İbrahim Kahveci
Sanırım en fazla Nisan 2017 referandum sürecinde bu sorunu anlatamadım. Başkanlık sistemi ile ekonomi uçacak havası vardı.
Bütün suç bürokrasideydi.
Onlar bir kenara itilince Başkanlık her şeyi düzeltecek ve Türkiye ekonomisi yeniden adeta şaha kalkacaktı.
Bu düşüncede olanlar köydeki tanıdıklarımız falan değildi. Tersine şehirlerde iş yapanlardı. Hatta bir çok mühendis tanıdıklarımdan tutun da yüksekokul okumuş kesimde de bu düşünce vardı.
Kamuya iş yapan bir arkadaşıma “İşlerini bitir ve paranı aldıktan sonra bir daha da kamuya iş yapma” demiştim. Çünkü artık kamudan iş yapsan bile para almakta çok ama çok fazla zorlanacaksınız uyarısında bulunmuştum.
Her fırsatta ve her yerde de döviz alın demiyorum ama lütfen döviz açık pozisyonunuz olmasın diyordum. “Beni yönetim karşıtı gibi görüyor olabilirsiniz, bu gayet anlaşılır bir şey” diyordum; çünkü farklı bir şey söylemek hainlik olarak lanse ediliyordu.
Sonra 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimleri geldi. Ufukta kara bulutlar görülmüştü ama mevcut durum bahardan çok farklı değildi.
O günlerde çok sayıda artık kapımıza dayanan krizden sıkça bahsediyordum. Ama aynı arkadaşlar “Sen çok karamsarsın, seçim geçsin döviz düşecek, ekonomi de düzelecek” diyorlardı.
Umutluydular.
Her şey çok güzel olacaktı.
Hep geçmişteki kötü şetler bitecek ve daha güzel günler gelecek diyorlardı.
Elbette bu görüş sadece benim çevremde değil, toplumun önemli bir kesiminde vardı.
Umutlu bir bekleyiş.
Umut umut umut....
Ama her seçim ve sonrasında işler daha da kötüye gitti. Döviz açık pozisyonlarından bir çok şirket büyük zararlar etti. Bir çok şirket iflasın kapısına dayandı.
Küçülenler oldu, işçi çıkaranlar oldu. Ama dertler bitmedi.
***
2018 yılının başında “Tüketici Güven Endeksi” 72 seviyesindeydi. Bu oranın makul düzeyi 100 endeksidir.
Ama bırakın 72 seviyesini, şu an 56,5’de seyrediyoruz. Hatta neredeyse Ağustos 2018 sonrasında 60 düzeyinin bile altında kaldık.
Detayına baktığımızda benim çok ilgimi çeken bir nokta var.
Geçen yıl Temmuz ayında Tüketici Güven Endeksi 72,7 düzeyindeyken, bu yıl aynı ayda 56,5’e geriledi. Gerileme oranı yüzde 22,3...
Tüketicilere soruluyor:
Genel Ekonomik Durum Beklentisi (geçen 12 aylık döneme göre mevcut durum): Yüzde 32 düşüş var.
Genel Ekonomik Durum Beklentisi (gelecek 12 aylık dönemde): Yüzde 23,8 düşüş var.
Yani hala bir umut var.
Hala geçmiş daha kötü ama gelecek daha iyimser.
Gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısı beklentisine bakıyorsunuz yüzde 27,7 düşüş var ama ekonomik beklenti daha iyi.
Buradan bir kez daha sürekli tekrar ettiğim cümleleri söylemek istiyorum:
1- Kurumların ve kuralların çalışmadığı (veya yeterince çalışmadığı) bir ülkede kalıcı iyileşme beklemek oldukça zordur. Bu açıdan Başkanlık sistemi ve referandumuna oldukça karşı durdum. Sorun bürokrasi değildi, hatta bürokrasi de gittiğinde bizi daha ağır sorunlar bekliyor olacaktı.
2-Bu itibari bu ekonomi kaldırmaz: Ankara’nın verimsiz ama hoyratça harcama yükünü kaldıracak bir ekonomik temelimiz yok. O nedenle Ankara itibarından çok ama çok ciddi şekilde tasarruf etmediği sürece ekonomide kalıcı bir iyileşme beklemek nerede ise imkansız.
Bakınız, nüfus artışına dayalı ertelenen tüketimle vs nedenlerinde katkısı ile ya da baz etkisi ile de bazen işlerin düzelmeye başladığını görebiliriz. Ama bunlar sürekli ve kalıcı bir iyileşmeyi sağlayamaz.
Bugün kamuya iş yapmış ama alacağını tahsil edememiş kaç şirket var? Kamu deyince sadece Ankara’yı kastetmiyoruz. Mesela üniversitelere....
Biz kamu borcu deyince sadece tahvilleşmiş borcu anlıyoruz. Oysa Hazine Garantili Projelerden tutun, yapılmış ama bitirimi kabul edilmediği için tahsil edilememiş işleri de ekleyin.
Ankara bu yılın ilk yarısında adeta oluk oluk para harcadı. Ama kimin borcunu ödedi? Kime yaptırdığı işin karşılığını verdi?
Bu iş böyle gider...
Çünkü seçimleri kazanmak için verilen vaatler o kadar uçtu ki;
Artık “Kim ne verirse 5 lira fazlası benden” vaadini bile arar olduk. Bilmem anlatabildim mi?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025