Mensur Akgün
15 Temmuz 2016 ve 15 Temmuz 1974 Türkiye tarihinde iki önemli gün. İlkinde darbe teşebbüsü yapıldı, ikincisinde darbe.
İlkinde bir cemaat iktidarı ele geçirmeye çalıştı, ikincisinde Yunanistan Kıbrıs’ı kendine bağlamak üzere harekete geçti. Her ikisi de başarısızlıkla sonuçlandı. 2016 darbesi darbeyi düzenleyen cemaatin yıkımına, 1974 darbesi ise Kıbrıs adasının fiili ve hatta hukuki bölünmesine yol açtı. Enosis değil bir bakıma “Taksim” gerçekleşti.
Türkiye her ikisinden sonra da zor günler yaşadı. Birinde demokrasiden ve insan hakları standartlarından fedakârlık edildi, diğerinde ise ambargolara, yaptırımlara maruz kalındı. Bugün pek çok yerde 2016 darbesi konuşulacağı-yazılacağı, getirdikleri ve götürdükleri tartışılacağı için ben 1974 darbesine ve onun sonuçlarına, yani Kıbrıs sorununa değinmek istiyorum. Benim 1974 için söyleyebilecek yeni bir şeyim yok ama umarım 2016 için yeni şeyler söylenir ve tartışma gündelik siyasetin dışına taşınır.
***
Bilindiği gibi 1959-60 Antlaşmaları temelinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti büyük ölçüde Rumların adayı Yunanistan’a bağlama hayalinden vazgeçmemesi yüzünden işlevsel olmadı. Önce Anayasa’nın değişmesi için teklifler masaya kondu, çok geçmeden de toplumlar arası çatışmalar başladı. 1964 yılı itibarıyla aslında Kıbrıs bölünmüş, Türkler kendi küçük direnç noktalarına çekilmiş, yüzde 18’lik bir nüfus yüzde 3’lük toprak parçasına sıkışmıştı.
Bu dönemdeki en büyük değişim ise 4 Mart 1964 itibarıyla Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru temsilcisi olarak kabulünü ima eden 186 sayılı Güvenlik Konseyi kararının kabulüydü. Adaya BM Barış Gücü konuşlandırmak amacıyla alınan bu karar sorunun seyrini, dünyanın Kıbrıs’a bakışını etkileyecek, Türkiye’yi ve Türk tarafını hukuk söz konusu olan her alanda zorlayacaktı. Aynı dönemde müttefikimiz Amerika’nın da aslında Rum tarafının yanında olduğu ortaya çıkacaktı.
Amerikalılar 1964-74 arasında bir yandan Türkiye’yi -muhtemelen kendilerince haklı nedenlerle- adaya müdahalede bulunmaktan caydırmaya çalışırken, diğer yandan Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için de planlar yaptılar. Enosis karşılığında Karpas yarımadasında üs teklif ettiler, Yunanistan’dan toprak tavizinde bulunmasını istediler. ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Dean Acheson’un adıyla anılan plan kabul olsaydı Meis Türkiye’ye geçecek, Türkiye de Kıbrıs’ta adı kiralık olmakla birlikte bir üsse sahip olacak, Türkiye vatandaşı olmak isteyen Kıbrıslı Türklere de mali yardım sağlanacaktı.
Ancak adada tırmanan gerilim ve Cumhurbaşkanı Makarios’un itirazları nedeniyle bu plan hayata geçmedi. Tırmanma Türk uçaklarının Rum ve Yunan askerlerini vurması ve BM Güvenlik Konseyi’nin araya girmesiyle 10 Ağustos 1964’de durdu. Büyük çaplı çatışmalara 1967’ye kadar ara verildi. 1967’deki sorunsa Türkiye’nin Yunanistan’a ültimatom vermesiyle sonlandı. Kasım 1967’ye gelindiğinde Makarios arzu edileni değil mümkün olanı elde etmek üzere çalışacağını söyleyip, Enosis’ten vazgeçme niyetini beyan edince de Yunan cuntasının hedefi oldu.
Yunanistan’da iktidarı elinde bulunduran askerler Makarios’tan kurtulmanı yollarını aramaya başladı. Üstünde baskı kurdular, suikastlar dahi düzenlendiler. EOKA-B adlı terör örgütünü kurup, desteklediler. Nihai vuruş için de 15 Temmuz 1974 gününü beklediler. Fakat Yunanistan Cuntası Türkiye’yi hafife aldı. Onları taviz ve üs vererek sürecin dışında tutacaklarına, Amerika’nın ve İngiltere’nin kendi yanlarında yer alacaklarına inandılar. İngiltere gerçekten de Yunanistan’ın yanında yer aldı, Türkiye’nin müdahalesi sırasında güç kullanma tehdidinde bile bulundu.
Ancak Amerika, özellikle de o dönemde Dışişleri Bakanı olan Kissinger, Türkiye’yi yakından tanıyan ve Kıbrıs sorununun seyrini iyi bilen Clement Dodd’un 2010 yılında Palgrave tarafından yayınlanan kitabında (The History and Politics of the Cyprus Conflict) belirttiği gibi Türkiye’yi önemsedi, müdahale etmesini engellemeye çalışsa da İngilizlerin askeri güçle Türkiye’yi durdurma teklifine sıcak bakmadı. İngilizler de direnç göstermedi, İngiltere ile Türkiye karşı karşıya kalmadı, çatışmadı.
***
Darbeden 5 gün sonra başlattığımız müdahale Yunanistan’ı amacına ulaşmasına engel oldu. Tam tersine ada coğrafi olarak bölündü, zaman içinde adanın kuzeyinde önce federe, sonra da bağımsız devlet ilan edildi. Toplumlar arası müzakereler gerçekleşti. Adada bulunacak çözümün iki kesimli ve iki toplumlu federasyon olacağı BM tarafından da tescil edildi. Ardından öneriler, fikir setleri ve planlar geliştirildi. En kapsamlı olanı ise 24 Nisan 2004’de referanduma sunuldu. Türkler evet derken Rumlar hayır dedi. Çok geçmeden görüşmeler tekrar başladı.
Ama sorun günümüze değin çözülmedi. Kim bilir belki çözüldü de çözüldüğü henüz anlaşılmadı. Oysa anlaşılsaydı, sorunun 2004 yılında referanduma sunulan makul plana rağmen çözülemediği görülseydi, o zaman bugün karşı karşıya kaldığımız pek çok türev sorun ortaya çıkmazdı. Bana öyle geliyor ki, üçüncü tarafların da Yunanistan’ın da, GKRY’nin de 15 Temmuz 1974’ü anarken, hatırlarken tarihe bakmalarında, ısrarları yüzünden neler kaybettiklerini görmelerinde yarar var. Darbeden BM Genel Kurulu’na, Avrupa Birliği’nden AİHM’e kadar her şeyi denediler. Mevzi kazanımları şüphesiz ki oldu ama ya kayıpları?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025