Bülent KORUCU

Bu mu başarılı operasyon?
3.04.2015
1810

 Çağlayan Adliyesi’nde Savcı Selim Kiraz’ın şehit olmasıyla sonuçlanan terör eylemi yine bir kör dövüşünün malzemesi yapıldı.

İyi bir süreç analizi ile güvenlik politikalarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Oysa biz adliye kapılarındaki avukat arbedeleri ve yüksek perdeli siyasi şovları tartışıyoruz. Göstere göstere gelen saldırılar doğru şekilde tahlil edilmezse, terörün gündemi kolayca belirlediği günlere geri döneceğiz. Bu da daha çok can kaybı ve toplumsal psikolojinin bozulması demek. Ama kimin umurunda?

Siyasî getirisi yüksek ama sosyal maliyeti korkunç gerilim politikalarının getirdiği nokta ürkütücü. Acı bile birleştiremiyorsa, millet olarak kalmakta zorlanacağız demektir. Aslında gündelik siyasî kavgalara mola vermemizi gerektiren tek unsur acı da değil. Artan güvenlik riski, kayıkçı kavgalarına kurban edilmeden masaya yatırılmalı. Yargı, güvenlik bürokrasisi ve siyaset, şapkayı önüne alıp bu riski analiz etmeli öncelikle. Bir adliye sarayında, bir savcı katledilebiliyorsa normal vatandaş kendini sokakta nasıl güvende hissedecek?

Filmi başa saralım ve nerede hata yapıyoruz? Sorusuna cevap arayalım. DHKP-C dün ortaya çıkmış bir örgüt değil. Tarihi, eylem tarzı ve militan yapısı biliniyor. Şehirlerde eylem gücüne sahip olduğu tecrübeyle sabit. En iyi takip edilmesi gereken örgütlerden diyebiliriz. Kaldı ki medya üzerinden bile takip edilse bazı ipuçları yakalanabilecek bir tarzı var. Sultanahmet’teki canlı bomba eylemini yanlışlıkla üstlendiğinde “Pardon bizim de canlı bombalarımız şehirde, onlar yaptı sandık” gibi eşine az rastlanır bir açıklamaları olmuştu. Vatan’daki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldıran Elif Sultan Kalsen, o bombacı sanılmıştı. Kalsen, yakın zamanda yine polise silahlı saldırıdan sonra elini kolunu sallayarak kaçmıştı. Savcıyı şehit eden militanlar da konuyu biraz takip eden gazetecilerin dahi tanıdığı isimler. Belli örgüt ve bilinen isimler böylesine önemli saldırıları gerçekleştirebiliyorsa ‘nerede hata yapılıyor?’ sorusu iyice önemli hale geliyor.

Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu, operasyonu başarılı bulup takdirlerini ifade etti. Rehinenin kurtarılamadığı operasyon ‘başarılı’ ise başarısızlık kriteri ne ola ki? Şehidin ailesine haberi en üst yetkililer verseydi şöyle mi diyeceklerdi: Operasyon başarılı ama babanızı kurtaramadık! Çatışma anıyla ilgili sorgulama bile öncesiyle ilgili müzakereyi gölgelememeli. Ve tabii ki sonrasında icra edilen operasyonlar masaya yatırılmalı. Toplumun gazını alacak baskınlar mı yapılıyor, yoksa gerçekten örgütün gücünü kıracak adımlar mı atılıyor? Her DHKP-C eyleminden sonra basılan İdil Kültür Merkezi gibi mekânlarda örgütün iz bırakma ihtimali var mı?

PKK ile mücadele edildiği yıllarda bu senaryo ile sık karşılaşırdık. Asli görevini ihmal edip iç siyasî figür gibi hareket eden generaller, her seferinde sınır ötesi operasyonlar ya da hava bombardımanıyla ‘PKK’nın belini kırıverirdi’. Bir sonraki sansasyonel eyleme kadar sürerdi bu yalan. Şimdi şehirlerin güvenliğinden sorumlu emniyet ve istihbarat birimleri büyük açıklarını kapatmak için aynı yolu kullanıyor. Bir yandan sembolik baskınlarla toplumun gazı alınıyor; öte yandan medya ve avukatlar üzerinden sürdürülen tartışmayla asıl sorulması gereken soru unutturuluyor? Davul-zurnayla eylem yapacağını ilan eden örgütü, adı sanı belli teröristleri, avukatlar veya gazeteciler mi engellemedi? İstihbarat elde edip eyleme geçmeden derdest etmek onların görevi miydi? İktidar erkini kullananlar öyle profesyonelce sorumluluktan sıyrılıyor ki, dışarıdan bakanlar polisi ve MİT’i muhalefet partilerinin yönettiğini sanabilir. Son söz yargı camiasına: Bu kaçıncı savcı katledilişi?.. Kendine yönelmiş saldırıları hakkıyla soruşturamayan adliyeye vatandaş nasıl güvenecek?.. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    31.01.2013 20:34

    Bence , bu yazınız her iki cinside gücendirebilir. Kodlamaları yeniden kontrol edin.

Yazarlar