Kerem ALTAN
Fatih Saraç: “…. şimdi mesela Uludere’yi bu sene biz görmedik biliyorsunuz televizyon olarak da hiç görmedik”.
Taner Yıldız: “Doğru”.
Fatih Saraç: “Allah’a şükürler olsun ne televizyon ne gazeteden gördük kendisi de ona dikkat etmiş dedi ki ya Fatih bin kişi zor topladılar dedi medya dedi bu işin arkasında olmayınca dedi bin kişi zor topladılar dedi”.
Taner Yıldız: “aynen öyle işte aynen öyle…”
Bu konuşma, Habertürk “misyoneri” Fatih Saraç ile Enerji Bakanı Taner Yıldız arasında geçiyor.
Saraç, 34 kişinin öldürüldüğü Roboski katliamıyla ilgili ne Habertürk gazetesinde, ne de Habertürk TV’de bir tane bile haber yaptırmayarak “misyonunu” başarıyla yerine getirdiği için Allah’a şükrediyor, kendisine bayılıyor.
Bakan Yıldız da bu “tutum”dan oldukça hoşlanıyor, destekliyor.
Bu ülkenin bile tarihinde görmediği rezaletler, hukuksuzluklar, haksızlıklar, mutsuzluklar yaşanıyor.
34 insanı uçaklarla, bombalarla öldürüp kimsenin bu ölümlerden bahsetmesini istemiyorlar.
Medyadaki emir erleri vasıtasıyla bu konuyla ilgili herhangi bir haberin basında yer almasını engelliyorlar.
Gazetelere “misyonerler” yerleştirip cinayetin “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde” kaybolması için çırpınıp duruyorlar.
Bu ülkenin Başbakan’ı istiyor bunu. Hatta memnuniyetini dile getiriyor.
Kendi iktidarı döneminde kendi insanlarının bombalanarak öldürülmesinin ve bunun hesabının sorulmamasının utancını çoktan yenmiş, bir de kimse o ölümlerin hesabını sormasın, kimse o ölümlerden bahsetmesin diye gazetelere, televizyonlara emir salıyor.
Basında Roboski katliamının üstünü kapatmak için yazılan yazıları hatırlıyoruz. Kirli kalemler Roboski’nin hesabını sormaya çalışanlara saldırıyor, Roboski’nin hükümete karşı bir komplo olduğunu söylüyor, “herkes anladı bir siz anlamadınız” diyor ya da 34 insanı öldürenlerin ortaya çıkmasını talep edenleri barış sürecini yıkmaya çalışmakla suçluyorlardı.
Şimdi o katliamı unutturabilmek için basına nasıl baskı yapıldığını öğreniyoruz. Normal bir ülkede hükümeti de, o hükümetin emir eri haline gelmiş basın yöneticilerini de götürecek skandallar zincirini, “bunun sonu ne olacak” diye izliyoruz.
Bir ülkede siyasi iktidar “suç” ya da “suçlar işlediğinde genellikle iki tür gelişme yaşanır.
Ya hükümet istifa eder ve yargı sürecinin işlemesinin önünü açar. Yargı kararını verir.
Ya da hukuktan kaçmak isteyen iktidar, hukuk dışına çıkarak büyük bir baskı kurar ve faşizmin karanlık sularına yelken açılır.
Bizde suçüstü yakalanan iktidar hukuku reddediyor, yargılanmaya direniyor, yolsuzlukları da, hırsızlıkları da, Roboski katliamını da bir sessizliğin altına gömmek istiyor. Hiçbir suçun hesabını vermeye yanaşmıyor. Basına yerleştirdiği adamlarıyla yayın organlarını denetim altına alıyor, suçlarıyla ilgili haberlerin yapılmasını, muhalefetin eleştirilerinin duyulmasını önlemeye uğraşıyor.
Yasaları uygulamayan, yargıyı çökerten, basını “alo Fatih”leriyle, sokakları polis Toma’larıyla bastıran siyasi iktidar, bütün bunları yapabilmek için kendine müttefik olarak “milli orduyu” seçiyor. Bu ittifakı güçlendirmek için Ergenekon’a ve darbecilere açılan davaları “kumpas” olarak ilan ediyor.
Bizim “yandaşların” asla dile getirmediği bu gerçekleri İmralı’dan gören Abdullah Öcalan ise uyarıyor, “böyle giderseniz darbecilerin oyuncağı olursunuz.”
“Alo Fatih”le açılan yolun sonunda “darbecilerin oyuncağı” olmak kaçınılmaz, bu insafsız sansürü sürdürmek için “silahlı bir güce” muhtaçlar çünkü.
Bu ülkede yaşayan herkes, AKP’lisi de AKP’li olmayanı da bu işin böyle devam edemeyeceğini görüyor, bir yerinden kırılacak bu tuhaf rejim. O kırılma noktasından ya hukuka ve özgürlüğe sapacağız ya da iktidarın sonunda “darbecilerin oyuncağı” haline geldiği koyu bir faşizme.
Eğer halk AKP’yi tepkileriyle ve oylarıyla ciddi bir biçimde uyarmazsa, buradan gidilecek yer faşizm ve “alo Fatih” rejimi olacak gibi görünüyor.
İktidarın bunu tercih ettiği bütün uygulamalarıyla, konuşmalarıyla “kumpaslarıyla” açıkça anlaşılıyor.
Halkın neyi tercih ettiğini ise 30 Mart akşamı öğreneceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014