Uğur Gürses
Klasik sahnedir; sakince banka veznesine yaklaşan biri silahını göstermeden bir kâğıt parçası uzatır, şu yazılıdır: “Bu bir soygundur”.
Dün açıklanan ‘Ekonomik reformları’ içeren 98 sayfalık belge de bana o klasik film sahnelerini hatırlattı. Benzer biçimde “bu bir reformdur” diyen, ancak ‘vurucu silahın’ olmadığı onlarca sayfa…
Yarısından fazlası fotoğraflarla, çok sayıda olmak üzere tek bir sayfasında birkaç kelimelik başlıklarla şişirilmiş “Ekonomi Reformları” belgesi, geçmişte reform diye açıklanan belgelerin bile yanında sönük kalıyor. Sayılan maddelerde somut olarak ne yapılacağı ne zaman yapılacağı, hangi kurumun bunu takip edeceği belli değil.
Aşağıda 12 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan “Ekonomik Reformlar” belgesinin kamuda taşıt alımlarıyla ilgili maddesi yer alıyor.
Burada da, dönemin Başkabakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan reformlarla ilgili kamu taşıt tedbirleri yer alıyor.
İkisi arasındaki fark belirgin. Birinde hedef için ne yapılacağı, ne zamana kadar yapılacağı, sorumlu kurumun neresi olacağı yazılı. Diğerinde yani 2021’de ise bu unsurlar yok.
“Deja vu” ya da “ben gördüm bu filmi yahu”
Doğrusu, 2014’te Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki 62. Hükümetin ilan ettiği 25 başlıkta 1350 adet madde içeren reform paketinde hangi bakanlığın ne vadede hangi maddeyi hayata geçireceği ilan edilmişti. Bu maddelerin büyük bir bölümü reformdan çok ‘reform niyeti’ içeriyordu. Bunlar için özel bir web sitesi bile açılmış (reformlar.gov.tr) çetelesinin buradan izleneceği ilan edilmişti. Ama reformların kaçının hayata geçtiği burada yeterince ve çetelesi ilan edildiği gibi olmadı. Hükümet istifa etti ve bir süre sonra da kapatıldı. Oysa iktidar değişmemişti. Partinin politik iradesi de. Parti ya da hükümette olan kimse de “biz reform taahhüt etmiştik, hesap verelim” demedi. Konjonktür, iktidar partisi için kamuoyuna ve piyasalara bir “reform havucunu” siyaseten uzatarak zaman kazanmasını gerektiriyordu. Öyle de oldu.
Bugünkü gibi, o dönemde de “piyasalar ne istiyor?” sorusunun etrafında yapılmıştı. Başbakan Davutoğlu 1 Kasım seçimleri sonrasında bu tablonun farkında olduğunu gösterirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan reform kelimesi duyulmamıştı. Açıklananda ise içi dolu olmasa da sunduğu tablonun bir ‘ambalajı’ vardı. İlginçtir; o günkü kabinede reformlardan sorumlu bir Başbakan yardımcısı pozisyonu oluşturulmuş, bu koltuğa Lütfi Elvan’ı otururken, uluslararası piyasalarda itibar gören Mehmet Şimşek de ekonominin dümenine geçirilmişti.
Bugün de “bu filmi izlemiştim” hissi yaratan durum aynı; 6 Kasım’da Albayrak “yıkıp perdeyi viran etmesine’ ramak kala görevden uzaklaştırılmış, sonra “piyasalara sesleniş” yine aynı kalıpta olmuştu. Birincisi, “ekonomi ve hukuk reformu” yapılacağının açıklanması, ikincisi her iki kritik göreve makul-itidalli iki teknokrat siyasetçinin getirilmesi.
Ancak bunun bir ‘taktik zaman kazanma’ çabası olduğu çok da geçmeden anlaşıldı. Birincisi, 3 ay geçip de mali piyasa sakinleşmesi sona erip TL’nin yeniden değer kaybetmeye başlamasıyla “reformlar” akla geldi. Sunulan ‘hukuk reformunun’ içeriği var olanın ‘ısıtılmış’ hali idi. Var olan zaten uygulanmıyor, vatandaşların anayasal haklarını ve özgürlüklerini kullanmasına bizatihi “hukuk reformu” açıklayan iktidar izin vermiyordu. Ama “insan hakları eylem planı” gündeme getiriliyordu.
İkincisi de ABD’de de enflasyon kaygılarının ve faizlerin yükselmesiyle, zaten genel enflasyon eğilimin yüksek seyretmesi ve TL’nin de değer kaybetmeye başlamasıyla kaçınılmaz hale gelen faiz artış zorunluluğu. “Acaba açıklanacak bir ‘ekonomik reform’ Merkez Bankası’nın faiz artışını öteleyebilir mi?” arayışı da kuvvetle muhtemel.
Dönelim “reformlara”…
Akıllara şu soru gelmiyor değil, “18 yıllık bir iktidar kimin söküğünü dikecek bir reform vaat ediyor?” Daha doğrusu, “bunun neresi reform”?
Cunhurbaşkanı’nın “Meclisin bütçe hakkının kapsamını genişletirken, şeffaflık ve hesap verebilirliği artırıyoruz” sözleri, konuşmasının en başlarında idi. Şeffaflık, hesap verebilirlik sadece konuşma metinlerinde yer alan güzel sözler. Hukuk reformlarını açıklarken duyduğumuz gibi; sahi kim engel oluyordu da biz anayasa ve yasalardaki özgürlüklerimizi kullanamiyorduk, bunun için özgürlüklerimizi genişletmek için hükümet reform yapıyordu?
Cumhurbaşkanının bütçe dışı özel hesapları kaldırılacağını söyleyerek “Bütçede birlik ilkesini güçlendireceğiz” sözünü eklediğinde tek akla gelen şey, bütçe dışı uygulamaların da son bulmasıdır değil mi? Bu cümleleri izleyen cümlenin “Varlık Fonu’nu kapatıp Hazine’ye devredeceğiz” olmalıydı. Ama hayır.
Sorunu yaratan sistemi ve uygulamalar yerinde dururken, tersine sorunları çözmek hesabına sistem yayılıyor. Örneğin yeni başkanlıklar kuruluyor, buna da reform deniliyor. Örneğin, “yapısal cari açık azaltılacaktır” başlığı altında, “Rekabetçi, yenilikçi ve güçlü bir sağlık sanayisinin geliştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kurulacaktır” deniliyor. İyi de Sanayi Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığı içinde kurulabilecek bir daireyi, hatta ikisinin eşgüdümlü yapabileceği iş için neden bu kurumların dışında uzmanlığı olmayan yeni bir ofis kuruluyor? Aynı şekilde “Yeni gelişen teknolojilerde yurt içi kabiliyetleri geliştirmek, genç̧ istihdamını teşvik etmek ve küresel rekabet gücü̈ kazanmak için Cumhurbaşkanlığına bağlı Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı kurulacaktır” maddesi de öyle. Bu ilgili bakanlıklar ilga edilse gerçekten de reform olurdu.
Bakanlar Cumhurbaşkanına sorumlu, bu yetmezmiş gibi aynı konuda Cumhurbaşkanlığında bakanlıkların birer gölge birimi kuruluyor.
Cari açığı çözmek için örneğin Merkez Bankası gibi mevcut kurumların işini yapmasına, politikaların uygulanmasına izin vermeyen Ankara, yeni bürokrasi yaratarak (hatta siyasi-bürokrasinin Alman makam aracı merak ve alışkanlığı bile cari açığı yükseltecek cinsten) bunu çözeceğini düşünüyor.
“Bu bir reformdur” varsayımı kendi içinde de çelişkiler taşıyor.
Bir başka örnek: “Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların hedef enflasyona göre belirlenmesiyle enflasyon ataleti azaltılacaktır”.
Peki reform yapacağınızı yılbaşı öncesinde ilan etmişsiniz, ÖTV artışlarını hedef enflasyon oranının 4-5 katı yapmışsınız, şimdi ‘reform’ ilan ederek “hedef enflasyona göre” diyorsunuz. İkna edici mi? Hayır.
Yine benzer biçimde, “sanayide yeşil dönüşüm teşvik edilecektir” ara başlığı altında, “Toplu taşıma filolarında ve hizmet araçlarında elektrikli araçların kullanılması teşvik edilecektir” deniliyor. Ama bilenlere sorulsa da elektrikli araçlara uygulanan ÖTV’nin henüz bir ay önce nasıl da acımasızca 3-4 kat yükseltildiğini anlatsa birileri? Sanayide yeşilin değil, morun tercih edildiği açık.
2015’te ilan edilen ‘reformlarda’, “Yakıt pilli, elektrikli ve hibrit araçlar için vergi farklılaştırması yapılacaktır. Yeni nesil araçlar için vergilendirme avantajı sağlanacaktır” deniyordu. Kötü makroekonomik politikalarla fosil yakıtlı araçların ithalatı patlatıldı. En son da elektrikli araçlara uygulanan ÖTV’de sert artış yapıldı.
Bir başka örnek, yakın zamanda siyasi zorlamayla Bankalararası Kart Merkezi’ni bankaların yönetiminden Merkez Bankası’na devrettiren siyasetçilerin yeni “reform” iddiası şu “Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının Bankalararası Kart Merkezi’nde temsili sağlanacaktır”. Şakanın ötesinde.
Bir başka örnek, “Çevreye duyarlı yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası standartlarla uyumlu rehber hazırlanarak yeşil tahvil ve sukuk ihraçları teşvik edilecektir”. Otoyol ve köprülerin inşaatı için doğa tahribatına yol açan, Kaz Dağları’nı altın madeni şirketlerine teslim eden, Paris İklim Anlaşması’nı imzalamayan Ankara, yeşil bono ihracı için “kılavuz” hazırlayacakmış…
Bankacılık sektörünün aktif kalitesinin iyileştirilmesi için hazırlanan başlıklardan bir başka örnek; “yaşama imkânı olmayan donuk alacakların Varlık Yönetim Şirketlerine satışı, aktiften silinmesi gibi yöntemlerle bilanço dışına çıkarılması için gerekli teşvik ve tedbir mekanizmaları oluşturulacaktır” deniliyor. Sahi bunun için ne kadar bir fon gerekiyor? Ankara hiç hesap yapmış mı acaba? Kredilerin ne kadarının sorunlu olduğu çeşitli raporlara yansımış durumda. Bir de haziran ayına kadar yasal takibe geçirilmeden “takla attırılan” ancak geri ödenmesi zor olan krediler de eklenecek. Devasa bir fon gerekiyor bunun için.
Sorunun ne olduğunu söylemeden bir reform maddesi yazmaya iyi bir örnek. Bir madde ile ne güzel çözüveriyorsunuz. Çünkü bize uzatılan kağıtta da yazan şu: ‘Bu bir reformdur’.
Fiyat istikrarı için madde yazıp Merkez Bankası’nın görevine atıf yapmamak ise kayda değer. Ankara sanırım enflasyonun ana omurgasının gıda fiyat artışı sorunu olduğunu sanıyor. Belgede ağırlıkla bunun etrafında söylem geliştirilmiş.
Kimine göre eğlenceli, kimine göre kara mizah olabilecek bir madde de kamu borçlanmasına dair.
Belki de 48. Kez “Hazine tek hesabı” keşfediliyor. Bu kez de reform olarak yazılmış: “Hazinenin kullanımı dışında kalan kurumların hesabı, Tek Hazine Kurumlar Hesabı sistemine aktarılacak ve nakit yönetimi verimliliği artırılacaktır”. Resmi metinlerde yüzlerce kez yer alıp tekrarlanan bir madde bu.
Ya şu 3 maddeye ne demeli?
- Toplam borç̧ stoku içinde döviz cinsi borçların payı azaltılacaktır.
- Borçlanmanın ortalama vadesi artırılacak, borçlanma kompozisyonunda sabit getirili ve TL cinsi enstrümanlara ağırlık verilecektir
- İtfa profilinin dengeli dağılımını sağlamak amacıyla değişim ihaleleri etkin bir borç̧ yönetimi aracı olarak kullanılacaktır
Birincisi, döviz ve altın cinsi borçları şurada yazmıştım; yurtiçinde yapılan döviz cinsi borçların toplam borç stoku içindeki payı sıfır iken 2018’den itibaren (Albayrak yönetiminde) hızla artmış (yaklaşık 50 milyar dolar) 2020’de yüzde 25’e çıkmıştı. Kur şoklarıyla TL’nin değer kaybı hesaba katılırsa, Hazine’nin toplam borç stoku, Temmuz 2018’de 1 trilyon TL iken, 2020 sonunda 1 trilyon 935 milyar TL’ye vurmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, damadı Albayrak’ın hızla bozduğunu düzeltme taahhüdü veriyor. Ama bu reform değil ki?
İkinci ve üçüncü maddeler de değil. İşini hakkı ile yapan bir Hazine’nin yapması gereken işlerin tanımı bunlar. Ne gündür Hazine’nin iş tanımı ‘reform rafına’ konuyor?
Açıklanan reformlar belgesinin bir reform içermediğine onlarca örnek çıkarılabilir. Yine onlardan biri de Kamu-Özel iş birliği ile yapılan altyapı projeleri. Herhangi birine dair sözleşme şartlarını açıklamayan, bilgi vermeyen hükümet, kamu kesesinden yapılmasına karşın kamusal sorumluluğu değil, özel kesimin çıkarını savunup sorulduğunda da “ticari sır” deyip savuşturan hükümet, önümüzdeki 15 yılın bütçe gelirlerini ipotek altına alan Ankara, reform adını verdiği belgede “KÖİ uygulamalarında etkinliği, esnekliği ve bütünlüğü sağlayacak KÖİ Çerçeve Kanunu Teklifi çalışmaları tamamlanacaktır” diyor. Buna reform mu diyeceğiz? Kelepçe mi?
Kamu ihalelerinde tanık olunan keyfilik ve adrese teslim uygulamalardan sonra “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’ndaki istisnalar önemli ölçüde azaltılacaktır. Muhafaza edilen istisnalar da düzenli olarak izlenecek ve denetlenecektir” denilmesi gibi.
Uygulamada Kamu İhale Yasası’nı delik deşik ederek defalarca değiştiren 18 yıldır ülkeyi yöneten iktidar değil miydi?
Bir de şu var:
“Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına katı sınırlamalar getirilecektir”. Sahi bu kaçıncı taahhüt? 2015’teki reformlarda da bu filmi görmüştük. Maliye Bakanlığı bünyesinde “Taşıt Modülü” kurularak kamuda sağlıklı bir taşıt envanteri oluşturulacaktı. Taşıt ediniminde etkin karar verebilmek için satın alma ve kiralama seçenekleriyle maliyetleri karşılaştırılarak tasarruf bilinci anlayışıyla ortak yöntem, usul, kriter ve standartlar belirlenecekti.” Ne oldu? Sonuç? Beş yılda geldiğimiz yer “katı sınırlama getirilecektir” mi?
Reform adı altında “yeni” diye sunulan bir takım idari düzenlemeler de yok değil. Bunların başında ilginç biçimde “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” kurulması geliyor. Eskiden olan kurumlar yeniden kuruluyor. Başkanlık rejimi her şeyi çözecek derken, ilave birimler, ilave komiteler kurularak geriye dönülüyor. Finansal İstikrar Komitesi’nde olduğu gibi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na (EKK) Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlık edecekmiş. Herhalde 2 senede eritilen 120 milyar dolarlık rezerv faciasından sonra anlaşılan birilerinin birilerine göz kulak olması, ‘siyasi gözetmenler’ atanması, gerektiğinde Cumhurbaşkanını haberdar etmesi çözümü bulunmuş.
Planlanan bir başka yeni kurum ise Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu. Amaç, “Farklı idareler üzerinden yürüyen yapının toplulaştırılması, uygulama yeknesaklığının sağlanması ve mükerrerliklerin engellenmesi”.
Yönetim dikey olunca çok daha fazla yatay kurum inşa ediyor. Ama iddiası böyle değildi. Kurum için, “piyasa gözetimi ve denetimiyle ilgili adil ve rekabetçi bir ortam oluşturulmasını teminen bağımsız bir düzenleme ve denetim yapma yetkisine sahip olacaktır” denmiş.
Gıda fiyatlarındaki artışı, soğan depoları basarak, market zincirlerine hem fiyat indirme baskısı içeren telefonlar açarak, hem de Rekabet Kurumu sopası sallayarak mücadele eden Ankara’nın bu yeni kurumu da nasıl kullanacağına hiç şüphe yok.
Sesizce yapılan bir iyi iş ise TÜİK’in “bağlı kuruluş” olmaktan çıkarılıp, “ilişkili kuruluş” statüsüne getirilmesi. Böylelikle hiyerarşik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nüfuz alanından uzaklaşmış olacak. Ancak Merkez Bankası örneğinde olduğu gibi kurum ve kuralların yerle bir olduğu yerde bu statü değişiminin yasayla temeli atılmadıkça, kuruma özerk idari ve mali statü sağlanmadıkça zor.
Bozmaya devam ederek düzeltilmez
Hukuk ya da ekonomi, “reform” adını yazınca reform olmuyor. Mevcut kurum ve kuralları işleten, uygulayan bir Ankara olsaydı neyin eksik olduğunu görüp gerekli reformlar yapılabilirdi belki. Ancak şu hali ile Ankara’nın reform yapacak hali de yok.
Bir de şu reform diye anlatılandan sevinen de üzülen de yok. Reform toplumun bir kesimine iyileştirici bir yakınsama sağlarken, bir kesimine de “acıtıcı” bir etki yapar. Reform ses getirir. Bu sesi duyan var mı?
Reformlar, sorunların ne olduğuna doğru tanı koyarak olur. Sorunu yaratanlar, doğru tanı koymak yerine hakikatleri ters yüz etmeye çalışıyor. Sorunun bizatihi kendisi, parçası olanların reform yapması olanaklı değil.
Varın biraz da siz oyalanın…
Uğur Gürses
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022