Ekrem DUMANLI
Hiçbir seçim ölüm-kalım savaşı değildir. Sandığı varoluş sebebi sayarak her türlü kirli işe bulaşanlar hem dünyalarını berbat ediyor hem ahiretlerini.
Peki, nedir seçim?
Siyasetçilerin “Sizin verdiğiniz vergilerle oluşacak bütçeyi en iyi ben yönetirim. Size en iyi hizmeti ben getiririm” iddiasından başka bir şey değildir. Halk bütün taliplilerin programlarına göz atmak, “en iyi” bulduğu partiye ya da adaya oy vermek zorundadır.
Ne var ki bizde seçimler bazı siyasetçilere ve onların büyüsüne kapılmış partizanlara göre bir hayat-memat meselesidir. Öyle olunca yalan, iftira, kara propaganda gibi en aşağılık işlere bile tenezzül edenler çıkıyor. Oysa hiçbir seçim insandan, insan onurundan, toplumsal barıştan daha değerli değildir. Sırf seçim kazanacağım diye “iç düşman” türetmek, halkın bir bölümünü “hain” ilan etmek suretiyle partizanlarının saflarını sıklaştırmak büyük bir vebaldir. Bu günahı irtikâp edenleri tarih asla affetmez… Etmemiştir de!
İnsanların kalbini kırdıktan sonra seçim kazanmışsın ne çıkar! Toplumu birbirine düşürdükten, vatandaşları kamplaştırdıktan sonra seçim zaferi kazanmışsın; ne anlamı var ki! Sırf koltuğunu koruyabilmek, ortaya çıkan pisliklerini kapatabilmek için masum insanlara suç uydurarak sandıktan başarı elde etmişsin; ne işine yarar ki!
Gözü dönmüş bir siyaset teknisyenliği var bu ülkede. Yüzyıllık bir fikir çilesini kendi şahsî ihtirasına feda edenlerin acımasızca yürüttüğü bir siyasi strateji var karşımızda. Ve hak-hukuk tanımayan bu tahripkâr metoda karşı duyulan marazî bir hayranlık ile karşı karşıyayız. “Vur-kır parçala, bu maçı kazan” sloganı “Yalan söyle, nefret saç; bu seçimi kazan” felsefesine dönüşmüş. Yeter ki kazan! Öyle mi? Ya siyasetin asıl sorumluluk alanı olan konuların askıya alınması! Ya kin ve nefret üzerinden insanların gırtlağına kadar çamura saplanması! Ya insaf ve vicdanların bir kenara itilerek toplumun her kesimine zulmedilmesi!
Acınası bir hal! Bile bile yalan söyleyen adamlar, hak-hukuk tanımadan insanlara zulmedenler, hayatında karınca ezmemiş insanların emeğini alçakça “terör örgütü” deyip yaftalayanlar, sırf seçim kazanalım diye hayalî düşman üretip fanatik kitlelerini nefretle dolduranlar! Bu haliniz ne insanîdir ne İslamî. İnanın değmez! Her bir insan eşref-i mahlûk olarak ilan edilmiş, her bir ferdin kalbi Kabetullah hakikatine denk tutulmuş. Yalanla, dolanla, iftirayla seçim kazanmanın ne size faydası olur, ne de bu memlekete. Kibir paçalarınızdan damlıyor, hükmetme şehveti sizi esir almış, hak ve hakikati çoktan silmişsiniz defterinizden. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun: bunca günaha girdikten, bunca mazlumun âhını aldıktan, bunca kalbi kırdıktan sonra değil bir kere, bin defa da seçim kazansan hiçbir işine yaramayacak; çünkü sen artık kazansan bile kaybedensin; tıpkı bütün zalimler gibi…
Yargı, medya ve Türkiye’yi bekleyen tehlike
Ankara savcısı Serdar Coşkun Türksat’a bir yazı göndererek bazı televizyonların kullandığı uyduların kapatılmasını talep etmiş. Tam bir skandal! Savcı Bey’in böyle bir yetkisi yok. Kesinleşmiş ve onanmış mahkeme kararları olmaksızın insanlar hakkında terör örgütü tabirini kullanma hakkı da yok. Tam bir anayasal suç işlemiş Sayın Savcı. Anayasa’nın pek çok amir maddesi basın özgürlüğünü garanti altına alıyor. Kaldı ki bürokrasiye doğrudan böyle bir emir verilemez…
Ne var ki son günlerde savcılar, hakimler, emniyet yetkilileri, kamu görevlileri kanunların kendilerine verdiği yetkiyi aşarak suç işliyor. Bu suçun goygoycuları arasında yandaş namıyla şöhretşiar olmuş bazı kifayetsiz şakşakçılar da var. Onlar çoktandır ‘yukarıdan’ aldıkları talimat gereği Zaman’ı, Samanyolu’nu, İpek Grubu’nu, Doğan Grubu’nu hedef gösteriyor. Hatta o kadar suça batmışlar ki muhalif bütün medyaya “terörist” yakıştırması yapmaktan çekinmeyerek bazı gazete ve televizyonlara müsadere (el koyma) işlemi yapılacağını sık sık ve açıktan dile getiriyor, temennide ve teşvikte bulunuyor. Tam haramzade bunlar. Hukuk bilmiyor, hak gözetmiyor, terbiye ve ahlaktan nasipsiz bir pozisyondan vazgeçmiyorlar. Orman kanunlarıyla ülke yönetilsin istiyorlar…
Bunlar inançlı olduklarını iddia ediyorlar. Bu nadan zümre bilmiyor mu ki İslam’a göre müminin malı mümine haramdır. Müsadere haramdır, cahiliye âdetidir. Diyelim ki artık İslamî ölçüleri dikkate almıyor; buna rağmen “İslamcı” havasıyla vatandaştan oy ütmeye devam ediyorsunuz; o zaman hiç değilse, mer’i hukuka bakın. İlk mektep mezunu bile anayasaya bakınca medyaya uygulanacak müsaderenin imkansız olduğunu görür. Arkadan dolaşarak kanunları suistimal ederseniz suçunuz da daha da büyük olur…
Yine de körleşmiş aklınız böyle bir çılgınlığı savcı ve hakimlere telkin ediyorsa bilin ki medyaya yapacağınız her baskı Türkiye’yi bitirir, çökertir. Beklediğiniz sonucu da alamazsınız zaten. Özgür medya asla susmaz. Bu arada ekonomi çöker; çünkü kimsenin mal güvenliği kalmamıştır artık. Burnunun ucunu göremeyen kifayetsiz tetikçiler bu mevzuu Ali Babacan gibi bir iki ehil kişiye sorsa gerçeğin acı çehresini karşısında bulacak. Türk ekonomisi haramilere yakışacak bir yargı mantığına dayanamaz. Temel hakların güvencesi bitmiş olur. Nitekim Avrupa Birliği’nden gelen çok net tavır, medyaya yapılacak baskının sadece siyasi değil, ekonomik ve hukukî sonuçlarının olacağını ortaya koydu.
Birkaç gün önce New York Times’ta yayımlanan ve basın özgürlüğüne yönelik baskıyı sert bir dille eleştiren yazıyı hükümet erkânının dikkate alması şart! Zaman’a, Samanyolu’na, Doğan Grubu’na ve daha pek çok medya grubuna ve gazeteye yapılan aşırı baskı sadece yurtiçinden değil yurtdışından da izleniyor. Bu ülkeyi batırmak istiyorsanız özgür medyaya çullanmaya devam edin. Ancak bilin ki yeni medya araçlarının sağladığı imkanlar size bir şartele dokunma rahatlığı sağlamayacak, tam aksine binlerce, on binlerce mecranın başınıza bela olmasına neden olacaktır. Bu arada Türkiye hukuk sisteminin olmadığı bir ülke olarak tanınırsa buna sebep olan yeni İttihat ve Terakkiciler yakıp yıktıkları Türkiye’nin altında kalacaklardır…
Yakışmıyor
Malumunuz; seçim dönemlerinde her partiye gazetemizde yer vermek için çırpınıp dururuz. O yüzden “liderler turu” yapar, “meydanın nabzı” başlığı altında her partinin sesini duyurmaya çalışırız. Bu sefer de öyle yaptık ve bütün siyasi parti liderlerinden röportaj talebinde bulunduk. Saadet Partisi’nin çatısı altında ittifak yapan Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici ile başladık söyleşilere. Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük ve o mülakatı da neşrettik. Birkaç gün önce de MHP lideri Devlet Bahçeli ile yapıldı röportaj. Bu verimli mülakatı da sizlerle paylaştık. Aslında bütün gazeteler, bütün liderlere sayfalarını açmak zorunda değil mi? Okurun da bir hakkı var nitekim…
Liderler turumuz devam ederken Başbakan sıfatı taşıyan Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile buluşmamızı meydanlarda diline doladı. Ayrıca, şahitleri ve fotoğraflarıyla apaçık yalanlanan Diyarbakır Belediye Başkanı ziyaretimizin ‘gizli’ olduğunu da tekrar gündem yaparak yalan haberden bir daha medet umdu. Üstelik ağzını da bozarak “Biz bu vatanı teröristlere bırakır mıyız? Biz bu vatanı bu paralel çeteye bırakır mıyız?” gibi düşük kalibreli, ucuz siyaset ağzıyla hakaretamiz laflar sarf etti. Ahmet Hoca’ya bir haller oldu ki sormayın. Stratejik derinlik falan kalmadı Beyefendi’de. Bir özenti ile çıktığı meydanlarda yalan yanlış bilgilerle karalama yapıp vebal alıyor, günah işliyor, ayıp ediyor. Yakışmıyor bu üslup bir akademisyene. Kendisini tanımasam karşımızdakinin Zübük adlı malum eserden fırlamış bir taşra siyasetçisi sanırım. Öyle bir ucubeye dönüşmemeli Ahmet Hoca. Birilerinin sıkça yaptığı gibi yalan ve iftira ile nefret tohumları saçmanın insanî ve İslamî olmadığını Davutoğlu bilmiyorsa, kim bilecek bu çıtası düşük tavrın toplumda ne kadar korkunç bir yer açacağını…
Her neyse… Ahmet Hoca’ya (ve danışmanlarına) bir hatırlatmam daha var: Seçim öncesi bütün liderlere söyleşi teklifi yaparken Davutoğlu’na da resmen ve yazılı bir şekilde müracaat etmiştik; cevap vermedi. Kendi takdiridir…
Biz işimizi, gazeteciliği yapıyoruz. Bütün siyasi partilere söz hakkı veriyor, liderlere röportaj teklifi yapıyoruz. Sayın Davutoğlu masasındaki teklifimizi değerlendirmeyebilir; ancak olumlu cevap verenlerle röportaj yapmamıza neden içerler ki!
Biz mesleğimizi ifa ediyoruz; siz de işinizi yapın. Haydi mülakat verip bir cevap veremiyorsun; bari yanlış bilgilerle kamuoyunu yanıltmayın…

Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015