirine kin dolu, nefret dolu, ırkçı yaklaşımları ile Türkiye’de demokratik yapılanma kolay olmayacak,iyi ki HDP var.Her ne kadar umut,demokrasi,özgürlük,barış,adalet ve insan hakları beş yıllığına ertelensede...
AKP, CHP ve MHP arasına sıkıştırılmış psikolojiden çıkamayan toplum, “yerinden özyönetim şansını beş yıllığına erteledi.”Oysa kaybedecek beş yılımız yoktu, demokrasi kaybetti,halkların umudunu yok etmeden demokrasi mücadelesinin daha da artarak büyüyeceği yarınlarda HDP de buluşalım.
Gelin “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”deki samimiyetimizi göstererek HDP’ye güç katalım.Bir kez daha “birleşen bütündedir” diyelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.02.2016
26.03.2016
22.11.2015
22.09.2015
21.08.2015
12.08.2015
25.07.2015
22.07.2015
12.07.2015
21.06.2015