Etyen MAHÇUPYAN
Reform meselesi uzun yıllar boyunca solcular için bir mihenk taşı işlevi gördü. Sol değişimci ve ilerlemeci olduğuna göre reformların da solcular tarafından gerçekleştirileceğine inanıldı. Buna karşılık sağcıların da statükocu olmalarından daha doğal bir şey yoktu, çünkü sağ var olan rejimin ve sistemin muhafazasını istemek durumundaydı. Kültürel bağlama oturtulduğunda solun laiklikle ve bilimsellikle bağlantılı olduğu düşünülüyordu. Sağ ise milliyetçilik ve dindarlıkla iç içeydi. Zihniyet bağlamına yerleştirildiğinde ise sol bu kez demokratlıkla bağdaşmakta, sağın hanesine ise otoriterlik ve ataerkillik düşmekteydi.
Böylece ortaya apaçık iki farklı dünya çıkmaktaydı. Laiklik, bilimsellik ve demokratlığı içselleştirmiş, bu anlam dünyasının taşıyıcısı haline gelmiş olan solun, reformları hayata geçirecek ideoloji olması aklın gereğiydi. Dindarlık ve milliyetçilik ‘geriliğine’ saplanıp kalmış, otoriterlik ve ataerkillikten kendisini kurtarma niyeti bile göstermeyen sağın ise ancak reform ‘engelleyicisi’ olması beklenebilirdi. Siyaset bu iki kutup arasında yaşanacak ve solun mücadelesinin kazancı olan reformlarla daha fazla özgürlüğe ve eşitliğe doğru ilerlenecekti…
Türkiye örneği aslında bu modelle ilgili soru işaretlerinin taşınmasına çok müsaitti. Kemalist dönemin reformlarının baskıcı bir rejim altında yaşanmasının ardından, halkın özgürlük arayan tepkisinin sağ siyasetler üzerinden yaşanması uyarıcı olmalıydı. Ama zihinsel şablonun sorgulanmasının yaratacağı rahatsızlıklar daha ağır bastı. Halkın tepkisinin ‘gerici’ olduğu düşünüldü ve ‘sağlam’ da bir kanıt öne sürüldü: Halk hala dindardı. Reform değil, ancak karşı-reform yapabilirdi. Böylece kimsenin demokrat olmadığı bir dünyada, demokratlık giderek bir siyasi davranış tarzı olmaktan çıkıp, sol romantizmin kimliksel öğesi haline gelerek denklem dışı kaldı. Reformculuğu belirleyen asıl unsur solun kültürel kimliğiydi ve bu da laiklik/dindarlık gerilimi içinden tanımlanıyordu.
AKP dönemi bu bakış açısından dengeleri bozan bir psikolojik şok yarattı. Bu şokun henüz ideoloji alanına izdüşümü yeni oluyor ama pek de anlamlı bir yaratıcılıkla sonuçlanabilir gözükmüyor. Soru hem ataerkil hem de dindar olan bir siyasi hareketin nasıl olup da reformcu olabildiğidir. Kürt meselesini Kürtlerle konuşarak, özgürlük alanını ve katılımcılığı artırarak çözme iradesi göstermek, AB üyeliği belirsiz olsa da ara vermeden AB uyum düzenlemelerine devam etmek AKP’den beklenecek bir davranış olamazdı. Dolayısıyla bu durumun açıklaması olarak, AKP’nin ‘mecburen’ bu adımları attığı, ‘aslında’ ne çözümü ne de AB üyeliğini istediği önermesi yapıldı.
Ne var ki on iki seneden sonra, tahakküm gücünün en üst seviyede olduğu söylenirken, artık ‘devlet’ olduğu iddia edilirken, bu parti reformları derinleştirerek Türkiye’yi daha da değiştirmek niyetiyle ortalığa çıkıyor. Dahası saha çalışmaları bu partinin seçmeninin ana muhalefetin seçmenine oranla reform konusunda daha istekli olduğunu gösteriyor. Solcular nezdinde bunun sıkıntılı bir ikilemin habercisi olduğu açık: Acaba nasıl oluyor da dindarlar daha reform yanlısı iken, laik kesim statükocu olabiliyor? Sol ile laikliğin birlikteliğini veri alarak bunun solcuların statükocu olduğunu ima etmesini nasıl yorumlayabiliriz?
Türkiye solu bu psikolojik girdabı aşabilmiş değil. O nedenle henüz bir ideolojik ‘aydınlanma’ da yaşamamış durumda. Diğer bir deyişle söz konusu ikileme bir cevapları yok ve dolayısıyla da tek umutları AKP’nin ‘gerçekten de’ statükocu olduğunun ortaya çıkması veya çıkarılması. Olumsuzluğu hedefleyen bu uğraşın siyasi enerjiyi de iğdiş etmesiyle birlikte, pratikte onlar için artık siyaset AKP’nin ne pahasına olursa olsun düşürülmesinden ibaret.
Oysa ortada bir ikilem yok. Sol ve sağ kelimelerinin sığlığından kurtularak, meseleye gerçek insanların gerçek talepleri üzerinden bakmak yeterli. Dindarlar samimi olarak reform istiyorlar, çünkü kendileri de değişiyor ve hem siyasi, hem kültürel olarak daha geniş bir özgürlük ve eşitliği arzuluyorlar. Kürt meselesinin çözümü, AB üyeliği, yargının yeniden yapılandırılması gibi alanlarda yaşanacak kalıcı reformların hepsi bu ‘yeni’ dindarların lehine gelişmeler olacak. Bunun için demokrat olmaları gerekmiyor. Nasıl statükocu olmak için otoriter zihniyet şart değilse, reformculuk için de demokratlık şart değil. Neyse ki hayat şablonlara sığmayacak kadar renkli, çoğulcu, değişken ve tam da bu nedenle ‘devrimci’. Mesele herhangi bir tarihsel momentte kimin ‘devrimci’ olduğunu atlamamakta…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023