Fehim TAŞTEKİN
Mühim komşu Türkiye’ye gelişi epey geciken Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi iki tarafın yüzünde gülücükler bırakıp gitti.
17 Aralık buluşmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın duymak istediği mesajlar verdi.
“Türkiye bizim için önemli bir ülkedir” dedi. IŞİD’in bıraktığı yıkımı Türkiye ile birlikte imar etmekten bahsetti.
“Irak, Türk yatırımlarına kapılarını açma konusunda ciddidir” diye ekledi.
“Irak üzerinden Türkiye’yi tehdit eden hiçbir oluşuma müsamaha olamaz” diyerek PKK’ye karşı ortak mücadeleye vurgu yaptı.
Bu konudaki kararlılığa geçen hafta Peşmerge’nin Rojava’dan Irak Kürdistan’ına geçen bir grupla çatışmasını örnek gösterdi. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız’a göre iki taraf da mutluydu.
Pandeminin de etkisiyle ekonomik olarak birbirine muhtaç hale gelen iki komşu için böylesi bir fotoğraf belli ki değerliydi.
Fakat zehirli yıllardan geçen ilişkilerdeki güvensizlik hâlâ temel sorun. Türkiye’nin PKK’ye karşı sınır ötesi hareketlerle yetinmeyip onlarca üsle kontrol alanlarını genişleten stratejisi ilişkileri birkaç kez türbülansa soktu. Hatırlarsanız geçen yaz Pençe-Kalkan operasyonlarının bir nevi işgale dönüşmesini önlemek için merkezi hükümet sınırları kontrol etmeye yönelik sembolik bir çıkarma yapmıştı. Türkiye’nin 11 Ağustos’ta Sidekan’da insansız uçakla düzenlediği saldırıda iki Iraklı komutanın ölmesi Kazımi ile güzel bir başlangıç yapma şansını vurmuştu.
Zaten Irak siyasetinin Şii kanatları Ankara’nın Sünni öfkeye yatırım yapan siyasetine kızgındı. IŞİD’e karşı savaşta öne çıkan Haşd el Şaabi’yi Musul’a sokmamak için Başika üssünde alternatif Sünni güç oluşturma çabası da ilişkileri yormuştu. Son 3 yılda Mahmur Kampı ve Şengal’i hedefe koyması da gerilim hattına ilave yükler bindirdi. Ayrıca Kürdistan’ın gelir kapısı Habur’u baypas edercesine Ovaköy’den yeni kapı açıp Tel Afer’e kadar Suriye-Irak sınırı arasına tampon saplama ısrarı da Bağdat’ı iki arada bir derede bıraktı. Bir tarafta Türkiye’yi yatıştırma diğer tarafta Kürdistan’ı küstürmeme çabası…
“Kazımi niye bu kadar gecikti” sorusunun yanıtı işte bu zincirde.
***
Bir süredir Bağdat ve Erbil’i yeni pozisyonlara zorlayan iki yönlü bir tazyikten söz edilebilir.
Türkiye’nin baskı hattı belli; Suriye tarafında Afrin’den beriye Tel Rıfat’tan başlayıp Menbic ve Fırat’ın doğusundaki Ayn İsa’da tavan yapıyor, Irak tarafında Şengal’den kuzeydeki dağ silsilesine sokuluyor. KDP’yi PKK’yle savaşa iten, Bağdat’ı hem Kürdistan hem PKK’ye karşı pozisyona zorlayan, ABD’yi de Ankara’nın ‘terörle mücadele’ konseptine paydaş yapan bir tazyik. Sonuç aldığı kesin.
Öteki tazyik Amerikalılardan geliyor. ABD, Suriye tarafında YPG ile işbirliğine öfkelenen Türkiye’yi dindirmek için iki yakada tezat şeyler deniyor. Suriye’de KDP çizgisindeki Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni (ENKS) siyasi ve askeri olarak özerk yönetime ortak ederek Kürt birliğine oynuyor. Yanıltıcı da olsa PKK’nin Suriye’den boşandığına dair bir görüntü çıkarmaya çalışıyor. Irak tarafında ise Kürtler arası çatışmaya yol veriyor. Bir tarafta Kürtler arası birlik diğer tarafta Kürtler arası çatışma! Bu siyasetle Pentagon’un Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ortaklığına öfkelenen Türkiye’yi bir şeylere razı etmeye çalışıyor. Bu çelişkili siyasetin bir de ekonomik teşvik boyutu var: Amerikalıların üzerine oturduğu Suriye petrolü Kürdistan’a akıyor. Bunun alıcısı da belli: Türkiye.
ABD’nin Türkiye’nin elini güçlendiren tercihleri Şengal’e de yansıyor. PKK çizgisindeki Ezidilerin oluşturduğu Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ), Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) ve Şengal Demokratik Özerk Meclisi’nin kontrolüne son vermek için 9 Ekim’de Irak ve Kürdistan hükümetleri arasında imzalanan anlaşmada ABD’nin parmağı vardı. “Aksi halde Türkiye alana daha fazla girecek” korkusu hem Erbil hem Bağdat üzerinde işe yarıyor. 2014’te Peşmergelerin IŞİD’in önünden çekilmesiyle Ezidiler nezdinde bütün iddiasını yitiren KDP kontrol edemediği Şengal’i bu anlaşmayla merkeze bırakıyor. Hedeflenen yeni statüko, ABD’nin bölgede Haşd el Şaabi’nin varlığına son verip Irak-Suriye sınırlarını İran’a kapatma hedefiyle de bağlantılı.
ABD’nin de işin içinde olduğu ikinci önemli gelişme kuzeyde Kürt’e karşı Kürt tamponuna geri dönülmesi. KDP’ye bağlı Peşmerge güçleri son aylarda Haftanin, Metina, Gare ve Behdinan taraflarında PKK’nin hareket alanlarını daraltacak pozisyonlar aldı. Peşmerge, Şengal anlaşmasından sonra da Suriye sınırlarındaki geçişleri önlemek için çok sayıda yerde konuşlandı. Dicle hattındaki bu durum Amerikalıların baskıları sayesinde bir yere kadar gelmiş olan Kürtler arası birlik çalışmalarını da dinamitliyor.
YBŞ’nin seçeneksiz bırakılması, PKK-KDP çatışmasının tetiklenmesi ve Suriyeli Kürtler arasında diyalogun dinamitlenmesi Ankara’nın net olarak görmek istediği üç sonuç. Bu çelişkiler merkezi hükümet için de kullanışlı; sonuçta kuzeye doğru etki ve kontrol kanalları açıyor.
Kürt cephesindeki bu tablo Ankara-Bağdat ilişkilerinde yeni bir tutunma noktası olarak öne çıkıyor. Bunun arkasında itici bir diğer faktör ABD’nin İran’ı kuşatma stratejisi. ABD, Irak’ı İran’ın etkisinden çıkarmak için Kazımi’nin elini güçlendirmeye çalışıyor. Müttefik Arap devletleriyle birlikte Türkiye’yi Irak’ta söz sahibi yapmanın İran’ı oyundan düşüreceğine dair eski Amerikan oyunu yeniden güncelleniyor. ABD ve İran arasında sıkışan Kazımi de bir denge unsuru olarak belki Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor.
***
Bu minvalde çok yönlü tazyik Ankara, Washington, Erbil ve Bağdat arasında çakışma noktalarını bir araya getiriyor. Ancak verilen görüntü çok fazla çatışma faktörünü içinde barındıran sorunların üstesinden gelmeye yetmez. Üzerini hafif toprakla kapattıkları krizler olduğu gibi duruyor. Sınırların ötesinde büyüyen sorunların önemli bir kısmı, Türkiye’de Kürt sorununu askeri yollarla çözme inadının neticesi. Erbil ve Bağdat’la ilişkilerdeki pek çok tuhaflık bundan kaynaklanıyor. KDP’nin PKK’yle savaştırılması Türkiye’nin ‘ulusal tehdit’ saydığı bir sorunun coğrafi olarak genişlemesine yol açabilir. Irak ve Suriye’de farklı aktörlerle çatışmalar hep bu sonucu doğurdu.
Aynı şekilde Ankara, Bağdat’ı ‘terörle mücadelede’ kararlı bir ortak olarak görmek istiyor. Bir kere Irak’ın derdi başından aşkın. Bağdat’ta yeşil bölgeyi bile korumakta zorlanırken, IŞİD ile hâlâ tam olarak baş edememişken Irak merkezi yönetimi onlarca yıldır uzak kaldığı kuzeyde her hangi bir savaş yürütemez. Kazımi’nin yaklaşımı Ankara’nın istediği şekilde bir çatışma değil. Kazımi, Şengal’de de Ezidileri örseleyecek bir bastırma yerine YBŞ’yi Haşd el Şaabi içine almayı tercih edebilir. Yine Türkiye’nin Ovaköy’den kapı açıp Musul’a kadar koridor oluşturma planı, belki Bağdat’a tartışmalı bölgeleri Kürdistan’a kapatma ve Türkiye sınırına yeniden ulaşma şansı olarak cazip gelebilir. Fakat Kürdistan Irak bütünlüğü içinde kaldıkça Bağdat’ta herhangi bir hükümetin ayakta kalması Kürtlerin desteğine bağlı. Kazımi’nin Kürtlerle ilgili hassasiyeti tüm seleflerinden daha ileride. Bu tercihlerde İran da etkili bir faktör. Tahran, Türkiye’nin Amerikan çıkarlarına koşut olarak Irak’ta stratejik derinlik kazanmasını önlemek için Bağdat’ta nüfuzunu kullanacaktır. Kazımi de İran’la etkileşimi olan siyasi aktörleri görmezden gelerek koltuğunu koruyamaz. Irak’ta bir iki Türkmen ve Sünni grup dışında Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığını, Mahmur ve Şengal’i bombalamasını, kuzeyde üsler kurmasını meşru gören siyasi aktör kolay kolay çıkmaz. Sessizlikleri çaresizlikten kaynaklanıyor. Eski bir istihbarat şefi olarak Kazımi de Türkiye’nin elinin nerelere kadar uzandığını biliyor. Beştepe’deki sarayda Bağdat ve Kerkük havasıyla yakalanan neşenin ilişkilerde mutluluk garantisi yok.
ABD’nin izlediği siyaset de her açıdan hatalar vermeye mahkûm. Daha geniş pencereden bakıp uzun vadede Suriye ve Irak Kürtlerini birlikte düşünmek isteyenler bile sıra Türkiye’yi kazanma önceliğine gelince kendi çelişkilerinin altında kalıyor.
Ankara, ABD’nin İran karşıtlığı üzerinden Türkiye’ye açacağı kanalların hayrını göremeyebilir. 2003 sonrası Amerikan aklıyla Sünniliğin hamiliğine soyunan siyaset günün sonunda Sünnilere de zarar verdi. Körfez blokuyla yaşanan kavgalar yüzünden Irak’ın Sünni blokları da artık yekpare Türkiye’nin yanında değil. Hatta tablo o kadar hızlı değişti ki Türkiye’nin Şii dost bulması Sünni dost bulmasından daha kolay hale geldi.
***
Türkiye uzun vadeli dostluk ilişkileri için iki şey yapmak zorunda:
Kendi çizgisini, ister etnik ister mezhebi olsun komşuların iç çelişkileri ve dış aktörlerin nüfuz savaşlarından uzak özgün bir bağlama oturtmalı.
İkincisi, içeride kendi çelişkileri ve ayağına attığı lanet bağlardan bir an önce kurtulmalı.
Bu çerçevede Irak ve Suriye’deki durum her seferinde bize komşularla barışmanın en kestirme yolunun Kürtlerle iç barışı ve ‘demokratik bütünlüğü’ sağlamaktan geçtiğini söylüyor.
Maalesef bunlar yerine zorbalık Türkiye’nin sınırlarından köpüre köpüre taşmaya devam ediyor. 'Zor oyunu bozar'dan gayri bir parola kalmamış gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025