Hakan AKSAY
Galiba aşırı derecede siyasileşince insanlığı, vicdanı, sevgiyi korumak pek kolay olmuyor.
Ve biz aşırı derecede siyasileştik.
Her günümüzün en az birkaç saatini alan siyaset haberlerini kızgınlık, kin, şiddet duygularıyla izliyoruz.
Artık kendi zaferimizi değil, karşıtlarımızın yenilgisini, hatta felâketini, çoğu kez de ölümünü istiyoruz.
Aşk ne yana düşer, usta?
Sevgi ne yana?
Hoşgörü ne yana?
Bunları hissetmeyi bırakın, konu etmek bile zorlaştı.
O kadar çok nefret hissi suladılar/suladık ki içimizde son yıllarda, yüreğimiz kaskatı oldu.
* * *
Ve böyle bir acımasız memleketin sıradan bir karanlık gününde...
Bir internet sitesinin kenarında...
Bir gazetenin ufak bir köşesinde...
Bir televizyon haber bülteninin en sonlarında...
Sanki bizim dünyamıza ait olmayan bir küçük haber ve bazı görüntüler çarpıyor gözüme.
“Temsilî bir düğün”...
“Temsilî bir gelin”...
Ana, baba, akrabalar, dostlar, komşular, hepsi tamam...
Ama damat yok...
Onun için “temsilî” zaten.
Birçok gazeteci onun için habere “damatsız düğün” başlığını verdi.
Oysa olmayan değil, olan bir şeyler öne çıkartılmalıydı bence.
Birçoğu haber bile yapmadı, yapan da “ufak gördü”.
Öyle ya, “temsilî düğün” mü olurmuş!
Koca koca adamlar her yıl devlet bütçesinden tonla ödenek alıp yüzlerce “temsilî kurtuluş töreni” düzenler ve gazeteciler anında haberleştirir bu bıkkınlık veren beceriksiz görkem tutkusunu...
Ama işte, “düğün” oldu mu “temsilî” olan, o başka...
Sahi, düğün neyi “temsil” eder, usta?
Sevgiyi değil mi?
Sevgi yoksa, ne “ele güne karşı düğün yapan” tören kahramanları, ne de - sevginin sıcaklığını hissetmek yerine, “adet yerini bulsun”un emrine uymak ve pis heybelerine sığ gözlemler sokuşturmak için oraya koşan - seyirciler bir değer taşır...
* * *
Sanırım çoğunuz haberi biliyorsunuz. (Down sendromlu kızı için damatsız düğün yaptı)
Manisa’nın Soma İlçesi’nde yaşayan 28 yaşındaki down sendromlu Yasemin Erarslan yıllardır düğün hayali kurarmış. Sonunda annesi Aynur Hanım ve babası Kudret Bey kızlarının bu hayalini gerçekleştirmek için bir düğün düzenlemiş.
Düğün salonu, seyirciler, orkestra, müzik, danslar, alkışlar, kına, pasta, her şey gerçek...
Bir tek damat yok.
Varsın olmasın!
Ha bir de sevgi, coşku, dostluk ve mutluluk var.
İnternetten videosunu izledim de...
O insanlığı, o sevgiyi, o hoşgörü ve dayanışmayı hissetmemek mümkün değil.
Ve insan olduğunu hatırlayıp duygulanmamak...
Gözlerin dolmaması...
“Temsilî düğün” mü demiştiniz?
İki soğuk kelimeye sığdırılmaya çalışılan bu tören, gerçekte neleri“temsil” ediyordu acaba?
Belli ki o düğün yıllar boyunca olgunlaşmış...
Ve belki daha birçok yıl Yasemin’in yaşam coşkusuna yakıt olacak...
Ama sonuç olarak bir gün, bir gece tabii!
Olsun!
Mutluluk dediğin de bir an değil mi zaten!
O düğün için her şeyi yapmış iyi yürekli anne ve baba.
Yaparken de tek bir kılavuzları varmış:
Kızlarına karşı duydukları sevgi, özen, nezaket...
Eminim kimseye de sormamışlardır, “Damatsız düğün caiz midir?” diye...
Çünkü biliyorlar, - o Arapça kelimenin Türkçesiyle - “uygun”, “yerinde”, “yakışık alan” bir girişim bu!
Hem de nasıl “yakışık alır”!
Ancak insan olana yakışır ve yalnız sahici insanın üzerine şıp diye oturur böyle bir cesur hamle.
* * *
Sevgili Aynur Hanım,
Sevgili Kudret Bey,
Yalnızca bu haberin değil, son günlerimizin asıl kahramanı sizlersiniz.
İkinize de çok, ama çok teşekkür borçluyuz.
Bize gösterdiğiniz ya da hatırlattığınız değerler ve duygular için.
Sizi tanımıyorum ve doğrusu daha fazla tanımaya çalışmam gerektiğini de düşünmüyorum.
Hatta bu kızgın ve kindar ülkenin ruhen anormalleşmiş yurttaşlarından biri olarak, sizin hangi görüşten ve hangi partiden olduğunuzu da kesinlikle merak etmiyorum.
Çünkü biliyorum, siyasi tercihler ve desteklenen partiler belirlemiyor insanların ahlakını (her ne kadar biz tam tersine ölümüne inanmış olsak da çoğu kez).
İnsanlık bu: Ya var, ya yok...
Ve ne yazık ki...
Genellikle de yok, bu topraklarda!..
Haberle ilgili bazı yorumlara baktım da...
Ülkeden sıtkı sıyrılıp başka yerlere kaçma özlemindekilerin yüreğinde bile iyimser bir ışık yakmış bu “temsilî düğün”...
Az da olsa başka benzer örneklerden dem vuran da var.
“Aile odaklı toplum” felsefesi tartışmasına sapmayı tercih eden de.
Haberin yarattığı duygular arasındaki “acıma”yı ayrıca ele alıp irdeleyen de.
Olayı Türkiye’de son zamanlarda yaşanan kirliliklerle karşılaştırıp annenin ve babanın ellerini saygıyla öpen de.
Biri yalın ve güzel yazmış: “Nefes aldıran bir davranış”...
Benim aklıma da çok özel bir çiçek türünü getirdi bu olay.
Kışa, soğuklara, hiçbir zorluğa aldırmadan, her şeye inat bir çabayla karların arasında filizlenip cesaretle güneşe doğru uzanan, öteki bitkiler sinip ortadan kaybolduğunda bile kendi yaşam ve özgürlük tutkusundan asla vazgeçmeyen o olağanüstü ve seyrek çiçekler...
Kardelenler!
Ne mutlu ki siz varsınız.
Ve yüreklerimizdeki bu kara kışın arasında, bize aydınlık ve sıcak bir umut yolluyorsunuz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025