Hakan Albayrak
Çin devletinin Doğu Türkistan’da tutukladığı, toplama kamplarına tıktığı ve akıbetleri hakkında bilgi vermediği Uygurların Türkiye’deki yakınları, 2020 yılının başından beri, Çin’in Türkiye’deki temsilcilerine ‘Yakınlarımıza ne oldu?’ diye soruyorlar.
Daha doğrusu, sormaya çalışıyorlar.
Dilekçeler yazdılar, resmi müracaatta bulunmaya teşebbüs ettiler, ne var ki Çinli yetkililer dilekçelerini kabul etmedi, müracaatlarını geri çevirdi.
Bunun üzerine, 2020 sonlarında İstanbul’daki Çin Konsolosluğu’nun önünde oturma eylemine başladılar.
Bir ay kadar sonra, İstanbul Valiliği, Çin Konsolosluğu’ndan söz aldıklarını, dilekçelerin kabul edileceğini bildirdi.
27 Ocak 2021’de 5 bin civarında kişinin dosyası bir arabanın bagajına yüklenip Çin Konsolosluğu’na getirildi… ve arabanın bagajında kaldı.
Çinli yetkililer, dilekçeleri kabul etmeyi bir kere daha reddettiler.
Buna rağmen İstanbul Valiliği, yakınlarının akıbetini öğrenmekten başka talebi olmayan ve “Ailem nerede?” pankartının altında oturarak sessiz protesto yapmanın ötesine geçmeyen Uygurları polis zoruyla Çin Konsolosluğu’ndan uzaklaştırdı.
O gün bugündür Çin Konsolosluğu’nun yanından bile geçemiyorlar.
***
İstanbul Valiliği’nin Çin yönetimi adına sergilediği tahammülsüzlük, sessiz protestonun Ankara’ya taşınmasına yol açtı.
Ne yazık ki Ankara Valiliği de aynı tahammülsüzlüğü sergiledi, Çin Büyükelçiliği’nin önünde sessiz protesto yapan birkaç Uygur’a mani olmayı marifet belledi.
İstanbul Valiliği’nden daha ‘yaman’ çıktı Ankara Valiliği.
Protestoculardan bazılarını gözaltına aldı.
Dahası, protestonun devamını önlemek için Uygur kardeşlerimizin ikametgâhlarını ablukaya aldı.
Dünya Uygur Kurultayı, dün yaptığı yazılı açıklamada, saygı ve nezaketi elden bırakmadan, bu rezalete tepki gösterdi:
“En masum bir talep olan ‘ailem nerede’ isteği 9 Şubat 2021’de Türk polisinin şanına yakışmayan, hiç de hoş olmayan kaba davranışlarla kardeşlerimiz tartaklanmış, 4 kardeşimiz polis arabasında 4 saat, 1 saat karakolda tutulmuştur. Elbette bazı güvenlik mensuplarının ferdi hareketleri Türk polisini temsil edemez. 10-11 Şubat günleri Kamp mağdurları kardeşlerimiz, konakladığı mekanlar polis tarafından gözetim altına alınıp serbest hareket etmelerine izin verilmemiştir. Her demokratik ülkede yapılabilecek bunun gibi en masum gösteri hakkının demokratik hukuk devleti olan Türkiye’de de yapılamaması bizi üzmüştür. Ayrıca 12 Şubat’ta İstanbul ile Kayseri’de ‘aile nöbeti’ tutan kardeşlerimizi Türk polisinin zorla dağıtması Uygurlar arasında üzüntü yaratmıştır.”
***
İstanbul Valiliği, Ankara Valiliği diyoruz ama bu bir hükümet politikası tabii.
Peki hükümet, serde demokratik hukuk devletliği olduğu halde, böylesine masum bir protestoya niçin izin vermiyor?
‘Elçilik ve konsoloslukların güvenliği, devletimizin teminatı altındadır. Protestolar her an kontrolden çıkıp yabancı devlet temsilciliklerine tehdit teşkil edebileceği için dikkatli olmamız lazım’ mı deniyor?
Öyleyse, İstanbul’daki Çin Konsolosluğu’na 700 küsur, Ankara’daki Çin Büyükelçiliği’ne 300 kilometre mesafedeki Kayseri’de niye müdahale edildi Uygur kardeşlerimizin protestosuna?
Kimse ‘Koronavirüsle mücadele kapsamında bir tedbir’ filan demesin.
Diyarbakır’daki HDP İl Başkanlığı’nın önünde oturma eylemi yapan annelerin eylemi, koronavirüs salgınına rağmen devam edebiliyor.
Ve protestocu Uygur kardeşlerimizin derdi, Diyarbakır Anneleri’nin derdinden aşağı kalır bir dert değil.
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2017’de ziyaret ettiği Pekin’de yaptığı bir açıklamada “gerek ülkemizde gerek bölgemizde Çin’e yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermiyoruz, aynı şekilde Çin’in aleyhine olan yayınlar dahil her türlü faaliyetin de önüne geçiyoruz” demişti.
Protestocu Uygulara reva görülen muamele, işte bu beyanatta faş olan hükümet politikasının gereğidir.
İktidar medyasında Doğu Türkistan’daki Çin mezaliminin mümkün mertebe üstünün örtülmesi (Çin zulmünü savunan ve mazlum Uygurlara terörist diyen Doğu Perinçek’in önünün ise alabildiğine açılması) de öyle.
Demokratik hukuk devleti standartlarında büyük skandal.
***
Hükümetin Doğu Türkistan’daki Çin mezalimine doğru dürüst tepki göstermekten şu veya bu sebeple geri durmasını anlayışla karşılasak bile (farz-ı muhal), taşkınlığın t’sini bile içermeyen sivil protestolara tahammülsüzlüğünü hiçbir kayıt ve şart altında mazur göremeyiz.
İşin ucunda “milli menfaat” olsa bile.
Çünkü hiçbir “milli menfaat”, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı olan ifade hürriyetini ve barışçıl protesto hakkını çiğnemeyi mazur gösteremez.
İcabında bu hürriyet ve bu hak için şu veya bu “milli menfaat”ten vazgeçilebilir ama tersi olamaz, olmamalı.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021
9.08.2021