Fehim TAŞTEKİN
Yeni savaş, basitçe, İsrail’in Gazze ya da Lübnan’ı vurmasıyla sınırlı olmayabilir. Daha doğrusu yeni savaşın cephelerini İsrail’in belirlemesi veya sınırlaması mümkün olmayabilir. Suriye’de saldırganlığın artmasının altında bu olasılık yatıyor. İsrail, Lübnan’dan cephe açarsa Suriye’deki güçler de Golan’dan cephe açabilir. Eş zamanlı olarak Filistin’in iki yakasında intifada tetiklenebilir. Çoklu cepheye bundan sonra Irak’ı da eklemek gerekecek.
İsrail, Suriye’de herkesin açıktan izleyebildiği ‘örtülü savaşı’ artık aleni hale getirmekte beis görmüyor. Önce geçen hafta emekliye ayrılan Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot, 11 Ocak’ta New York Times’a verdiği demecinde son iki yılda Suriye’de en az 2 bin hedefi vurduklarını söyledi. Sonra 13 Ocak’ta Başbakan Benyamin Netanyahu, 11 Ocak’ta Şam’da belli yerleri hedef alan saldırıları açıkça üstlendi. Bu şekilde ‘ne inkâr ne teyit’ mantığına dayalı ‘muğlaklık’ siyasetine son verilmiş oldu. Bunda Suriye’yi çökertme planlarının çökmesi, İsrail’in silah ve başka yardımlarla desteklediği Golan/Kuneytra cephesi ile Ürdün sınırından beslenen Dera cephesindeki çöküşün payı büyük. Suriye’de saldırganlığı sürdürmek için İran ve Hizbullah hedef tanımlamasında odağa alındı. İran’ın geçen yıl Suriye’deki askeri unsurlarının yarısını çektiğini söyleyenler de yine kendileri. Rusya ile pazarlıklar sayesinde Ürdün sınırı ve Golan’dan 60-100 kilometre içeriye doğru İran unsurları ve Hizbullah’ın olmadığı ‘tehlikeden arındırılmış bölge’ tavizi de İsrail’i kesmiyor. Ne de olsa İran ve Hizbullah’a karşı her türlü operasyon konusunda İsrail’in elini bağlayacak bir şey yok. Bu türden bir tehdit algısı İsrail açısından hayli kullanışlı. Hem uluslararası alanda kendisine dokunulmazlık kazandırıyor hem de mali ve askeri destekte Amerikan bonkörlüğünü garanti ediyor.
Geçen eylülde Suriye’nin kuzeybatısında saldırılar düzenlerken bir Rus uçağını kendisine siper ederek Suriye hava savunma sistemine yem yapan İsrail, bir süredir Rus tepkisinden emin olamadığı için kendisini tutuyordu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ı geriletme, IŞİD’i bitirme ve Şam’da siyasal geçişi sağlama hedefine dayalı üç ayaklı Suriye stratejisine rağmen Amerikan güçlerini aniden çekme kararı alması, İsrail’in güvenlik siyasetindeki ‘pitbull’u uyandırdı.
***
19-20 Ocak’ta yaşanan son salvolar oyunun kuralının her iki taraf açısından değiştiğini gösterdi. Dikkat çekilen iyi yeni durum var: Birincisi saldırılarını genelde karanlıkta düzenleyen İsrail ilk kez 19 Ocak’ta gündüz vakti Şam Uluslararası Havaalanı’nı vurdu. Saldırı Tahran’dan kalkan Mahan Airlines’e ait bir uçağın piste ineceği sırada gerçekleşti.
İkincisi Suriye’den karadan karaya orta menzilli füzeyle işgal altındaki Golan Tepeleri’ne (Cebel el Şeyh tarafına) misilleme yapılmasıydı. 10 Mayıs 2018’de İsrail’in saldırılarına karşılık Golan’a doğru 30 kadar füze fırlatılmış ama çoğu Suriye hava sahasında imha edilmişti.
20 Ocak’ta İsrail bu kez Şam yakınlarında birkaç yeri hedef aldı. Netanyahu’ya göre vurulan yerler İranlılara ait silah depoları, istihbarat merkezi ve eğitim kampı. Fakat Rus ve Suriyeli kaynaklara göre saldırının kurbanları Suriyeli askerler. Rus Savunma Bakanlığı’na göre Suriye hava savunması İsrail’in fırlattığı 30 güdümlü füzeyi havada imha etti.
İsrail’in uluslararası topluma sunduğu senaryoya göre Golan istikametindeki misilleme atışında İran yapımı Fecr füzesi kullanıldı, füzeyi ateşleyen de İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’ydü.
Bu iddiadan bağımsız olarak Suriye, İran, Hizbullah/Lübnan arasında işlerin nasıl döndüğünü yakından takip edenler, İsrail’in saldırılarına nasıl yanıt verileceği konusunda ‘direniş güçleri’ arasında bir koordinasyon ya da ortak karar olduğu olasılığını gözardı etmez.
İsraillilerin ‘Hermon Dağı’ dediği Cebel el Şeyh’te insanlar kayak yaparken havada infilak eden füze görüntüsü İsrail için ‘tanrının lütfu’ sayılır. İsrail gazeteleri İran’la ilk kez bu kadar yakın çatışmanın yaşandığını kalın puntolarla not ediverdi. “Saldırı, İran’ın gerilimi artırmaya hazır olduğunu gösteriyor” da denildi.
İsrail, Suriye’de binlerce hedefi vururken haklı ama vurulan taraf meşru müdafaa hakkından mahrum bir saldırgan! İsrail Savunma Bakanlığı’na göre Suriye hava savunma sistemi, Suriye hava sahasında yanıt verebilir ama İsrail topraklarına ateş açamaz! “İsrail toprakları” dedikleri yer İsrail’in Suriye’den gasp ettiği Golan Tepeleri. Böyle zamanlarda tepkilerin alt metni hiç değişmiyor: “Ne cüretle kutsal devletin güvenliğine halel getirirsin!” Saldırı günü “Siyonist rejisi yeryüzünden silecek nihai savaşa hazırız” diyen İran Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Aziz Nasırzade’nin sözleri de bu yorumlara iliştirildiğinde artık hiçbir uluslararası mekanizma İsrail’i tutamaz. Tutmuyor da! (Bu arada İranlılar da neden yapamayacakları tehditleri savurur orası ayrı bir mesele. Onların da zor zamanlardan geçerken Kudüs Gücü’nün getireceği efsanevi havaya ihtiyacı var her halde.)
***
Bu tırmanış bir sürü şeyle ilintili. İsrail, Ortadoğu’da İran’ı püskürtme konusunda yakaladığı psikolojik ve siyasal iklimi kaybetmek istemiyor. ABD’yi, ortak İran stratejisinde sabitlemek birincil öncelik. İran ve Suriye’yi kışkırtan hamleler, ABD’ye “Suriye’de kal” demenin başka bir yolu. Gerçi Trump yönetimi, Suriye’den çekilseler bile Ortadoğu’daki bütün üslerden İsrail’i koruyacakları taahhüdünü yineliyor. Yine de Suriye’deki Amerikan varlığı, İran’ı dizginleme stratejisini canlı tutmaya, bölgeyi bu tehditle şekillendirmeye ve Suriye’nin toparlanmasını önlemeye yarayacak bir faktör.
İkincisi “İran bizim kadar Arapların da düşmanıdır” algısını yayarken Suriye üzerinden koparılan fırtına kararsızları etkiliyor. Fars-Arap zıtlığı İsrail’in Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme hedefini kolaylaştırıyor. Bu salvolar, Umman’dan sonra Arap turuna yeni halkalar ekleyen Netanyahu’nun Çad ziyaretine denk geldi. Netanyahu, İran’ın Suriye’de askeri tahkimatına izin vermeyecekleri mesajını Çad’da verdi.
Üçüncüsü “İran hedeflerini vuruyorum” diyerek Suriye ve müttefiklerine kendi koşullarını dayatıyor. Suriye’nin tek parça halinde ayağa kalkması İsrail’in umduğu bir sonuç değildi. Öngörüldüğü üzere Suriye içten patlama senaryosuyla çökertilemeyince doğrudan müdahaleyle kırmızı çizgileri kabul ettirme evresine geçildi.
En önemli dayatma Golan’da işgalci statükonun asla değişemeyeceği yönünde. Amerikan elçiliğinin Kudüs’e taşınması kararında olduğu gibi son zamanlarda Golan’ın İsrail toprağı ilan edilmesi yönünde Beyaz Saray üzerinde kurulan kumpası burada not edelim.
8 yıldır süren savaştan güçlenerek çıkan Suriye’nin yarın Golan’ı geri almak için fırsat kollayacağı ihtimali artık İsrail’in savaş senaryolarında birinci sırada.
Dördüncüsü, İsrail sınır tanımayan saldırganlıkla Rus hamiliğine de sınırlar tayin ediyor. Rus güçlerini tekrar tehlikeye sokmadığı sürece Rusya’nın kendisi için körelmesini istiyor. S-300 ve S-400 sistemlerinin İsrail’e karşı çalıştırılmaması bunun için yeterli.
***
Şam ve Golan semalarında çarpışan füzeler oyunun kurallarının iki taraf için de değiştiğini gösteriyor.
İran, Körfez-Amerikan-İsrail ortaklığının kapsamlı çökertme hamleleriyle yüzleşirken risk çıtasını yükseltebilir. “Eğer düşmanlar savaşı İran topraklarına taşımak istiyorsa önce kendi kapıları yanar” diyen bir yaklaşım öne çıkıyor. İsrail tarafında da İran-Suriye ekseni çökertilmeden Hamas ve Hizbullah gibi yerel düşmanlarla savaşın bitmeyeceği kanaati güçleniyor. İsrail güvenlik kaynakları, Suriye ordusunun 2011’den öncesiyle kıyasla daha güçlü hale geldiğini ve ABD’nin çekilmesi halinde daha sert yanıtlar geleceğini söylüyor.
Eisenkot’un hesabına göre İran Suriye’yi ayakta tutmak için 16 milyar dolar harcadı. 2016’da Afganistan, Pakistan ve Irak’tan Suriye’ye 3 bin Şii savaşçı getiren Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, bugün 100 bin kişilik bir orduyla İran’ın bölgesel hegemonya heveslerini temsil ediyor. “Yıllarca zayıf bir düşmanla savaştığınızda bu sizi de zayıflatır” diyen Eisenkot, “Hamas ve Hizbullah gibi ikincil düşmanlarla değil doğrudan İran’la savaşmanın vaktinin geldiğini” düşünüyor. Yeni Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi de Eisenkot’un ayak izlerinden gidiyor. Kohavi 2010-2014 arasında askeri istihbarat şefiyken Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad’ı öldürme planını hükümete sunmuştu. Jerusalem Post, Kohavi’nin ülkeyi yeni savaşa hazırlayacağını yazdı.
Yeni savaş, basitçe, İsrail’in Gazze ya da Lübnan’ı vurmasıyla sınırlı olmayabilir. Daha doğrusu yeni savaşın cephelerini İsrail’in belirlemesi veya sınırlaması mümkün olmayabilir. Suriye’de saldırganlığın artmasının altında bu olasılık yatıyor. İsrail, Lübnan’dan cephe açarsa Suriye’deki güçler de Golan’dan cephe açabilir. Eş zamanlı olarak Filistin’in iki yakasında intifada tetiklenebilir. Çoklu cepheye bundan sonra Irak’ı da eklemek gerekecek. Irak Ulusal Güvenlik Sekreteri Falih Feyyaz’ın 30 Aralık’ta Şam’da görüştüğü Esad’dan Haşd el Şaabi güçlerinin sınırın Suriye tarafında IŞİD’e karşı operasyon düzenlemesi için izin alması ABD ve İsrail’i rahatsız etti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Bağdat’ı ziyaretinde Başbakan Adil el Abdülmehdi’ye İsrail’in Haşd el Şaabi’yi vurabileceğini belirtip buna karışmayacaklarını söyledi. Yani ABD, İsrail’e Haşd el Şaabi’yi vurması için yeşil ışık yaktı. Haşd el Şaabi de böyle bir saldırıya yanıtın Lübnan’ın güneyinden verileceğini hatırlattı. Ayrıca Irak’taki Amerikan askeri varlığının tehlikeye gireceği mesajı verildi.
***
Bunların ötesinde hiçbir tarafın bu gerilimi büyük bir savaşa dönüştürmek niyetinde olmadığına dair soğukkanlı öngörüler de var. Netanyahu yolsuzluk skandallarla cebelleşen siyasi kariyerini batırmamak için Filistin, Lübnan ve Suriye hattında gerilimlere ihtiyaç duyuyor. Nisandaki seçimlerde öne çıkan eski Genelkurmay Başkanı ve Hosen Le’Yisrael partisinin lideri Benny Gantz’ın Gazze’yi yakıp yıkan savaşın görüntülerini kampanya videosu yapıp cehennemden ateş devşirirken Netanyahu da Suriye’de İran ve Hizbullah’a nefes aldırmayan lider pozuna bel bağlıyor.
Özetlersek Hizbullah’ın 130 bin roketlik bir cephaneye kavuştuğunu düşünen İsrail ilk kez caydırıcı güç olma özelliğini yitirme endişesi yaşıyor. İsrailli kaynaklar Hizbullah’ı roketleriyle birlikte yok etmek için Lübnan’ı işgal etmenin gerektiğini söylüyor. Ama 2006’da hezimetle biten işgali tekrarlamanın garantisi yok. Gazze’de Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ni bitirmek için de Gazze’yi yeniden işgal seçeneği gündemde. İsrail’deki hakim askeri ve siyasi akıl ise “İran’ı devreden çıkarırsak bütün bu cepheler zaten kendiliğinden çözülürler” mantığıyla hareket ediyor. Ne var ki direniş dinamiğini İran’a bağlamak İsraillilerin en büyük yanılgısı. Ve ayrıca İran’ı vurmak farklı cephelerde cehennemin kapılarını aralamak demek.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025