Namık ÇINAR
Çok mutsuzum dostlarım, çok!
Bu gidişatı artık kaldıramıyorum.
Böyle olmaz!
Herkes yanındakine çimdik atsın!
Uyarsın!
Uyandırsın!
Batı uygarlığına en yakın bir Doğu toplumu iken, dünyanın gözü önünde çöken İslâm âleminin sorunlarını üstlenerek aynı yıkımın taliplisi ve parçası olmak, nasıl bir aklın ürünüdür; herkes bir kere daha ele alsın!
Hollanda gibi, İngiltere, Fransa, Almanya gibi olmak varken; nedir bu Irak’a, Suriye’ye, Mısır’a özenmek?
Üstelik, dünya seni oraya doğru iteklemediği hâlde!
Batı ailesinin bir ferdi olma yolunda, ite kaka da olsa epeyi mesafe almışken, hem de!
Manevi çürüme safhasını tamamlamış Arap toplumlarının devlet yapıları maddi yıkıma uğrarken; onlarla aynı safta olmayı seçtiğimize göre, bizim de sanırım henüz ilk aşamanın hengâmesini çektiğimiz görülüyordur herhâlde.
Baksanıza şu yaşadıklarımıza!
Bir hırsızlık şaibesini örtmenin bedeli, bunca tahribat mı olmalıydı?
Yerlerine çağdaşlarını değil yandaşlarını ihdas etmek suretiyle, bütün hukuk ve yargı düzeni allak bullak edilmiştir.
Bütün polis teşkilâtı hallaç pamuğu gibi atılmış, okulları bile tasfiye sürecine girmiştir.
Muhalif basın, özellikle kamu maliyesi baskılarıyla ekonomik olarak çökertilirken, gazeteciler ve yazarlar hapis tehdidi altındadırlar.
Ekonominin daralması dahi göze alınmış, uygar dünya ile ilişkiler bozulma evresine sokulmuştur.
Ortada doğru dürüst ne bir meclis kalmıştır, ne etkin siyasal partiler, ne de özgür bir sivil toplum.
Artık buranın demokratik bir ülke olduğundan da bahsedilemez.
Peki, bütün bunlar ne için?
Hepimizin gözleri önünde tecelli eden yolsuzluk ve hırsızlık şaibelerinin üstünü örtmek için!
Hepimizi ateşe atmakta zerre kadar tereddüt göstermeden öyle akla ziyan işler yapılmakta ki bu uğurda; insan, üyesi olduğu toplumdan, düşündükçe ürküyor.
Bu kadar rezalete müstahak olmak, nasıl bir sosyolojik karaktere tekabül eder, kimler hak eder böylesini; lütfen herkes saçını önüne döksün de düşünsün.
Her şeyi ya yasaklıyorlar, ya da gizliyorlar toplumdan.
Söylenenlerin çoğu da yalan!
Şimdi de sıra “Çözüm Süreci”ni daha da karartmaya gelmiş olmalı.
Zaten şeffaf değildi.
Ama artık o kadarını bile bilmeyeceğiz, olup bitenin.
“Sultan”la yerel “derebeyi”nin arasında yapılacak bir anlaşmayla, bir halktan iki ayrı halk çıkararak, demokratik bir ülke yaratacaklar, akılları sıra.
Ne sağlıksızlığı varsa, aslında “özgürlük, demokrasi ve ademimerkeziyet yoksunluğu”ndan gelen bizimki gibi kozmopolit bir toplumu, etnik ve dinsel kolaycılıklarla kesip biçmeye kalkmak, en hafifiyle gaflet ve dalalettir.
Bu parametreler, insan gruplarını tarifte ve tasnifte yeryüzünün eskide kalmış ölçütleridir.
Çünkü yerel kültürel farklılıklar, rengini üretim ve mülkiyet ilişkilerinden alan sosyolojik iklimlerin içinde soluyan herkes tarafından üretilmiş, kendine özgü hayat tarzı ayrılıklarına dayanır.
Diyarbakırlı bir Kürt’e, Diyarbakırlı bir Türk mü, yoksa İstanbullu bir Kürt mü daha yakındır?
Her neyse, canım…
Olan olmuş zaten.
Bir sultanlık uğruna, ne sözler verilmiş.
Ne diyor Karayılan:
“Öcalan’ı nisana kadar bıraktınız, bıraktınız. Bırakmazsanız, gerisini artık siz düşünün!”
Adam açıkça, savaşı yeniden başlatacaklarını söylüyor.
Bana sorarsanız, gencecik bir delikanlı öleceğine, bırakın gitsin; hiçbir şey o çocuktan daha değerli değildir.
Ama bundan demokratik bir birliktelik doğacağını da ummayın sakın!
Kaldı ki, Ankara ve Diyarbakır monarklıklarını paylaşmak madem yetiyor, daha ne?
Ya da en iyisi, sürecin yürümesine engel oldular diye kimlerin üstüne yıkacaksanız; şimdiden onun hazırlıklarına da başlayın, bir taraftan.
Sanki çoktan yapmamışsınız gibi, şu bendeki akla da bak!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016