Cihan AKTAŞ
I- Dubai üzerinden yaptığım bir günü bulan yolculuğun ardından Japonya’da, Tokyo’nun ardından Kuzey’deki üniversite şehri, hâlâ kar soğuklarını hissettiren Sendai’deyim. Japon devletinin bursuyla deneysel sanatlar alanında yüksek lisans yapan kızım Meryem’in mezuniyet töreni için geldim bu şehre. Aklım geride, Türkiye’de. Berkin için duyduğum üzüntünün soruları, Burak için üzülmenin sorularıyla ağırlaşmışken yola düştüm. Toplum olarak hayırlı işlerde yarışmamıza izin vermeyen bir girdaba doğru çekilmeye zorlanıyoruz, aylardır. İki acı gencin ve polislerin ölümleri, 1970’lerin Türkiye’sindeki çatışmaların soluğunu duyurduğu için de kaygı verici.
Okmeydanı bir yanıyla hâlâ Anadolu. Berkin ve Burak’ın evlerine çok yakın bir evde oturan arkadaşım Nurhayat, karşılıklı bir temsile zorlanan bu korkunç ölümlerin sebebinin ailelerin karşıtlıklarıyla asla ilişkilendirilemeyeceğini söyledi.
Birbirinin canında yatışmaya zorlanan acılar, kan davası alışkanlığının şehirli ve görece “aydın” kesimlerde yenik örgüt söylemleriyle nasıl da güncellenebileceğini ortaya koyuyor. Berkin'in ve Burak'ın ailelerinin vakarına bakın, bir de kan isteyenlere! Köhnemiş sandığımız kan davası çekişmesi mürekkep yalamış kentli zihniyetinde yeniden vücut mu buluyor?
Bana öyle geliyor ki bütün siyasi ve toplumsal mücadelelerin başlıca gayesi bu olmalı: Meşkuk güçlerin devreye girdiği olaylarda garibanların ölümüne izin vermemek. Gerginliği tırmandırmaya çalışan ölüm tüccarlarına ve sözde devrimci şehir eşkiyalarına karşı siyasetçilerin, medyanın ve barıştan yana her insanın daha temkinli, sorumlu, ayrıca yaslı ailelerin duyarlıklarını hesaba katan bir dil kullanması gerekiyor.
Dolayısıyla arabulucu barışçı bir dile her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. 1970’ler Türkiye’sinde sağcı ve solcu gençler çatıştığında ihtiyaç duyulan ama genç ölümleri konusunda varlığı yeterince etkinleşmeyen bir arabulucu dil.
II- Kızımı dünyanın bu bilinmedik ucuna göndermeye nasıl cesaret ettiğime dair çok soru geldi bana bu üç yıl içinde. Bir halkın, toplumun iç âlemine nüfuz etmek hiç kolay değil, hele Japonya gibi kültürün insanlara duygu ve düşüncelerini olabildiğince saklamayı öğrettiği bir ülkeden söz ediyorsak.
Düşünmek, üzülmek; üzülmek, düşünmek... "Düşünmek" fiilini anlatan bir Japon resim yazısı "üzgünlük" anlamına geliyormuş. Japon halkı Hiroşima yaralarının acılarını tamamen dindirmiş olabilir mi? İçine kapalı, duygularını bastırmayı bilen bir halk bunu başardıysa, nasıl bir yola başvurdu? Akira Kurosawa'nın Ağustos’ta Rapsodi’si (1991) büyük acılar söz konusu olduğunda sağlıklı bir unutmadan değil, bu acıların er geç kendini bir şekilde belli edeceği bir bastırmadan söz edilebileceğini anlatıyor. Filmin Büyükanne Kane’si çocukları ve torunları normal bir hayat sürdürsünler diye Hiroşima’nın bombardımanıyla birlikte yaşanmış büyük acılarını kendi benliğine çekerek görünmez kılmakta ustalaşmıştır zahirde. Bütün unutma ve bastırma çabasına karşılık şimdiki zamanın kötülüklerinin sesleri her zaman geçmişin acılarının sesleri ve görüntüleriyle gün yüzüne çıkmaya hazırdır. Japonlar zaten aşırı duygularını başkasına belli etmemeyi erdem bilen bir halk. Savaş dönemi unutulmuş gibi yapılabilir olağanüstü güzel tabiatın ortasında, oysa örtbas edilen yaraların kanaması bir misafirin çıkıp gelmesine bakıyor.
Acı sebepleriyle yüzleşmekten kaçınmanın barış ve kardeşliği kurmaya yararı olmadığını anlatıyor Kurosawa, Ağustos’ta Rapsodi’de. Önce Berkin’i, ardından Burak’ı yitirdiğimiz günleri bu açıdan da doğru bir şekilde kavramalıyız. “Bir bizim ölümüz, bir sizin” şeklindeki kanlı muhasebe, bu halkın geniş kesiminin talebini yansıtmaktan uzak. Gençlerimizin hayatına mal olan, ortak değerlerimizi tahribe dönük (mezhepli değil) mezhepçi kışkırtmalar geniş halk kesimlerinin beklentilerininiz uzağında bir gündemden kaynaklanıyor.
Burak Can küçük kızım Merve’nin yaşında. Berkin gibi o da yoksul aile çocuğu. Rahmet üzerilerine olsun.
III- Ben yola çıkmadan önce sevgili İbrahim Tenekeci’nin yolculama tweet’inde hatırlattığı, Mehmet Akif'in 'Sorunuz, şimdi, Japonlar da nasıl millettir?” şeklindeki sorusu, çoğumuz için çoktan edinilmiş bir cevabı hatırlatmaya dönüktür. Japon halkı ve kültürü konusunda edindiğim bilgi, izlenim ve kanaat nedeniyle bu cevap konusunda içim rahattı ve kızımın bu ülkede bulunduğu yıllar boyunca da bu rahatlığı korudum. İlk Japonya izlenimlerimden: Sokaklarında gezinirken, mekânlarına girip çıkarken saygılı, rahatsız etmeyen, yoldan geçene, yoksula yardıma hazır olmayı öğretmiş bir kültürün ağırlığını koruduğunu fark etmemek imkânsız. İç ve dış savaşlarla, Hiroşima ile çok çekmiş ve çektikleri üzerine düşünmüş bir halk, Japonlar. Buna karşılık acıyı derinlerinde yaşamayı öğreten terbiyenin kişisel ve toplumsal infilaklarına maruz kalmadıkları söylenemez. Bu konuyu daha sonraki yazılarımda geniş bir şekilde ele alacağım inşallah.
Orta hatta kısa vadeli bir geleceğe dönük inançtan yoksunlaşan toplumun çocukları hangi hayalleri kurar, nasıl bir hayat tasavvur eder ve umut duymayı başarabilir? Sanki, Çehov’un öykü kahramanının düşündüğü üzere kendini çalışarak bu düşüncelerden (depresyondan da) kurtaracağına inanmaya başladığı izlenimini veren bir halktır, Japonlar. Aksi halde geçmişi düşünmenin şimdiki zamanın (olabilen) şevkini hırpalamayacak şekilde yorumlanması nasıl mümkün olurdu? Bu soru bir bakıma Ağustos’ta Rapsodi’de Büyükanne Kane’nin geçmiş hiç düşünülmeyebilir ve şimdiki zaman gibi gelecek de işte böyle bir bastırmayla kurulabilirmiş gibi düzenlediği hayatın kırılganlığında cevabını buluyor. Hayır, yüzleşme (ve helalleşme) gerçekleşmediğinde bastırılan her an geri gelebilir.
Duygularını bastırmada ustalaşmış ve çektiğin acıyla sahip olduğun erdemi derinleştirmiş olabilirsin. Fakat, yüzleşmenin ertelenemediği bir yer var ki işte orada an geliyor yürekte dondurulduğu sanılan yaranın gerçekte kanamaya devam ettiğini fark ediyor, sahibi.
Bazen de giden yüzünden hatırlamaya mecbur kalırız, en acı şekilde gitmeye zorlananın siması bize hatırlama ve düşünme görevini yükler, düşünmeye ve üzülmeye sevk eder.
Üzülsek de düşünmeye mecburuz: “Biz gerçek anlamda bir 12 Eylül muhasebesi gerçekleştirdik mi?” sorusuna dönmek zorunda olduğumuz açık; kaldı ki henüz 12 Eylül Anayasası ile idare etmek zorunda kalan bir toplumuz. Büyük kazanımımız olan barış süreci hatırına ertelediğimiz, göz ardı ettiğimiz birçok eksik ve kusur gibi, 12 Eylül muhasebesinin de bastırılmaya veya göz ardıya gelemediğini gösteriyor, Berkin ve Burak cinayetleri.
Dünyanın öteki ucundayım, ama aklım Türkiye’de, Okmeydanı’nda. Evlatlarını yitiren ailelerinin gösterdiği dayanışma, barış sürecine verilen emek ve bununla birlikte topluma yayılan inanç, bu konularda sahip olduğumuz toplumsal bilinçlenmenin bir göstergesi olarak umut duymamı sağlıyor. Ancak kuşkusuz Berkin ve Burak’ı kaybetmemizi getiren sebeplerle doğru dürüst yüzleşmeyi başarırsak sahih bir barışın yolunu adımlamayı sürdürebiliriz.
http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19591/daha-ne-kadar-uzulebiliriz
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016