Hilâl KAPLAN
"Uludere yolundayım şimdi. Biraz önce gözlerimi kapadım. Ailemden teker teker 34 kişiyi saymaya başladım. Çoğunluğu 12-19 yaşlarında olanları düşündüm. Kardeşlerim geldi aklıma, gencecik kuzenlerim... Ve yapamadım. 34'ü bulamadım. Bedenlerinin pâre pâre olduğunu tahayyül edemedim. 'Bunca yas nasıl taşınır ki?' diye sordum kendime, cevabını bulamadım."
Bu satırları havaalanına doğru giderken not defterime yazmışım. Uludere'den döndüm ama o sorunun cevabını hâlâ bilmiyorum...
Uludere notlarıma nasipse Pazar günü yer vereceğim çünkü dikkat çekilmesi gereken çok hayati bir mesele var. Hatırlarsanız, katliamı müteakip Uludere kaymakamı Naif Yavuz, köylüleri ziyarete gitmiş ve linçin eşiğinden dönmüştü. Bu hadisenin ardından köyden beş kişi tutuklanmıştı ve şu anda hâkim karşısına çıkarılmayı bekliyorlar.
Bu kişilerin kardeşleri, akrabaları veya arkadaşları devletin uçaklarından atılan bombalar tarafından lime lime edilerek öldürülmüş. Cenazeleri kilometrelerce yol yürüyerek, toprağı kazarak çıkarmışlar. Çoğunluğu tanınmayacak halde olan cenazeleri battaniyelere sarıp katırlara yükleyerek geri taşıyıp defnetmişler. Çocuğunun başını, kolunu, bacağını bulamadan, "Ben bir pinçik (avuç) et koydum tabuta" diye ağlayan anneler var. Ve tüm bunlar olurken devlet sadece savaş uçaklarıyla oradaymış! Ne zamanki bir memuruna saldırılmış, devlet hemen başını göstermiş ve halkı 'terbiye' etmekte vakit kaybetmemiş... Elli gündür katilleri bile ortaya çıkartmak aciz olan devlet, kaymakama yapılan saldırı üzerine bu insanları hapse atmış, şimdi de yargılamaya hazırlanıyor. Adalet, devletin memuru için saniye sekmiyor anlayacağınız...
İşte o kişilerden birisi, kardeşini, akrabalarını ve arkadaşlarını kaybeden 19 yaşındaki Faruk Encü ailesine hapisten bir mektup yollamış. Her an canına kıyabileceği ihtimalini yansıtan bu mektubu saldırıya uğrayan kaymakamın itirazına rağmen dava açan devlet yetkilileri iyi okusun ve Allah muhafaza Faruk canına kıyarsa bu dünyayı geçtim, ahirette ne hesap vereceklerini düşünsün. Anlayacağınız Uludere'de zulüm hâlâ devam ediyor... Buyrun:
"Sevgili Ailem;
Bu mektubu size Şırnak Kapalı Cezaevi'nden yazıyorum ve hepinizi çok özlüyorum. Biliyorum ki kardeşlerimin acısına benim de acımı eklemişsiniz ama kendinizi üzmeyin. Ben burada iyi olmaya çalışacağım başarabilirsem. Biliyoruz ki bu ülkede öldürülmek ve tutuklanmak kader haline getirilmiş. Ben de kardeşlerim gibi bize dayatılan kaderi yaşıyorum. Hepiniz benim için çok önemlisiniz. Keşke canımdan çok sevdiğim ve her gece birlikte halı sahada top oynadığımız canlarım da burada hapiste olsaydılar da bombalarla parçalanmasaydılar. Ama ne yazık ki insanlıktan nasiplenmemiş kişiler kardeşlerime ölümü, bize burayı reva gördüler. Bazen katledilen kardeşlerim, ağbilerim ve dostlarım gözlerimin önüne geliyorlar ve uyandığımda kendimi çok yalnız hissediyorum. Bazen hapishanenin ışıkları kapanınca kendimi asmak istiyorum. Serhat kardeşim bana söz vermiştin asla birbirimizi bırakmayacaktık ve beraber gözlerimizi kapacaktık bu yalan dünyada. İkimizde sözümüzde durmadık ama az kaldı sözümü tutacağım. Sizden isteğim eğer ölürsem 34 mezarın yanına benim mezarımı da kazın. Çünkü kardeşlerimin bu şekilde katledilmesini kabullenmiyorum. Bazen hayal edip şu demir kapıdan girip "Faruk, niye ağlıyorsun?" demelerini her saat her gün bekliyorum. Öldüğümde belki onların yanına cennete giderim ve eski günlerimizdeki gibi halı sahada top oynar. Eskisi gibi piknik yaparız ve Serhat kardeşim beni yine suya atar ve Hamza kardeşim de yine gülerek sudan çıkmama yardım eder.
Size seslenmek istiyorum ey insanlığını kaybedenler! Ne hakkınız vardı benden bu hayallerimi aldınız? Bize bu acıyı çektirme hakkını nerden aldınız? Ne istediniz o gencecik insanlardan ve hayallerinden, ey insanlığın katilleri! Bu ülkede hak, hukuk ve demokrasiden bahsedenler yaklaşık 50 gün geçmesine rağmen katilleri bulamadınız. Yoksa siz misiniz katiller ki ortaya çıkmıyorsunuz? Ey "ben insanım" diyenler, adalet istiyorum. Adalet Adalet Adalet istiyorum."
Ben hukuktan pek anlamam ama "hak" nedir anlamaya çalışanlardanım ve bu davada, kaymakamın kendisinin bile açılmasını istemediği bu davada "hak"kın tesisine yönelik herhangi bir hayır göremiyorum. Mahkemeler yeri gelince görevsizlik, yeri gelince takipsizlik kararı verip dava düşürebiliyorlar ya; bu dava da "vicdansızlık"tan düşürülsün! Zira bu insanlara reva görülen ve hâlâ görülmekte olan sadece ve sadece bir vicdansızlık abidesi olabilir...
Hapisteki Uluderelilere mektuplarınızla destek vermek isterseniz Şırnak Kapalı Ceza Evi'ne Fırsat Kaya (29), Ferdi Alma (19), Mehmet Altürk (55), Özcan Encü (20) ve Faruk Encü (19) adına yazabilirsiniz.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019