Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
Diktatör ‘düşürmek’
2.11.2013
2547

 Salı günü yayımlanan yazımda Başbakan Erdoğan’ın “diktatörsem seçimle düşürün” sözü üstünde durmuştum. “Diktatör” kavramı ile “seçim” öyle sık sık yanyana gelen şeyler değil. Başbakan’ın bu paradokstan yararlanarak “Ben diktatör değilim ve olamam” iddiasını desteklediğini yazmıştım. Ama burada vurgulanması gereken bir şeyler daha var.

Türkiye’de serbest seçimin varlığı, demokratik bir sistemin varlığını gösteriyor. Serbest seçim elbette ki bir demokrasinin işleyebilmesi için gerekli olan ilk koşuldur. İlk koşuldur ama tek koşul değildir. Ancak, “demokrasi tanımı”nın bu “daha ileri” basamağına geldiğimizde, Başbakan’ın yanımızda olmadığının farkına varıyoruz. O, “halk bizi seçerse bildiğimizi yaparız” anlamına gelen bir retorikle, “çoğunluk” basamağında duruyor, oradan kıpırdamaya yanaşmıyor.

“Serbest seçim” Türkiye’ye Erdoğan’la ya da AKP ile gelmedi. Yıllardır var. Olması, Türkiye’nin dört başı bayındır bir demokratik ülke olmasını sağlamadı. Söylediğim nedenle: seçim, çoğunluğun iradesini ortaya koyar; ama bu demokratikleşme için yeterli değildir. “Gerekli” başka, “yeterli” başkadır.

Ayrıca, seçim, seçime katılan herkesin en halisane duygularla demokrasiye bağlı olmasını, bağlı kalmasını da garanti altına almaz. Hep söylenen sözdür, biz de söyleyelim: Hitler iktidara seçimle geldi. “Çoğunluk oyu” almamıştı ama en yüksek oyu almıştı. Hindenburg’un Şansölyeliği ona sunmasında bir “usul hatası” yoktu. Aynı sözleri o tarihte Hitler de söyleyebilirdi. Yani, “Diktatör olduğumdan kuşku duyuyorsanız, gelecek seçimde beni düşürün,” diyebilirdi. Kısa süre içinde ne seçim, ne de seçime girecek bir parti bıraktığı için, bu söz o aşamalarda komik kaçabilirdi. Ama sıcağı sıcağına, pekâlâ söyleyebilirdi. Ayrıca, o kadar sabırsız davranması da zorunlu değildi. Pekâlâ, adım adım, çeşitli yasaları değiştirerek varolan demokrasiyi ortadan kaldırabilir, yani “yasal bir diktatörlük” kurabilirdi. Bir şeyin “usulen” yasal olması, yasa çıkarılarak yapılması onun “demokratik” olduğunun kanıtı, göstergesi değildir.

Arkasına hatırı sayılır bir halk desteği almayı başaran bir siyasî önder, o destekle demokrasiyi ortadan kaldırabilir. Kitleler, birçok zaman, böyle birinin otoriter yönetimini bilerek ve isteyerek seçmişlerdir, her zaman seçebilirler.

Bu gibi durumlarda, ülkede serbest seçim yapılıyor olması da, siyasî önderin “diktatoryal eğilimleri”ni yok edecek, durduracak bir şey değildir. Çünkü, yukarıda özetlediğim gibi, bunların değiştirilmesi imkânsız bir şey değildir.

Başbakan Tayyip Erdoğan bu tür eğilim yansıtmayan bir siyasî önder değil. Gerçi, geçen gün Devlet Bahçeli’ye cevap verirken söylediği sözler gibi (Ermeni yurttaşlar hakkında) hemen desteklenmesi gereken şeyler söylüyor Başbakan; ama bazen de çok vahim (demokrasi açısından vahim) sözler çıkabiliyor ağzından. Özellikle Gezi’den bu yana, otoriter ve anti-demokratik söylem belirgin bir özellik haline geldi.

Dolayısıyla, “Diktatörsem, seçimle düşürün” sözü, hele birkaç cümle sonra “Ama vatandaş bizi seçerse, o zaman bildiğimizi okuruz” mealindeki sözüyle birlikte ele alınırsa (ki herhalde alınması gerekir), demokrasiye bağlı olmanın bir örneği olmaktan çok, bir tehdit ima ediyor.

Aslında Tayyip Erdoğan’ın bildiğimiz; çeşitli örnekleriyle tanıdığımız türden bir “diktatör” olduğu kanısında değilim. Ama Erdoğan’ın bir “inançla” siyaset yapan bir önder olduğu da tartışılmaz bir olgu. Başbakan, bu inancı adına otoriterleşiyor, otoriterleşme hakkını kendinde görüyor. Burada, çözümü hiç de kolay olmayan bir düğümlenme var: çünkü “demokrasi” bir “inanç rejimi” değil. Önüne gelenin aklına eseni yapabildiği bir rejim de değil. Başbakan, epey zaman önce demokrasiyi, istediği zaman binip istediği zaman ineceği bir taşıt gibi gördüğünü söylemişti. O zamandan beri bu işlerin çok daha karmaşık, çok daha çetrefil olduğunu yaşayarak anlamış olmasını umuyorum. Çünkü Türkiye’de kendini “İslâmcı” olarak tanımlayan kesimin o “düğümlenme”yi demokrasiyi berhava etmeden çözmesinin çok önemli, hayatî bir olay olduğuna inanıyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar