Serdar KAYA
Türkiye’de hâkim olan milliyetçi algı, ulus kavramını etnik temelde anlamlandırıyor. Bu algının bir diğer önemli özelliği ise, nüfusu büyük ölçüde homojen olan ulus-devletlerden oluşan bir dünya tasavvur ediyor olması.
Bu düşünsel arkaplan, bağımsız Kürdistan taleplerinin zihinlerde derhal nüfus mübadelesi gibi uygulamaları çağrıştırmasına neden oluyor. Ancak Türkiye’de halen yeterince bilinmiyor olsa da, nüfus mübadelesi artık uluslararası hukuka aykırı bir politika. Hatta zorunlu göç kapsamındaki her uygulama, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tanımladığı “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” arasında yer alıyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin yeni bir nüfus mübadelesi macerasına atılması ya da Kürtleri tek taraflı olarak ülkenin batısından doğusuna sürmesi eskisi kadar kolay değil.
Dahası, tarihe baktığımızda, herkes gibi azınlıkların da hayat düzenlerini bozmaktan hoşlanmadıklarını ve ciddi bir tehdit altına girmedikleri müddetçe yaşadıkları yerleri kolay kolay terk etmediklerini görüyoruz. Dolayısıyla, (sözgelimi) Avrupa’daki (ırkçı eğilimlere de sahip olan) aşırı sağın Müslümanlara Avrupa’yı terk etme çağrıları ne kadar gerçekçiyse, çoğu artık Fırat Nehri’nin batısında yaşayan Türkiye Kürtlerinin geriye dönmelerini beklemek de o kadar gerçekçi. Zira Kürtler artık çoktan Türkiye’nin doğusunun olduğu kadar batısının da bir gerçeği haline gelmiş durumdalar. Bu bariz durumun hâlâ farkına varamıyor olmak, batıdaki Kürtleri batıya ait görememenin bir sonucu –ki bağımsız Kürdistan eksenli tartışmaların bir noktasında nüfus mübadelesi konusunun mutlaka gündeme geliyor olmasının başlıca nedenlerinden biri de bu. Dikkat edilecek olursa, bu tavır, bölünmeye karşı çıkanların Batı-Türk ve Doğu-Kürt gibi gerçekliğe tekabül etmeyen eşleştirmeler ekseninde düşündükleri ve aslında Türkiye’yi kendi zihinlerinde çoktan böldükleri anlamına da geliyor.
Fırat’ın doğusu ve batısı
Kürtlerin çoğunun artık Fırat’ın batısında yaşıyor olmasından hareketle varılan bir diğer hatalı sonuç ise, bu durumun bağımsız Kürdistan taleplerini anlamsız kılıyor olduğu. Halbuki Kürtlerin çoğunun Fırat’ın batısında yaşıyor olması, doğudaki pek çok ilde çoğunluğun halen Kürtlerden oluştuğu ve dolayısıyla da bölgenin siyasetinin o insanların talepleri doğrultusunda şekilleneceği gerçeğini değiştirmiyor. Bir başka deyişle, batıda yaşayan Kürtler doğudaki Kürdistan taleplerinin önünde bir engel teşkil etmediği gibi, doğuda özerk ya da bağımsız bir Kürdistan’ın kurulması da batıdaki Kürtlerin doğuya göç edeceği anlamına gelmiyor. Yani, Türkiye (bir hukuk devleti olduğu ve öyle kaldığı ölçüde), ülkenin doğusu ayrılmayı seçse bile, batıda Türkler ile Kürtler yine birlikte yaşamak durumunda olacak –ki bu, Kürtlerin kimlikleri konusunda Türklerle tamamen aynı haklara sahip olacaklarını ve eşit haklarla siyasi katılımda bulunacaklarını da ima ediyor.
Bütün bunların anlamı şu: Türkiye, (her ne kadar ismi bu gerçeği maskeliyor olsa da) çok etnisiteli bir ülke. Ülkenin (hem doğusundaki hem de batısındaki) vatandaşları farklı etnik kimliklere sahip. Bu farklı kimlikler arasında en yaygın olanlar, Türk ve Kürt kimlikleri. Dolayısıyla, bu iki kimlik, ülkenin doğusunda özerklik ya da bağımsızlık kararı alınsa dahi, batıda (hem birbirleriyle, hem de diğer kimliklerle) her alanda eşit bir konumda olmak durumunda.
Her alanda eşit olmak, Kürtçe yasaklarını sona erdirmek ya da Kürtçe eğitime “izin vermek” gibi amaca özel açılımların artık bir mana ifade etmeyeceği anlamına geliyor. İki dilli, iki kültürlü, dolayısıyla da iki kimlikten birini taşıyanların diğerlerine kimi özgürlükler bahşetmek durumunda olmadığı yeni bir siyasi yapı, sadece barışın ve barışmanın değil, adaletli ve ahlaklı bir toplum olmanın da önündeki tek yol.
Sonsöz
Türkiye Türklerindir zihniyeti Türkiye’ye ülkenin doğusunu kaybettirdi. Etnik temelli siyasete son vermenin Türkiye’ye doğuyu geri kazandırabileceğini düşünmek zor. Ama Türkiye, bundan sonra barışı, adaleti ve ahlaklı olmayı tercih etmez ve bugün doğuyu ülkeden kopma noktasına getiren milliyetçi ideolojiye bunca acı tecrübenin ardından hala zorla tutunmaya çalışırsa, bu ideoloji yarın da ülkenin batısının istikrarını tehdit edecek. Türk milliyetçilerinin Kürtlere de bulaştırdığı bu zehri bir kenara bırakmak ise, ülkeye doğuyu geri kazandıramasa bile, en azından batıyı daha huzurlu ve istikrarlı kılabilir. Zira adalet ve ahlak huzur, temelsiz millet-i hakime böbürlenmeleri ise nefret ve çatışma getirir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Resmin Yunus Emre'siydi, İbrahim Balaban
9.06.2019 - AFFET BİZİ YAVRUM
17.06.2018 - Biz Bir Toplum Değiliz
6.04.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (5): 2005 karikatür krizi
23.03.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (4): Hasan, Türkiye ve Kemal
16.03.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (2): İslam ve Batı
20.01.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (1): Avrofobi
15.01.2015 - Amerika’yı kim keşfetti?
17.11.2014 - Türk gibi düşün: Merak değil nefret et
1.10.2014 - 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne dair notlar
12.08.2014
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
onur
kurban olun selanik dönmelerine..
NESLIHAN
NEGUZEL BUTUN SELANIK DONMELERI ATATURKTE OLMAK UZERE RUM VE ERMENI MALLARININ USTUNE OTURDU BIRDE BIZ SOYKIRIM YAPMADIK DIYE UTANMADAN ORDA BURDA LOBILER KURDURUP YALANLARIMIZA INANDIRMAYA CALISIP KENDIMIZ CALIP KENDIMIZ OYNUYORUZ
Yaman Bekir
Atatürk ve diğer selanik dönmelerinin serveti Rumlardan ve Ermeni Soykırımından gaspedilen mallardır.