Murat BELGE
Türkiye’de “liberal” kavramının bir tür “ahlâk düşkülüğü” anlatan bir kelime hâline gelmesinde devletçi Kemalistlerin yanı sıra sosyalistlerin de payı oldu. Cümleye “Türkiye’de” diye başladım: bu tabii her yerde benzeri görüşmüş bir durumdur, çünkü Marx Marksizm’i herkesten önce liberalizmle mücadele ederek biçimlendirmiştir. O da iki nedenle öyle yapmak zorundaydı: 1) Marksizm’in (Lenin’de tesbit ettiği) ayaklarından biri İngiliz ekonomi-politiğindeydi (yani iktisadî liberalizmin kurucuları Smith, Ricardo vb.): 2) karşısında en ciddi “rakip” ideoloji liberalizmdi. Onun için Marksist “literatür”ün önemli bir kısmı liberal düşünce sistematiğini çürütmek için yazılmıştır ve “polemik” yanı da ağır basar.
Ama her yerde görülen bu fenomen Türkiye sosyalizminde tamamen “vülgarize” edilmiştir (başka pek çok şey gibi). Çünkü Türkiye Marksizm’in kendisini Kemalizm’in ya da genel Türk milliyetçiliğinin teorik ve aynı zamanda pratik etkilerinden uzak bir yerde inşa etmemiş, edememiştir. “Demokratik Devrim” gibi laflar etmiş, ancak bundan “askerî darbe” anlamıştır. “Demokratik” aşamasını askerî darbeyle tamamlayıp oradan da “Proletarya diktatörlüğü”ne geçmeyi uman bir siyasî ideolojinin “liberal” değerlerle herhangi bir alışverişi olamaz elbette.
Bunlar böyle, ama bir de bu ülkede “Ben liberalim” diyenlere bir göz atmak gerekir.
Böyle birileri vardır, olmuştur. Kimdir bunlar? Bunlar, kapitalizmin daha az “devletçi” olanını isteyenlerdir. Devletin saçma sapan “sosyal reformlar”a girişip paraları çarçur etmesinden hoşlanmayan kesimdir. “Nâzım Hikmet vatan hainidir. Kitapları yakılmalıdır” cümlesi ile “ekonomi liberal ilkelere göre işlemelidir” cümlesini, aynı metin içinde yan yana getirebilen, bunda bir tutarsızlık görmeyen, böyle bir kişi olmaktan da herhangi bir rahatsızlık duymayan kişilerdir. Ekonominin “liberal” olması, onların özel sözlüğünde, ceplerine her an daha fazla para girmesi ve ceplerinden vergiymiş, bilmem neymiş, hiç para çıkmaması anlamına gelir. Aslında bu “temel görüşleri” paylaşan bir devletin varlığına, bunları paylaştıktan sonra hattâ burnunu oraya buraya sokmasına da karşı değildirler.
Sonuç olarak herhangi bir azgelişmiş ülke faşizmiyle Amerikan Cumhuriyetçi- Evangelist- Jacksonian ideolojisinin birtakım tavırlarını zihinlerinde birleştirmiş kimselerdir. “İşçi hakkı”, “sendika” falan gibi sözler işitmekten hiç hoşlanmaz, kırmızı görmüş boğaya dönerler.
Bunlar, Türkiye’nin “liberal”leridir. Bu terminolojileri bilmeyen, izlemeyen kalabalıkların zihinlerinde bir yerlerde bu nosyonlar, bu özdeşlikler takılıp kalmıştır. “Bizim patron liberal adamdır” diye bir cümle söylendiğinde “sokaktaki adam”ın zihninde bunların karışımı çağrışımlar uyanır.
Şimdi “liboş” muhabbeti yapanlar, zamanında, bu “liberaller”e karşı ağızlarını açık iki kelime bir şey söylemediler. Böyle bir “liberal” yaklaşımdan rahatsız olmadılar.
Derken “demokrasi”nin uluslararası içeriğinden haberdar olarak bu toplumun yüz karası baskıcı devlet zihniyetini, geleneğini, devam eden pratiğini eleştiren yazar çizerler çoğalmaya başladı. Bunların çoğu da soldan gelen, “varolan- sosyalizm” denen nesnenin anti-demokratik açmazların da görmüş ve eleştirmiş insanlardı. Ne dediklerini biliyorlardı ve söylediklerinde tutarlılık vardı.
İşte o zaman “entel- liboş” edebiyatı başladı.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025