Hüseyin ÇAKIR
Türkiye’de sağ popülizm, İslâm inancını, değerlerini ve ritüellerini politize ederek ideoloji ile sarmaş dolaş, iç içe yürüyor. Millet popülizmi, zaman zaman modern karşıtı, çeperde, çevrede yer alan, merkez -elit, aydın, okumuş…karşıtı- mağdur anlamında kullanılıyor. Millet kavramının tarihsel uzantısı, Osmanlı dönemi İslamcılık anlamında “İslam, İslam birliği” içeriğiyle kullanılıyor. II. Abdülhamit’in “Yüce Hakan” vasfı ile anılması ve gündeme taşınması, millet kavramına yüklenen anlamla bağlam ilişkisi kurulmasındandır.
Millet popülizmi dili ve argümanlarına bakıldığında Sünni İslam’a dair her şey kullanılıyor.
Popülizm Türkçülük, Turancılık, İslamcılık olarak Osmanlı topraklarında II. Meşrutiyet ertesinde ortaya çıkıyor. Ulus devletleşmelerin Balkanlardan başlayıp Arap dünyasına yayılmasıyla parçalanan imparatorluk, Enver Paşa’nın Turan macerasıyla I. Dünya savaşına girerek imparatorluğu kurtarmak ve kayıp toprakları alarakEnver İmparatorluğu kurma hayali, 325 bin ölü, 400 bin yaralı, 250 bin esir-kayıp olmak üzere toplam 975 bin insan kaybına mal oluyor. Bu macera uğruna Osmanlı ordusunun yüzde 34,5’u yok olmuştur.
Savaş sonrası malum. Enver İmparatorluğu hayali tuzla buz oldu.
Aynı dönemde düşünce dünyasında Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık, Milliyetçilik/Türkçülük, Merkeziyetçilik-Adem-i Merkeziyetçilik ana başlıkları altında yoğun tartışmalar başlıyor. Bu akımların temsilcilerinin ortak noktası; İmparatorluğu içinde bulunduğu durumdan kurtarmak ve eski görkemli günlerdeki durumuna getirmek amacıyla çaba harcamış olmalarıdır.
Bu dönemin aydın ve düşünürleri "On Temmuz" entelektüelleri olarak tanımlanıyor. Yusuf Akuçura, Ziya Gökalp, Ali Canib, Ömer Seyfeddin, Köprülüzade Mehmed Fuad, Rıza Tevfik vb. Bu kişiler İmparatorluğu kurtarmak için halkı, halkbilimini, Türk tarihi ve folklorunu keşfetmişler; yeni bir halk tanımı ile halka doğru gidilmesini tartışmaya başlamışlar. Bu gelişmeler Türkiye’de Popülizmin başlangıcı kabul edilir.
Kimlik Popülizmi
Bugünün sağ, muhafazakâr popülizmi, Yusuf Akçura’nın Üç Tarz-ı Siyaset (1904)'te formüle ettiği, Türkçülük, İslamcılık, Osmanlıcılık tezlerini 113 yıldır döndürüp döndürüp siyasetin gündemine kurtarıcı olarak getiriyor.
Türkiye'de popülizm İttihatçılardan devralınan Türkçülük, İslamcılık, Osmanlıcılık, Batıcılık -Cumhuriyetle Batıcılık laik olarak şekillendi- Cumhuriyet tarihinin başlangıcından bugüne kadar “kimlik”ler üstünden siyaset yapma tarzı olarak devam etti.
Tarihsel arka plana bakıldığında zihniyet olarak çok fazla bir değişiklik görünmüyor. 1908’den bu güne bu döngüsü devam ediyor.
Osmanlıcılık: 1860'tan sonra ilgi gören, II. Meşrutiyet'in ilk yıllarına kadar devam eden bir düşünce akımıdır.
Osmanlıcılık devletin siyasi bütünlüğünü sürdürebilmesi için ortaya çıkarılmıştır. Bu düşünceye göre Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yaşayan herkes ırk, din, dil ayrımı olmaksızın eşit kabul edilmeli; herkes aynı haklara sahip olmalıdır. Bu, devletin yıkılmaktan kurtulması için şarttır.
Ancak yenilgiyle sonuçlanan Balkan Savaşları (1912) Hristiyan unsurların imparatorluğa karşı tutumlarını ortaya çıkarmış oldu. Arnavutluk isyanı, Araplar, Ermeniler ve Kürtler arasında başlayan milliyetçilik hareketleri. II. Meşrutiyet döneminde Osmanlıcılık, yönetici Türklerin resmi söylemi olarak kaldı.
İslamcılık: İslamcılık akımı; Şerif Mardin’in tanımıyla, özelliklerini daha çok 19. yy ortalarında kazanan, Osmanlı İmparatorluğunun uzak çevresinde ve Hindistan’da şekillenmiş olmasına rağmen 1870’lerden itibaren imparatorluğun merkezinde gittikçe güçlenen bir ideolojik davranış kümesine verilen addır.
İslamcılık. II. Abdülhamit döneminde ortaya çıkan düşünce akımlarından biridir.
İslamcılık düşüncesine göre toplumu bir arada tutan temel faktör dindir. Hangi ulustan olursa olsun, bütün Müslümanlar halifenin etrafında toplanmalıdır diyorlar.
İslamcılar, Batı'nın Osmanlı'ya göre çok ileride olduğunu kabul ediyorlardı. İmparatorluğun çöküşünün sebebi İslam dini değildir. İslamiyet, bilime ve yeniliklere açık bir dindir. Batı'nın bilim ve teknolojisi alınmalıdır; bunda bir sakınca yoktur.
Ancak Batı'nın ahlakı bizden daha ileri değildir. Onların ahlakının ve yaşantısının taklit edilmesi yanlıştır. Batının tekniği alınmalı, ama taklitçilik olmamalıdır. Batı'nın Osmanlı İmparatorluğuna ve öteki Müslüman ülkelere uyguladığı politikaları engellemenin tek yolu "İttihad-ı İslam" (İslam birliği)dir.
İslâm birliği düşüncesine ters düşen ulusçuluk anlayışını şiddetle eleştirerek çürütmeye çalıştılar. Devlet, hilafet kurumu, anayasa, milli hâkimiyet gibi meseleler de İslâmcıların tartıştıkları başlıca konular arasında yer aldı.
Türkçülük: Türkçülükle ilgili çalışmaların geçmişi Tanzimat dönemine uzanır. Tanzimat dönemine kadar Türk sözünden yalnız Osmanlı Türkleri anlaşılıyordu; Tanzimat devrinde Türk kelimesinin anlamı birdenbire genişledi ve "Türk" sözü dünyadaki bütün Türkler için kullanılır hale geldi.
Yusuf Akçura, Osmanlı İmparatorluğu’nun tekrar eski gücüne kavuşabilmesi için devletin resmî olarak benimseyebileceği muhtemel üç ana düşünceyi (Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük) tetkik etti. “Üç Tarz-ı Siyaset” makalesi, siyasî alanda Türkçülük meselesini ilk defa ortaya atmış oldu. Yazıda, Osmanlı Devleti’nin takip edebileceği üç siyaset, Osmanlıcılık, İslâmcılık ve Türkçülük açık şekilde ele alınıyor ve sonuçta bazı hükümlere varılıyordu. Akçura bundan sonra İslamcılık (İslâm birliği) ve Türkçülük (Türk birliği) siyasetlerinin tartışmasına geçiyordu. Türkçülük, Dili, soyu, âdetleri ve genelinin dinleri bir olan ve Asya’dan Avrupa’nın doğusunda kadar uzanan Türklerin birleşme fikri ortaya atıyor.
Milliyetçilik hareketi 1908'den sonra önce kültürel bir akım olarak başlıyor. Bu hareket, Balkan Savaşları'ndan sonra dernekler ve yayın organları oluşturmak suretiyle siyasi bir nitelik kazanıyor.
Rusya'dan kaçarak İstanbul'a gelen bazı Türklerin kurduğu "Türk Derneği" bu hareketin merkezi oldu. Bu derneğin kapanmasından sonra önce "Türk Yurdu Cemiyeti" daha sonra da "Türk Ocağı" kuruldu. Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Yurdu dergisini çıkardı. Türk Ocağı derneğinin kurucuları Mehmet Emin Yurdakul, Ağaoğlu Ahmet ve Dr. Fuat Sabit'tir.
3 Temmuz 1911’de kurulan Türk Ocağı Derneğinin resmi kurucuları şair Mehmet Emin (Yurdakul), Ağaoğlu Ahmet ve Dr. Fuat Sabit (veznedar) Beylerdir. Balkan Harbi’nden sonra seçilen yönetim kurulu Hamdullah Suphi Tanrıöver (Reis), Akçuraoğlu Yusuf (İkinci Reis), Halis Turgut, Hüseyin Ragıp, Dr. Akil Muhtar (Özden) ve Dr. Hüseyin Ertuğrul’dan oluşmaktadır.
Türk milliyetçiliği Batıdaki ulusçuluklar gibi tamamen toplumsal dinamiklerle ortaya çıkmış değildi.
Batıcılık (Garpçılık): Devleti kurtarmak ve modernleştirmek amacıyla Tanzimat'tan sonra ortaya çıkan fikir akımlarından biridir. Batıcılık fikrinin temelini Tanzimat dönemindeki ve daha önceki ıslahat hareketleri oluşturur.
Batıcılık düşüncesinin ilk savunucuları bizzat padişahlardır. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa bu düşüncenin öncülerinden biridir. Batıcılara göre Osmanlı Devleti'nin en önemli sorunu Batılı olamamaktan kaynaklanmaktadır.
Batıcılara göre ışık kaynağı Batı'dır, ona gitmek şarttır. 1860'tan sonra Batılılaşma hareketinin öncüleri Jön Türklerdir.
Batılılaşmak, Avrupa devletlerine benzemek kaçınılmazdır. İslamiyet'in yanlış yorumlanması ve batıl inançlar kalkınmaya engel oluşturmaktadır. Özel teşebbüs desteklenmelidir.
Batıcılara göre Osmanlı Devleti’nin en büyük sorunu Batılı olmamaktan kaynaklanmaktadır. Dolayısı ile tek kuruluş yolu vardır o da uygar bir devlet ve toplum halini almaktır.
Batıcılar o dönem için radikal diyebileceğimiz düşünceleri savunmaktadırlar. Bunların arasında padişahın tek eşli olması, fes’in atılarak şapkanın benimsenmesi, kadınların diledikleri tarzda giyinmelerine ve dolaşmalarına izin verilmesi, mevcut abecenin atılarak Latin abecesinin benimsenmesi, okuyuculuk, üfürükcülük, falcılık vb. davranışların yasaklanması, medreselerin kapatılarak batı kolejleri tipinde okulların açılması, birer tembellik yuvası olan tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi yürekli isteklerde bulunabilmişlerdir.
Fakat Batıcılık düşüncesini savunanlar bu dönemde bir siyasal oluşum içinde toplanamadılar. Genellikle dağınık kaldılar. Ancak, düşüncelerinin önemli bir kısmı Cumhuriyet’in ilanından sonra uygulama alanı buldu.
Bu döngü bugün “milliyetçi ve İslamcı” birlikteliğinde güncellenmiş bulunuyor.
Popülizm Demokrasi Lafı Yapar Ama Sevmez
"Milli ve Yerli” popülizmi, millet iradesini demokrasinin önüne koyarak, demokratik kurumların işleyişini kadük hale getiriyor. Demokrasi, demokrasi diye bağırarak, katılımcı demokrasinin yerine lider iradesi geçiriliyor. Demokrasi, liderin liderliğini güçlendirmek için araç olarak kullanılıyor, araçsallaştırılyor.
Baskın Oran, popülizmin yakın geçmişimizdeki yerini şöyle tanımlıyor.
“1) İttihat-Terakki döneminde, Türkçülük akımının doğmasına yardımcı oldu;
2) Kurtuluş Savaşı döneminde, Anadolu’nun ezici çoğunluğunu oluşturan Müslüman halkla Kemalistlerin bütünleşmesine yardım etti;
3) ‘Halkçılık’ ilkesi 1931’de Cumhuriyet Halk Fırkası programına, 1937’de de anayasaya girdi. Hedef, başlayan devletçiliğin kaçınılmaz olarak yaratacağı sanayi proletaryasının o günkü toprak ağası - tüccar – bürokrat koalisyonuna sorun çıkarmasını önlemekti. Nitekim, CHP Genel Sekreteri Recep Peker 1934’te bunu dile getiriyordu: “Bizim halkçı vasfımız sınıf mücadelesini yaratan doktrinlerin tamamı tamamına zıddınadır.”
4) Uzatmayalım, şu andaki fonksiyonu, Erdoğan’ın Tek Adam rejimine koltuk değnekliği. Bütün o “Yav!”ların, “Terbiyesize bak!”ların, muhtar toplantılarının, memurlara dağıtılan ulufelerin, idama güzellemeler düzmenin, bütün o “Senin her yerin yaptırım olsa ne yazar!”ların amacı, Kasımpaşa alışkanlığının çok ötesinde, planlı-programlı biçimde popülizm yapmak. En başta da, demokrasiye dönüşü isteyen Batı’yı hedef göstererek” (B. Oran, Agos) .
Tek Parti döneminin sona ermesiyle biten entelektüel popülizm, Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan’la liderlerde şekillenen muhafazakâr sağ siyasî popülizm, din/Müslüman kimlikle şekillendi ve kullanıldı.
Kimlik popülizmini kullanmayan tek lider Bülent Ecevit olmuştur. Ecevit’in “Halkçılık” popülizmi, Batılı anlamda sol popülizm kavramı içinde yer alıyor.
İktidarın, muhafazakârların ve sağın güncel popülizm temaları “milli ve yerlilik.” Bu temalar, sistemin değişimine destek için milliyetçilik/ulusalcılık olarak toplumun kutuplaşmasını derinleştiriyor.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, yaptıkları araştırmada ortaya çıkan kutuplaşmanın geldiği boyutu şöyle ifade ediyor; “…gitgide ortak yaşama dair iradeyi kaybediyoruz. Ortak yaşama arzumuzu kaybediyoruz. Ortak geleceğe olan inancımızı kaybediyoruz. Mesele iktidar partisinin gitmesi gitmemesi meselesi değil. Mesele ortak geleceğe olan inancımızı yeniden tazelemek, yeniden biz duygusuna kavuşma meselesi. Ne yazık ki bu gün ki siyasi ortamda bunun çok uzağında olduğumuz açık."
“Milli ve Yerli” popülizm, iktidar gibi düşünmeyen, iktidarı eleştiren herkesi, “gayri milli”, millet- devlet düşmanı” ilan ediyor. Bu popülist dil ve söylemin OHAL yoluyla pratik uygulamalarla devam etmesi, “ortak gelecek ve yaşamı” tehlikeye atıyor.
“Popülizme karşı çözüm ‘sol popülizm’ olamaz.” ( Jan-Werner Müller) Batı’da merkez sağ ve sol partiler radikal sağın kullandığı argümanları yumuşak biçimde kullandılar ve kendileri kaybederken, radikaller güçlendi.
Türkiye ise, “milli ve yerli” popülizm rüzgârına kapılarak antiemperyalist mücadele verdiklerini sanan sol, laik, Kemalist ve Muhalifler, milliyetçi, İslamcı popülizmi haklı çıkartıyor.
Bu konuya önümüzdeki hafta, Sol Popülizmle devam edeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018