Mehmet TIRAŞ
Üretim biçimi değişince örgütlenme biçimi de değişir.
Üretim biçimindeki değişiklik bir çağın kapanıp bir çağın açıldığını ortaya koyar.
Nitekim en son olarak üretim biçiminin değişmesi üç yüzyıllık sanayi toplumunun kurumlarını, kavramlarını ve argümanlarını devre dışı bıraktı.
Bu çağın adı da “Bilgi Çağı” olarak adlandırıldı.
“Bilgi”, ekonominin her alanında üretimin değişmez temel girdisi oldu.
Fabrika dönemi kapanırken “Hizmet Sektörü” öne çıktı.
Dünyanın gelişmemiş birçok ülkelerinde olduğu gibi bizde de bu değişimi kavramak büyük zorluklarla karşılandı.
Bizde siyasi partiler, işçi ve memur sendikaları, işveren kuruluşları; yenidünya görüşünün demokratik yeryüzünün yeni değişmez ilkeleri olan; ”Sivil toplum, bireyin özgürlüğü, azınlık hakları, eşit vatandaşlık hukuku” karşısında hazırlıksızdı.
Dijital teknoloji ve internetin devreye girmesi bu süreci kamçıladı.
Burada yeri gelmişken hakkını teslim etmeden geçemeyiz:
“12 Eylül askeri darbesinden sonra 1983 yılında iktidara gelen ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, dünyadaki bu gelişmeleri kavrayan siyasilerden biriydi.
Yeni bir çağın ortaya çıktığını,adının da “Hizmet Sektörü” olduğunu, sanayi döneminin kapanma sürecine girdiğini dile getirirken, dijital teknolojiden bahsediyordu…
Devletçi ekonomi politikalarının toplumu geliştirmediğini,vatandaşı körelttiğini,serbest piyasaya vurgu yaparken;”devleti baba olarak görmeyin”, baba eli sopalı olur ve özgürlük vermez…
Topluma yenidünya düzenini anlatıyordu ama muhalefet ve sivil toplum olarak bilinen işçi sendikaları ve meslek kuruluşları buna çok sert muhalefet etmeye başladı.”
Özal bu konuda öngörüleri ile farklı bir siyaset izleyip ülkeyi yeryüzünün demokratik bir parçası olmasının mücadelesini vermek için,büyük bir çaba içindeydi ama ömrü yetmedi.
Bizde,”Sivil itaatsizliğe dayanan örgütlü toplum ve bireyin özgürlüğü” tartışmaları seksenli yılların ortasına rastlar.
Çünkü Küreselleşme, “bireyin özgürlüğünü, sivil toplumu ve muhalefeti yok sayan iktidarların” ömrünü tehdit eder oldu.
Küreselleşme rüzgârı 1989 yılında Berlin Duvarını yıkmış, sosyalist ülkeleri de bertaraf etmişti.
Bizde ise,küreselleşme süreci ile sivil toplum ve özgür birey tartışmaları çok sıcak karşılanmadığı gibi; emperyalizmin ve neoliberal politikalarının, yeni sömürü kavramları gibi bilinen “Sol” hamaset sloganlarla karşılandı.
Yenidünya düzenin ilkelerinin tartışmaları devletin tepe noktasında da sakıncalı görülüyor,zaman zaman MGK’lu üzerinden uyarıcı açıklamalar yapılıyordu.
Yenidünya sisteminin ilkeleri olan ”Sivil ve itaatsiz örgütlü toplum,özgür birey,azınlık hakları,eşit vatandaşlık hukuku” birer evrensel değişmez kavramlar olarak,demokratik yeryüzünde karşılık buldu, yayıldı, yerleşti.
Türkiye’nin siyasal sistemi hukukun evrensel ilkeleri üzerine oturmadığından, bizde devlette aranması gereken;”Yargı bağımsızlığı,ifade ve örgütlenme özgürlüğü” yenidünya sistemine uygun değildi, uygun hale gelmeye de direndi…
Hala da direniyor.
“Sivil toplum,bireyin özgürlüğü,azınlık hakları ve eşit vatandaşlık hukuku” gibi kavramlar, Millî Güvenlik Kurulu(MGK) gibi siyasete yön veren “Silahlı ve sivil bürokrasi” , hep olduğu gibi sakıncalı gördü ve süreci engellemek için sık sık müdahale etti.
“Devletin ali menfaatlerine” ters gelen her söz söyleyen, yazan- çizen hele de Kürt sorunun bahsedenlere doksanlı yıllarda, Devlet Güvenlik Mahkemeleri(DGM) anında devreye giriyor ve cezalandırıyordu.
Ama…
İnterneti kesme gibi bir lüksleri yoktu, internetsiz bir haberleşme ve hizmet vermek imkânsızdı.
İnterneti kestiğiniz anda, bankalar hizmet veremiyor, borsa işlem yapamıyor, tren kalkmıyor ve uçak uçmuyordu.
Bilgi toplumu aynı zamanda ”Bir Bilgi Ekonomisiydi”, sorunların çözümünü arayan insanların toplumu olarak ortaya çıkmıştı.
Bilgi toplumunda birey ilk önce sorunlar karşısında kendini sorumlu görüyor ve insiyatif alıyordu.
Bizim örgütlenme geleneğimizde ve siyasetimizde böyle bir kültür olmadığı için, bilgi toplumunun ortaya çıkarttığı, bireyi öne alan yeni örgütlenme biçimi ancak, gelişmiş, eğitimli ve sosyal toplumların anlayacağı yeni bir kültürdü.
Bilgi toplumunun sivil toplum anlayışı, ”bireyi özgürleştiren” ve öne çıkaran ve yeni sistemi öne alırken, bizde böyle bir gelenek olmadığı gibi kısa sürede oluşacak toplumsal bir iklimde yoktu.
Bu gelişmeler karşısında yenidünya düzenini ve ilkelerini anlamak içinde zamana ihtiyaç vardı.
Yenidünya düzenini mevcut partiler geleneksel siyaset üzerinden sorunlara çözüm aramaları zaman kaybettiriyordu.
Kısa süre içerisinde doksanlı yılların ortasına gelince “Cep Telefonun” devreye girmesi,peşinden “Sosyal Medya” diye adlandırılan, dijital evrensel bir ağ üzerinden örgütlenme ve haberleşme argümanı olan, çağın en güçlü muhalefeti ortaya çıkıyordu.
Milyonlarca kişi elinin altında olan cep telefonu ile,sosyal,siyasal,ekonomik ve kültürel sorunlara müdahale eder oldu ve gündem belirlemeye başladı.
Yazılı medyanın yerini dijital gazeteciliğin almaya başlaması başlı başına bir devrim yaratırken…
Yıllarca yok sayılan ve yasaklanan Kürt sorunu ülkenin çözüm bekleyen sorunu olduğunu bir daha kendini gösterdi.
Bizde siyasetin göbeğinde olan ve siyasete yön veren “Ordu, zor oyunu bozar” mantığı ile hareket etse de,değişim baş döndürücü bir şekilde toplumun her kesimini ve kurumlarını etkilemeye, tüm zorluklara rağmen, yoluna devam etti ve ediyor.
Bazı sektörlerde insansız üretime geçildi, geçiliyor…
Yeniçağın teknolojisi olan Bilgisayarın son sitemi yok ve ucu açık,bilgisayarın sirayet etmediği alan yok gibi.
İşçi sendikaları ise biz: ”robotların girdiği fabrikalar istemiyoruz” diye işçilere slogan attırıyorlar ama söylediklerine kendileri de inanmıyorlar.
Yeniçağ bir yanda, biz diğer yandayız.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025