Kadri GÜRSEL
‘Sputnik’, Rusça’da ‘yol arkadaşı’ anlamına geliyormuş. Rusça bilmeyenler, Sputnik adını Sovyetler Birliği’nin 1957’de dünya yörüngesine yerleştirdiği ilk insansız uydu sayesinde duydu. Uydunun adı Sputnik 1’di.
Çeşitli dünya dillerinde faaliyet göstermek üzere 2014’ün Kasım ayında Moskova’da kurulduktan bir ay sonra Türkiye’de de Türkçe radyo ve haber sitesi yayıncılığı yapmaya başlayan Rus devlet medya organının adı da Sputnik. Eski devlet medyası organlarından ‘Rusya’nın Sesi’ radyosu ile ‘RIA Novosti’ haber ajansının aynı çatı altında yenilenmiş devamı.
Türkiye’deki adı, ‘Sputnik Türkiye’ oluyor: ‘RS FM’ radyoda, ‘tr.sputniknews.com’ internette.
Rusya ve Türkiye’nin ikili ilişkilerinde yaşadıkları iniş ve çıkışlar Sputnik Türkiye’nin ülkedeki takipçi ve dinleyici kitlesiyle ‘yol arkadaşlığı’nı her seferinde derinden etkiledi.
Su-24 krizi sırasında Ankara, 2016’nın mart ayında kuruluşun internet sitesine erişimi engellemiş, Sputnik Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov’un ülkeye girişini de yasaklamıştı.
O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı. İlkin Ankara, Suriye’de Rusya’nın oyun kurucu rolünü kabul etmek zorunda kaldı. Ardından 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimi, Ankara’yı Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Rusya’ya hiç olmadığı kadar yakınlaştırdı.
Türkiye’nin bu bağlamda Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerinin ülkeye nakliyle başlayan süreç, şimdiden öngörülmesi imkansız finalinden bağımsız olarak, stratejik ve tarihsel nitelikte.
Ve Sputnik Türkiye, ikili ilişkilerin gidişatından yine derinden etkilendi. Lakin Rus medya kuruluşu 2016’daki gibi engellenen değil, bu kez engelleyendi. Malumunuz, Sputnik Türkiye, 19 Temmuz’da gazeteciler Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz, Akif Beki ve Zafer Arapkirli ile ‘yollarını ayırdı’.
Sputnik Türkiye, bu ülkede bir inandırıcılık ve itibar inşa edebilmişse bunu öncelikle, kovduğu dört gazeteciye borçludur.
Fevkalade eklektik bir yayın politikası izlerdi Sputnik Türkiye. RS FM’deki piramidin en tepesinde inandırıcılık, itibar ve dolayısıyla yüksek reyting için bu dört meslektaşımızın eleştirel yayıncılığı vardı. Ortada, AKP öncesindeki TRT’nin ağırbaşlılığını andıran bir üslupla verilen ve esasında Türkiye’deki iktidarı kollayıp gözeten haber bültenleri… Altta ise Moskova’nın resmi çizgisini seslendiren Rus uzmanların Türkçeye çevrilerek okunan kısa ‘analizleri’… Bu üç katmandaki içerikler arasında herhangi bir tutarlılık ve ortak doğrultunun varlığı söz konusu değildi. Geçişler, Batı tarzı kaliteli pop müzikle sağlanıyordu.
Odatv.com’un sorularını cevaplandıran Sputnik Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Mahir Boztepe’ye göre, Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile ilişkilerini kesmelerinin gerekçesi, bu üç gazetecinin yeni bir parti kuracağı söylenen AKP’li muhalif Ahmet Davutoğlu ile bir söyleşi yapmasıydı. Boztepe, ilişki kesme kararlarına, onay vermedikleri bu söyleşinin Yavuz Oğhan’ın kendi YouTube kanalında, Sputnik’in formatı ve renginin izinsiz kullanılarak yayınlanmasının yol açtığını söylüyor. Bu nedenle Davutoğlu söyleşisinin medya tarafından RS FM’in yayınıymış gibi algılandığını belirten Boztepe, “Bunu hiçbir medya kuruluşu kabul edemez” diyor.
Boztepe’nin bu açıklaması inandırıcı ve tatmin edici değil.
Bu üç gazeteciyle iş akdinin feshedilmesine velev ki Davutoğlu söyleşisi neden oldu; peki dördüncü gazeteci Zafer Arapkirli neden gönderildi?
Odatv söyleşisinde bu hususla ilgili ne soru sorulmuş ne de Boztepe herhangi bir izahatta bulunmuş.
Zafer Arapkirli’nin Davutoğlu söyleşisiyle bir alakası yoktu. Ama Yavuz Oğhan gibi ona da 19 Temmuz sabahı Sputnik Türkiye yönetiminden telefon açıldı ve görüşmeye davet edildi. İş akitlerinin feshedildiği her ikisinin de yüzüne söylenecekti. Arapkirli cevaben, bunun için yüz yüze konuşmaya gerek olmadığını, kendisine telefon açılmasını yeterli gördüğünü söyledi. Bu sırada kamuoyunun kovulma hadiselerinden henüz haberi yoktu.
Arapkirli’nin işten çıkarılmasının nedeni, Oğhan’ın gönderilmesine Twitter hesabından verdiği tepki de değil.
Zafer Arapkirli, Sputnik Türkiye’den eleştirelliği nedeniyle gönderildi. Bu hususta kuruluşun yöneticileri tarafından daha önce birkaç kez uyarılmıştı.
‘Davutoğlu söyleşisi’ bu dört gazetecinin Sputnik Türkiye’den kovulmasını perdelemek için bir bahane olarak kullanılıyor.
Bakınız, Sputnik Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Mahir Boztepe, Odatv söyleşisinde “Biz yayın politikamız gereği Davutoğlu gibi bir figürü önemsemiyoruz ve açıklamalarının bizim üzerimizden yayılmasını istemiyoruz. Haber değerinin olduğuna inanmıyoruz” demiş.
Madem öyle, Davutoğlu ne zamandan beri kendileri için haber değeri taşımıyor?
AKP’li muhalif Davutoğlu’nun önemsenmeyip haber değerini kaybetmesi, SETA raporunun yayımlanmasından ve S-400’lerin tesliminin başlamasından sonraya rastlıyor.
Öncesinde önemseniyordu. Misal, 30 Haziran 2019 tarihli bir Sputnik Türkiye haberi, ‘Davutoğlu: Ne yanlışlar yaptık ki bugün bu noktadayız?’ başlığını taşıyor. Davutoğlu’nun ‘Elazığ Gönül Dostları Buluşması’ adlı toplantıda, iktidara kendi göreceliliği dairesinde ağır eleştiriler yönelttiği konuşmanın haberiydi bu…
Daha öncesinde de 4 Haziran tarihli bir haber var. Başlığı, ‘Davutoğlu: Ya yeni bir hal ya izmihlal’…
Konya’da yaptığı, kendisinden çok bahsettiren o konuşma.
Görüldüğü gibi Sputnik Türkiye, AKP’li Erdoğan muhalifi Davutoğlu’nun söylediklerine yakın zamana kadar haber değeri atfetmiş.
Dört gazetecinin kovulmasının asıl nedeni Davutoğlu değil, fevkalade kişiselleşmiş ikili ilişkilerdeki artan yakınlaşma sonucunda, Moskova’nın Sputnik Türkiye’nin izlediği yayın politikası hakkında Ankara’dan gelen şikayetlere artık daha fazla kayıtsız kalamaması.
Hele S-400 teslimatı sayesinde NATO’ya bu denli ağır bir darbe indirilmişken, Moskova, bir anda çok değerli bir müşteri haline geliveren Ankara’nın ricasını mı kıracaktı?
“Rica neydi?” diye sorulursa, SETA’nın ‘Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları’ başlıklı raporuna bakınız, cevap orada.
SETA raporunun ‘Sputnik Türkiye’ bölümünde, ‘Türk muhabirler’ başlığı altında incelenen Zafer Arapkirli’nin, “eleştirel görüşlerini ön plana çıkardığı paylaşımlarda ve hükümet karşıtı söylemlerde bulunduğu” vurgulanmış.
Raporda kendisinden aynı başlık altında bahsedilen Yavuz Oğhan’ın, RS FM’deki ‘Bi de Bunu Dinle’ adlı programına İsmail Saymaz, Ertuğrul Günay, Mithat Sancar, Sezai Temelli ve bendenizi konuk ettiği belirtiliyor ve hakkında, “Twitter hesabında hükümeti eleştiren paylaşımlarda bulunduğu görülmektedir” deniliyor.
Bunlar hep fişleme içerikleri…
Diğer taraftan Sputnik Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmeni Mahir Boztepe Odatv’ye verdiği söyleşide “SETA raporunda adı geçenlerden biri de benim. Hedef gösterildik” diyor. Şurası doğru: Raporda, uluslararası medya kuruluşları için çalışan tüm gazeteciler ‘uzantı’ olarak nitelendirilmek yoluyla hedef gösteriliyorlar. Ama bazıları hakkında dengeleyici ‘ince ayar’ yapılmamış da değil. Misal, Boztepe’den ‘Sputnik Türkiye’nin Türk muhabirleri’ bölümünde bahsedilirken olumsuz anlam ihtiva eden bir tonlama yapılmamış ve hatta tam tersine, “Maduro’ya destek paylaşımları emperyalizm karşıtı olduğunu göstermektedir” denilmiş. Bildiğiniz üzere Ankara ve Moskova, Maduro’yu destekliyor.
Boztepe, Sputnik Türkiye’nin dört gazeteciyi kovması hadisesini “ABD yanlısı tutum alan gazetecilerin köpürttüğünü” iddia ediyor ve bu konuyu tartışmaya açanları, “Rusya ve Türkiye arasındaki gelişen ilişkilerden rahatsız olmakla” suçluyor.
Türkiye’de gazeteciler bu tür reaksiyonların hiç de yabancısı değil. AKP iktidarında gazetecilik yapma kararlılık ve azmiyle yaşarken yeterince tecrübe edindik.
Gerçek bir tartışmanın tüm boyutlarıyla yapılmasını önlemek ve gerçeği gizlemek isteyenler, eleştiri sahiplerini ötekileştirerek ve eleştirinin gayrimeşru bir amacın hizmetinde olduğunu iddia ederek işe başlarlar.
Dört gazetecinin kovulmasının, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin geçirdiği değişimin zemininde meydana geldiği doğru. Ama meslektaşlarımızın işten çıkarılmaları, medya özgürlüğünün alanını daha da daraltmayı amaçlayan teşebbüslerin bir sonucu olduğu için, öncelikle demokrasi ve özgürlük konularının bağlamında tartışılmayı hak ediyor. Bu tartışmada Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin gelişmesinden rahatsız olmak veya olmamak bağlam dışıdır; ama demokrasiden ve onun ayrılmaz parçası medya özgürlüğünden yana olmak ise gazetecinin durduğu yeri bilmesi bakımından çok gereklidir.
Sputnik Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Boztepe, gazetecileri abuk sabuk suçlamalarla susturmaya çabalayanların bugüne kadar doğal olarak akıl edemedikleri bir ithamla çıkıyor karşımıza. Boztepe’ye göre tartışmayı köpürtenler, ‘Rusofobik’. Türkiye’de gazeteciler, iktidarın sözcüleri ve medya görevlileri tarafından Amerikan ajanı, İsrail ajanı, oryantalist, Esed’çi ve daha birçok başka şeyci diye suçlanmışlardır ama ilk kez ‘Rusofobik’ (Rusya ve Ruslukla ilgili unsurlardan korkmak ve hoşlanmamak) olmakla itham ediliyorlar. Tabii, ‘Rusofobi’sözcüğünün popüler siyasi terimler lügatimize girmesi için Rus devlet medyasının Türkiye’ye girmesi gerekiyordu. Rus devlet medyasının Türkiye’ye girmesi için de doldurulması gereken bir enformasyon boşluğunun, karşılanması gereken bir haber talebinin varlığı kolaylaştırıcı olurdu. Otoriter iktidar, üzerine çöktüğü ana akım medyayı yok ederek, medya özgürlüğünü ortadan kaldırarak bu boşluğu yarattı ve tabii ki dolduramadı; için için istemesine rağmen Türkiye’yi dış dünyaya kapatamadı. Otoriter Rusya’nın medyası, Türkiye’deki haber açığını fırsat bilerek ülkeye girdi, inandırıcılık ve itibar inşa etmek için Türkiye’de ana akım medyanın yıkımı sırasında tasfiye edilmiş gazetecileri istihdam etti ve sonra da ‘iş’ öyle gerektirdiği için onları kovdu.
Rus devlet medyasının Türkiye’deki görevlisi şimdi bu durumu mesele yapan Türk gazetecileri ‘Rusofob’ olmakla suçluyor.
İktidar sahipleri, bu garabet sizin eseriniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020