Yalçın AKDOĞAN
Bu sorunun doğru formatı “Erdoğan Türkiye’yi teslimiyet içine sokar mı?”dir. Çünkü ortada kişisel bir kavga veya mücadele yok. Birileri Erdoğan’ı devirip Türkiye’yi teslim almaya çalışıyorlar. Erdoğan ise ülkesini, vatanını, milletini ve devletini korumaya çalışıyor, yedi düvelle mücadele ediyor.
Bazıları ‘ya bu Erdoğan da çok oluyor, her tarafa kafa tutuyor, biraz alttan alsa olmaz mı’ gibi boş laflar ediyorlar.
Evet Erdoğan’ın ‘meydan okuyucu’, ‘put kırıcı’, ‘ezber bozucu’ bir karakteri vardır. Ama bu değişim-dönüşüm misyonu, Donkişot’luk yapmak, yel değirmenlerine saldırmak anlamına gelmemektedir. Erdoğan reel politika ile idealizm arasında doğru bir bağ kuramasaydı ülkesini bu kadar büyütemez, bu kadar tarihi başarılara imza atamazdı. Rasyonel olmak insana reel şartları gözeterek ama ilke ve değerlerinden feragat etmeden hareket etmeyi gerektirir. Yoksa zilletle, teslimiyetle, eziklikle gelen netice almalar suya atılan imza gibidir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan Çarşamba günü Türk-Afrika İş Forumu’nda “Kölelik düzenine meydan okudu”. Erdoğan’ın küresel güçlere, Ortadoğu’daki zalimlere, dünyayı tekeline alan süper güçlere, faiz sistemine, terör örgütlerine meydan okuması aslında onların meydan okumalarına ve tehditlerine karşı bir direnç ortaya koymak anlamındadır.
Birleşmiş Milletler’in veto hakkı olan 5 daimi üyesini Erdoğan eleştiriyor, ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyor, ama Türkiye’nin BMGK geçici üyeliğine ulaşması ve orada sistemin içinde olarak sistemi değiştirebilmek için çaba gösteriyor. Yani bu hariçten gazel okuyup, hamasi nutuk atan üçüncü dünyacı bir tepkisellik değildir.
Terör örgütlerinin, darbeci çetelerin meydan okumalarına karşı Erdoğan elbette teslimiyetçi bir tavır sergileyemez.
Ekonomik sistem kendi realitesini dayatıyor ve Türkiye’de oyunu kurallarına göre oynayarak büyümeye çalışıyor ama bu ahlaki olarak bir yanlışı düzeltme çabamızı ortadan kaldırmıyor. Faiz sistemine meydan okumak duvara kafa atmak değil, çevremize örülmek istenen duvarda gedik açmak anlamındadır.
Gelinen noktada AK Parti’nin ve Erdoğan’ın varlığına tahammül edemeyen ve Türkiye’yi istediği eksende tutmak için onları devirmeye çalışan bir kısım küresel güç odakları olduğu ortada. Bunlar bölgemizde yeni bir dizayn yapmak istiyorlar ve her türlü kirli yöntemi kullanarak yönetimleri deviriyorlar. Eğer birileri Erdoğan’ın bu anlayışla uzlaşması, ona teslim olması şeklinde bir yaklaşıma sahipse bu beyhudedir. Sadece Erdoğan’ın kişiliği ve karakteri açısından değil, netice almayacak olması açısından da beyhudedir. Çünkü bu küresel vesayet odakları kukla ve işbirlikçi yönetimler oluşturmak ve ülkeleri de tam kontrol altına (adeta esaret altına) almak için uğraşıyorlar. Kullandıkları yöntem ise siyaseten yok etmek. Böyle bir anlayışa teslim olmak, onunla uzlaşmak gibi bir seçenek YOK. Sizin sergileyeceğiniz zillet sadece zillet içinde yok olup gitmeniz anlamına gelir. Oyunu bozmanın yolu cesaret içinde ahlaki bir duruş ortaya koymak ve dünya kamuoyunun vicdanını, ortak aklını harekete geçirmeye çalışmaktır. Erdoğan’ın Türkiye’nin selameti için yapmaya çalıştığı budur: Zilletle yaşamak yerine izzetle ayağa kalkmak...
Türkiyeiçine kapanacak bir ülke değildir amaTürkiye’yi içine kapatıp yalnız bırakabilecek bir güç de yoktur. Türkiye’nin dostluğu ve düşmanlığı farklı sembolik önemlere ve özgül ağırlıklara sahiptir.
Ayrıca Türk milleti tarih boyunca kimseye zillet göstermemiş, esaret altına girmemiştir.
Reel politika artık teslimiyetle değil şartları kendi lehine çevirip oyunun aktörü olabilmekle şekilleniyor. Yani şekillenmiş bir reel politikaya teslimiyet yerine reel politikanın şekillenişine katkı yaparak sürecin parçası olunabiliyor.
Erdoğan doğru ve alternatifi fayda getirmeyecek bir tavır içindedir. Sınırların yeniden çizilmek istendiği, ülkelerin tam denetimle kukla yapılmaya çalışıldığı, bölge halklarının iradelerinin hiçe sayıldığı bir ortamda Erdoğan sadece Türkiye için değil mazlum milletler için tarihi bir duruş sergilemektedir. Cesur ve izzetli bir tavırla var olabiliriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019