Mehmet Ocaktan
Liberal demokratlar işin başında dünyayı değiştirmek istiyorlardı ve demokratik değerlere ulaşmak hedefiyle yola çıktılar. Ancak 1980’lerde bir yerlerde bir şeyler oldu ve liberal fikirlerde derin bir muhafazakarlaşmaya tanık olmaya başladık. Modern toplumda inanılmaz bir etki gücüne sahip olan liberal düşünce, 1980’lerde sağın yükselişiyle birlikte değişimci özelliğini kaybetti ve “Dünyayı stabil tutalım” söylemine kilitlenip kaldı.
Şaşırtıcı olan şu ki; insanların hayal etme biçimini liberal alanın dışına çeken ve dünyayı değiştireceğini söyleyen, “Yeni, özgür, adil bir dünya istiyoruz” sloganıyla yola çıkan hareketlerin hiçbiri başarıya ulaşamadı.
Çünkü bu hareketler, yaratmak istedikleri toplum biçimi hakkında hiçbir fikre sahip değiller. Bu yüzden de saman alevi gibi parlayıp sönüyorlar. “Wall Street’i işgal et” dalgasını, Tahrir Meydanı’nı kim hatırlıyor şimdi, hiç kimse...
Manzaraya siyaset açısından baktığımızda da durumun hiç iç açıcı olmadığını görüyoruz. Mesela Obama’nın ana sloganı “Değişim”di ne oldu? İşin başında neredeyse, şimdi tam olarak oraya geri döndük.
Maalesef liberal demokrasi kendi konforlu dünyasının dışına çıkamadığı için insanlar, bütün politikalarını yabancı nefreti, İslam karşıtlığı ve ötekileştirme üzerine bina eden popülizm figürü Trump’ın kahraman olduğu bir zamana özlem duyuyor hale geldiler.
***
Evet şu anda olup bitene dair müthiş bir tatminsizlik ve toplumsal değişim için açlık olmasına rağmen, neden değişimin gerçekleşmediğini esaslı bir şekilde sorgulamak gerekiyor. Her şeyden önce liberal demokratik dünyanın nerede hata yaptığına bakması gerekiyor. Mesela Afganistan’a gidip kötü savaş liderlerini saf dışı bırakınca insanların mutlu olacağını zannettiler, am öyle olmadı.
Ünlü yönetmen Adam Curtis, verdiği bir röportajda Bitter Lake filminde Afganistan’a olan bu yaklaşımın işleri çok daha karmaşık hale getirdiğini göstermeye çalıştığını belirterek şunları söylüyor: “1979 devriminden bu yana iktidar mücadelesi yaşanan Afganistan gibi bir yerde, hiç kimse iyi ya da (bazı psikopatlar dışında) hiç kimse tamamen kötü değil.”
Belki de bazı şeylere yeniden bakmayı denemeliyiz, illa siyasetçilerin baktığı pencereden bakmak zorunda değiliz, zira siyasetçilerin düşündüğünden çok daha karmaşık bir dünya var dışarıda.
Bir kere her şeyden önce demokrasinin durağan bir kavram olmadığının altını çizmek gerekiyor. 2500 yıl önce Atina’da doğan bu kavram zamanla sürekli gelişmiş ve yeniden üretilmiştir. Unutmayalım, katılımcı demokrasi temsili demokrasinin eleştirisinden doğmuştur. Yani değişim için eleştiri şart.
Maalesef küreselleşme liberal demokrasinin temellerini aşındırmaya devam ediyor. Kabul edelim ki bugün demokrasiye tehdit oluşturan popülist rejimleri bir bakıma liberal sistemin yarattığı eşitsizlikler besleyip geliştirmiştir. Zira liberal demokratik sistemin kendilerine haksızlık ettiğini düşünen kitleler, popülist liderleri bir kurtarıcı gibi görmektedirler.
Eğer liberal demokratik dünya popülizme teslim olmak istemiyorsa, öncelikle bu karmaşık dünyanın karşısında odalarına çekilip oyuncaklarına bakmaktan vazgeçmelidirler. Pencerelerinizi ne kadar sıkı kapatırsanız kapatın, dışarıda korkunç bir dünya var...
Batı demokrasilerinin bakış açısındaki problemin tespiti açısından şöyle bir örnekleme yapmakta yarar var. Mesela IŞİD kötücül ve iblis bir örgüt. Ama eğer IŞİD’in 2003’teki Irak işgalinin oluşturduğu ortamdan filizlenen bir örgüt olduğunu göremezseniz, ya da görmek istemezseniz yanlış sonuçlara ulaşırsınız. Ne yazık ki Batı dünyası, olayın bu boyutuna bakmayı bugüne kadar hiç denemedi bile...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025