Fehmi KORU
Hay Allah, şu günler Bilderberg dönemiydi, nasıl olduysa kaçırmışım..
Şaka yapıyorum, şaka…
Bu yılın toplantısına Hürriyet’i Washington’da temsil eden Cansu Çamlıbel de davetliymiş; izlenimlerini ‘Bilderberg hâlâ dünyanın ‘en gizli’ hükümeti mi?’ başlığı altında aktardı da ön alma fırsatını kaçırdığımı o sayede fark ettim.
[Bu yılın Bilderberg’ine Türkiye’den çağrılı diğer isimler: Gazeteci Mustafa Akyol, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding patronu Ömer M. Koç, araştırmacı Sinan Ülgen.. toplam 5 kişi.]
Ben de katıldım
Geçenlerde bir vesileyle uğradığım bir Orta Anadolu kentinde, kalabalığı yararak bulunduğum yere yaklaşan biri, yanı başıma oturup, “Siz Bilderberg toplantısına katılmıştınız, neden?” sorusunu yöneltiverdi.
Doğru Bilderberg toplantısına katıldım. 2006 yılında Kanada’nın Ottawa kentinde yapılan toplantıya davet edildim ve hiç tereddüt etmeden “Katılıyorum” cevabını verdim.
Gittim, üç gün süren toplantının bütün oturumlarında bulundum ve döndüğümde de Yeni Şafak’ta altı gün süren bir dizi yazıyla yaşananları ve konuşulanları okurlarla paylaştım. (Link vermek için o yazıları aradım, nedense Yeni Şafak arşivinden ulaşamadım.)
Sanırım Bilderberg’e beni çağıranların istediği de buydu: Ertesi yıl İstanbul’da yapılacak toplantı gürültüsüz geçsin diye…
Toplantının hangi ülkede yapılacağı bir yıl önceki toplantıda ilân ediliyor; Ottawa’dan sonraki toplantı yerinin İstanbul olduğunu ben de orada öğrendim.
Dünya hükümeti mi?
Jim Tucker adlı Amerikalı gazeteci Bilderberg’in en hızlı takipçilerindendi. Toplantının yapılacağı oteli günler öncesinden muhasara altına alırdı yaşlı Jim, toplantı bittikten sonra da çöpe atılmış not kâğıtlarını toplayarak içeride neler konuşulduğu hakkında okurlarını aydınlatmaya çabalardı.
Bu yıl protestoların eskisi kadar canlı olmayışının bir sebebi de.. Jim Tucker’ın vefat etmiş olmasıdır herhalde.
Bilderberg’in ‘gizli dünya hükümeti’ veya ‘derin global iktidar’ olduğuna dair bir şöhreti vardır. Bu sebeple, her toplantı, dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın, protesto edilir. Protestocular dünyanın bir yerlerinde meydana gelen her olumsuzluğu Bilderberg toplantılarında alınan kararlara bağladıkları için katlanırlar o zahmete.
O şöhretini hak edecek bir mazisi var gerçekten Bilderberg’in…
En büyük becerisi ‘küreselleşme’ (globalizasyon) fikrinin ilk ortaya atıldığı ve üyeleri tarafından ısrarla savunulduğu zemin olmasıdır Bilderberg’in… Toplantıların sekreteri Financial Times editörlerinden Martin Wolf’un yazı ve kitapları ‘küreselleşme’ güzellemesi sayılabilir.
Katıldığım 2006 toplantısının katılımcılarıyla Cansu Çamlıbel’in hazır bulunduğu son toplantıya katılanlar arasında önemli bir fark var: Ortadoğu’dan davet edilenler vardı 2006’da, bu yıl o coğrafyadan hiç kimse yok…
2006’dan Ortadoğulu isimler: Filistin Parlamentosu’ndan Prof. Ziad Abu-Amr, Prof. Fouad Ajami, Irak eski başbakan yardımcısı Ahmad Chalabi, İsrail başbakanı başdanışmanı Eival Gilady, İranlı araştırmacı Karim Sadjapur, İran Şehid Beheşti Üniversitesi’nden Doç. Mahmood Sarjolghalam…
[Foud Ajami, bana, “Buraya katılmak için kaç yıl bekledim, bilemezsin” demişti.]
Son toplantıda Ortadoğu’ya ilişkin konular pek konuşulmamış olmalı.
Kim Bilderbergçi, kim değil?
İşleyişi şöyle toplantıların: İlk gün bir genel oturumla başlıyor, sonra daha önceden konuşmacıları belirlenmiş konular üzerinde kısa soru-cevaplı sunumlar oluyor. Oturumları her yıl üst üste katılan Bilderberg’in devamlı üyeleri yönetiyor genellikle; sunumları ise o yıl için davet edilmiş isimler yapıyor…
Zaten her yılın katılımcı listelerini önünüze koyup herkesi ‘Bilderbergçi’ genel başlığı altında toplamak hata; o sıfatı hak eden isimler her yıl biraraya gelenlerin ancak yarısını teşkil eden müdavimler…
Diğerleri? Ya fikirlerinden yararlanmak için, ya da yükselen değer görülüp haklarında kesin kanaat belirlemek için davet edilenler…
Sonradan ülkelerinde önemli yerlere gelmiş pek çok isim daha önce Bilderberg’te tartılmıştır…
Tartma işi üç öğün yemeklerde gerçekleşiyor. Her seferinde değişik masalarda farklı insanlarla oturmanız teşvik ediliyor. Sohbet hep sizin ve ülkeniz üzerine oluyor orada.
Türkiye’yi bu yıla kadar üç değişik isim Bilderberg’te sürekli temsil etti: Selahattin Beyazıt.. Suna Kıraç.. Mustafa Koç.. Bana daveti bir mektupla ileten de Mustafa Koç’tu. Vefatı üzerine bayrak kardeşi Ömer Koç’a geçmiş olmalı…
Daveti aldıktan ve olumlu cevabımı ilettikten sonra daha önce hiç yaşanmamış bir olayla karşılaştım: İsmim “Bilderberg’e katılacak” diye önceden ilân edildi.
“Vay, nasıl olur da yıllarca aleyhinde yazmış biri olarak toplantıya katılırmışım…” Bunun yaygarası medyada başlatıldı.
Herhalde katılmam istenmiyordu.
O zaman da söyledim, şimdi de tekrarlayayım: Gazetecilik merak mesleğidir. Bugüne kadar “Gel, izle, izlenimlerini paylaş” diyen her davete tereddütsüz katıldım.
Daha önce de, 2000 yılında, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası kapılarını gazetecilere açtı, mabetlerine davet etti, sorulara cevap verdi; beni de çağırdılar, gittim, sonrasında izlenimlerimi de ‘Locadaydım’ başlıklı bir yazıyla paylaştım.
Tıpkı Bilderberg sonrasında da yaptığım gibi.
Bilderberg’ten dönüşte de, Yeni Şafak’ta, altı gün üst üste izlenim yazılarım çıktı: 1. Gitmek mi zor, gitmemek mi? 2. İşin sırrı, koyu gizlilikte. 3. Kim bu Bilderbergçiler? 4. Bilderberg’te konuşulanlar. 5. Bilderberg’te Irak ve İran’ı tartışmak. 6. Bilderberg neden yazılmaz?
Galiba katılanlar arasında en kapsamlı izlenim yazan hâlâ benim.
Her davetlinin katıldığı oturumlar herhangi bir düşünce kuruluşu toplantısından pek farklı geçmiyor; bu yüzden de çekirdek kadronun kendi aralarında ayrı bir paralel toplantı yaptıklarını ve esas oradaki görüşmelerin önemli olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Evet, Bilderberg’in 2006 toplantısına davet edildim ve oraya kadar gidip oturumlarını izledim de.
Ancak ‘Bilderbergçi’ olmadım. Bir daha da çağırmadılar zaten.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025