Yasin AKTAY
Trump yönetimindeki ABD’nin rahip Brunson’u kurtarma uğruna Türkiye’ye karşı giriştiği finansal darbe teşebbüsünde kaybedenin kısa ve uzun vadede ABD olduğunun çok açık olduğunu vurguladık. Gerçekten de bütün göstergeler, ABD’nin Türkiye’ye bu tavrı ve Türkiye’nin bu tavra karşı sergilediği mislince yaklaşımın bu konuda bir dönüm noktasına getirdiğini gösteriyor.
Zaten başladığından beri büyük tepkilere yol açan Trump politikalarına karşı küresel bir hoşnutsuzluğun kapsamlı ve organize bir muhalefete dönüşmesi için Türkiye’nin tutumu tetikleyici bir etki yapmış görünüyor. AK Parti Kongresine katılmak üzere gelen Avrupalı bir misafir sohbetimizde dünyanın Trump tarafından temsil edilen bu çılgınlığa karşı koymak için ciddi bir liderlik ihtiyacı içinde olduğunu ve Erdoğan’ın söylemleriyle ve kararlı duruşuyla bu beklentiye doğal olarak cevap vermiş olduğunu anlatıyordu.
Aslında tam da bu noktada, bu finansal saldırının ABD’ye kaybettirdiklerinden yeterince bahsetmiş olarak, bir de olayın Türkiye’ye kazandırdıkları üzerinde durabiliriz.
Kuşkusuz her saldırı gibi bunun da Türkiye’ye bir maliyeti yok değil. Nitekim dalgalanan kur dolayısıyla Türkiye’deki finans ve yatırım ortamının ciddi bir türbülansa girmiş olduğu ve bu türbülanstan herkesin güçlü çıkmadığı, bir çok piyasa aktörünün çok kötü etkilendiği bir gerçek. Üstelik türbülans hala devam ediyor, ancak ilk büyük saldırının savuşturulmuş olmasıyla birlikte yeni dalgalara karşı sistemin bir tür bağışıklık kazanmış olduğunu da söylemek mümkün. Yıkamayan darbeler daha da güçlendiriyor. Darbenin finansal olması bu kuralı değiştirmiyor. Türkiye’ye karşı ekonomik darbeyi planlayanlar bu iş için harcadıkları paralarla kalmış olacak.
Bu arada yaşananların Türkiye ekonomisiyle alakası olmadığının, bunun Türkiye’yi teslim almaya çalışan bir operasyonun sonucu olduğunun bilinmesi olaydan doğan zarara katlanmayı beklentilerin aksine kolaylaştırdı. Bilakis zararlar, “katlanılması zorunlu kayıplar” olarak görülmekten çok “ülkesine sahip çıkmak için şerefle ödenmesi gereken bir bedel” olarak görüldü. 15 Temmuz şerrinden nasıl büyük bir hayır sadır olduysa, bu finansal saldırıdan da böyle bir hayır sadır olmuş oldu. İnsanlar kaybettiklerini bilerek gidip ellerindeki avuçlarındaki dövizi Türk lirasına çevirerek, mallarını feda ederek bir millet olmanın şuuruna varmayı bir kez daha hak ettiler.
15 Temmuz’da canlarıyla sınanan ve bunu başarıyla geçen insanlar bu kez mallarıyla sınandılar ve bu sınavdan da başarıyla çıktılar. Hatırlarsanız, 15 Temmuz ihanetini gerçekleştirenlerin en büyük yanılgısı, hayalleri ve beklentileri bu milletin silahtan, tanktan korkup hemen sineceğiydi. “Zaten askerliğini bedelli yapmış nesiller söz konusuydu, bir piyade tüfeği karşısında bile ne yapacağını bilmez teslim olurdu.”
O gün o millet o darbecilerin hayallerini darmadağın etmesini bildi. Tankların, tüfeklerin karşısında göğsünü siper ederek bir millet olmanın onurunu bir kez daha hak etti.
Finansal darbe teşebbüsünde bulunanlar da bu halkın canını verme konusunda bir tereddüdü olmasa bile parayı canından daha fazla sevdiğine ve parasını asla ülkesi için de olsa feda etmeyeceğine dair önyargılarına güvendiler. Bu nasıl bir önyargı ise. Belli ki bu milleti kendileri gibi biliyorlar. Böyle bilmeye devam etsinler, hep kaybetmeye mahkum kalsınlar.
Türkiye bu finansal darbe teşebbüsünden de yüzünün akıyla çıktı. Bu kez malıyla sınandı ve bu malını da özgürlüğü, bağımsızlığı ve onuru için gözünü kırpmadan feda edebileceğini gösterme fırsatı buldu. Bu, bir ülkenin, millet olma yolunda katedebileceği en önemli mesafelerden biri.
Dahası da oldu. Türkiye halkıyla 15 Temmuz’da dünyanın her yanından insanların nasıl bir ortak duygu ve gönül coğrafyasına ait olduklarını sergilenen müthiş dayanışma örnekleriyle görmüştük. Bir çok ülkenin başkentinden Türkiye lehine ve darbe karşıtı gösteriler Türkiye ile eş zamanlı olarak düzenlenmişti. O gün insanlar Türkiye halkıyla birlikte canlarıyla sınanmamıştı belki ama dualarıyla, sergiledikleri dayanışma görüntüleriyle kalplerinin Türkiye ile attığını göstermeye çalışmışlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan durumun adını “gönül coğrafyamızın sınırları” olarak koymuştu. Ülke olarak belli sınırları olsa da, Türkiye’nin gönül coğrafyasına sınır konulamayacağının resmiydi bu.
O coğrafyanın insanları bu sefer Türkiye ile birlikte olmanın ödemesi gereken bir bedel varsa buna da var olduklarını göstermenin fırsatını buldular ve bu fırsatı muhteşem örneklerle değerlendirdiler.
Özellikle Arap ülkelerinin hemen hepsinde halklar Türk lirasına sahip çıkmak için adeta seferber oldular. Kuveyt, Katar hatta Suudi Arabistan ve BAE vatandaşlarının, Libyalı, Mısırlı, Suriyeli, Yemenlilerin, Pakistanlıların, ellerindeki dövizleri Türk Lirası’na göstere göstere çevirme görüntüleriyle dolup taştı medya. Bu finansal saldırıyı yapanların bu görüntüleri büyük bir dikkatle ve bir o kadar kızgınlıkla izlediklerine eminim. Bunlar, bu saldırıda Türkiye’nin hiç beklemedikleri büyük kazanımları olduğu kadar kendilerinin de hezimetlerinin görüntüleri.
AK Parti’nin 6. Olağan Kongresi’nin sonunda dünyanın 50 ülkesinden, ama çoğu da mazlum, Türkiye’nin şu veya bu şeklide insani yardımlarını almış ülkelerinden öğrenciler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir sürpriz yaptılar. Sürprizi tanımlayan cümleleri bütün öğrencileri temsilen Somalili bir genç ifade etti:
“Erdoğan zalimlere karşı hakkın yanında sergilediği dimdik duruşuyla bütün mazlum milletlerin lideri olmayı hak etmiştir. O yüzden biz bu kongrenin sadece Türklerin kongresi olmadığını düşünüyoruz. Bu kongreye bizim de liderimiz olarak gördüğümüz Erdoğan’ı tebrik etmek, yanında olduğumuzu göstermek üzere katılma hakkımızı kullanıyoruz”.
Gerçekten de ne Türkiye sadece Türkiye’den ibaret ne de Erdoğan sadece Türkiye’nin lideri. Ona bulaşan artık nasıl bir dünyaya bulaştığını da hesap etmek durumundadır.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019