Nabi YAĞCI
“SİP-TKP’nin” 23 Haziran seçimi için sandığa gitmeyeceklerini açıklaması üstüne facebook paylaşımlarında yazılanlara baktığımda açık bir bilgisizlik gördüm ve üzüldüm. Birkaç paylaşımla sınırlı kalmış olsaydı değinmek gereği de duymazdım. Gördüm ki “SİP-TKP” ile hiçbir ilgisi olmayan Tarihsel TKP birbirine karıştırılıyor. En azından gerçeği bilmeyen gençleri aydınlatmak gerekir diye düşündüm.
1920’de kurulmuş olan TKP ile bu bugün bu açıklamayı yapmış olan “TKP” arasında isim benzerliğinden başka hiçbir ilgi yoktur. Zaten bu nedenle geçmişteki TKP’yi bu partiden ayırmak için ‘Tarihsel’ eki kullanılıyor.
Tarihsel TKP 1991 yılına dek 70 yıl yasak altında tutulmuştu, 12 Eylül faşist darbesi halen sürmekteyken TKP, TİP yani Türkiye İşçi Partisi ile (bugünkü TİP değil) birleşerek Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) adını almış ve kendini dogmatik görüşlerden arındırıp yenileyerek Türkiye'nin 12 Eylülden demokrasiye dönme sürecine müdahale edebilmek için yasallık, özgürlük, demokrasi mücadelesi vermiş ve nihayet bu özgürlüğü kendi bileğinin gücüyle kazanmış ve 1991 yılında komünistler özgürlüklerine kavuşmuş, yasal TBKP’yi kurmuşlardı. Ne var ki, bütün baskılara rağmen programımızdan Kürd halkının özgürlüğü talebini çıkarmayı reddettiğimiz ve partimizin adında “komünist” ibaresi olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından partimiz kapatılmıştı. Fakat bu mücadelenin sonucu olarak bir süre sonra Anayasa değişikliği yapılmış ve komünist adıyla parti kurmak serbest olmuştu. Bugün birden fazla komünist partisi vardır. Geçmişteki TKP ile hiçbir ilişkisi olmayan SİP de bu özgürlükten yararlanıp adını değiştirip TKP adını almıştır.
Komünist partilerinde geçmişte bir gelenek vardır, bu partilerin organik devamı kongrelerle belirlenir. TİP ve TKP'nin son kongrelerinde aldıkları birleşme kararıyla oluşan TBKP Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmazdan önce yaptığı son kongresinde solu dağınıklıktan kurtarabilmek ve solun geniş birliğini sağlayabilmek için kendi örgütsel varlığından feragat etmiş ve daha geniş bir sol birlik için çaba harcama kararı almış, bu kararla Sosyalist Birlik Partisi (SBP) oluşumu içinde yer almıştır, bu parti de son kongresinde daha geniş birlik hedefiyle kendi varlığına son verip Özgürlük ve Demokrasi Partisi’ni (ÖDP) oluşturmuştur. Kısacası 1991’de Ankara’da yapılan TBKP kongresi hem Tarihsel TKP hem Tarihsel TİP açısından son kongredir. Bundan sonrasında artık komünistler/sosyalistler bireysel olarak kendi tercihleriyle var olmuşlardır. Biliyorum ki bugün pek çoğu HDP içinde yer aldılar.
Ne TKP ne de TİP ismi kimsenin tekelinde değildir kuşkusuz, kimsede parti mührü de yoktur , isteyen TKP’nin de TİP’in de tarihini benimseyebilir, paylaşabilir ama artık hiçbir parti kendilerinin Tarihsel TKP’nin ve TİP’in organik devamı olduğunu söyleyemez. Her biri yeni oluşumlardır. Parti olarak otorite kazanmak istiyorlarsa kendi güçleriyle, kendi mücadeleleriyle kazanmalıdırlar, tarihi referans göstererek değil. Her şeyden önce bu kadar çok parti akla ziyandır, bu durum zaten her birinin marjinalliğinin göstergesidir. (Verdiğim bu bilginin ayrıntılarını ve belgelerini görmek isteyenler benim Elele Özgürlüğe kitabıma bakabilirler).
Kuşkusuz bütün solun döl yatağı olan Tarihsel TKP de eleştiriden muaf değildir, bilindiği gibi benim de ciddi eleştirilerim olmuştur, ama “SİP-TKP” üzerinden onunla hiç ilgisi olmayan Tarihsel TKP eleştirisi yapmak hem tarih bilgisi açısından yanlıştır hem de Tarihsel TKP’ye haksızlıktır.
Dahası facebook’ta bu bilgi eksikliğiyle, SİP-TKP’den söz ederek kimileri 60, kimileri 100 yıllık geçmişi olan bu parti diye başlayan eleştirileriyle farkında olmadan “SİP-TKP’nin” kendilerini 1920 de kurulmuş TKP’nin organik devamıymış gibi gösterme gayretkeşliklerine haklılık kazandırıyorlar. Ayrıca bu parti üzerinden sol hareket üstüne eleştirel genellemeler yapmak da kanımca yanlış oluyor.
Komünistlerin kararlı direnişleri ve demokrasi güçlerinin büyük desteğiyle verilen özgürlük mücadelesiyle komünist partisi üstündeki yasak kırılmıştır fakat o tarihte ısrarla savunmaktan vazgeçmediğimiz ve bu nedenle de partimizin kapatılma gerekçesi olan Kürd halkının özgürlüğü talebi halen demokrasi mücadelesinin merkezinde duruyor. Eğer “SİP-TKP’yi” eleştirecekseniz 23 Haziran için aldığı marjinal karar nedeniyle değil Kürd sorunundaki Kemalist devletçi, ulusalcı yaklaşımları nedeniyle eleştirin. Bizler de esas olarak kendimizi ve dünümüzü, Tarihsel TKP’yi bu noktada eleştirmiştik. Zira İstanbul seçimi 5 gün sonra bitecek, eğer iktidar zorbalık yapmazsa muhtemelen İmamoğlu mazbatasını alacak, ama ertesi sabah İstanbul’un sorunlarına değil Türkiye’nin sorunlarına uyanacağız ki bu sorun demokrasiyi kazanma sorunu olacak. Demokrasi ile İstanbul’u yönetebilme arasındaki devlet-merkezci ilintiyi de görmeye başlayacağız. Demokrasiyi kazanabilmek için ise Kürd sorununun barışçıl çözümü zorunluluğuyla bir kez daha yüzyüze geleceğiz yani en azından 100 yıllık kadim bir sorunla.
İstanbul’un kazanılması güzel olacak, Kürd sorununun barışçı çözümüne yöneldiğimizde ise her şey güzel olacak.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.09.2022
10.06.2022
9.03.2022
12.09.2021
6.04.2021
17.03.2021
12.02.2021
8.02.2021
6.02.2021
3.05.2020