Metin Münir
Çok az şey vardır ki insanı cinsel açlık kadar mutsuz etsin.
Fiziki açlığın nedeni kıtlık veya parasızlık nedeniyle insanın karnını doyuramamasıdır.
Cinsel açlığı yaratan ise kadın veya erkek darlığı veya parasızlık değildir.
Dünyada milyarlarca kadın ve erkek var.
Ama aynı zamanda milyonlarca, belki milyarlarca insan var ki bastırılmış cinsel arzular, yani cinsel açlık veya tatminsizlik içindedir.
Bu durumdaki insanlar, insanlığın çoğunluğu, şiddete başvurmağa yatkındırlar. Mutsuz, küskün, saldırgan, alkol veya uyuşturucu bağımlısıdırlar. Kadın dövücüsü ve ırza geçicisidirler. Ve bin bir türlü psikozun kurbanıdırlar.
Bahsettiğim hayat zehirleyicilerin oluşmasının nedeni cinsellikle ilgili yasaklardır; yasalar, kurallar, gelenekler, din, aile, çevre ve devlet baskısı.
Bu kısıtlar toplumdan topluma, ülkeden ülkeye değişebilir. Değişmeyen, cinselliğin ilkel kabileler dışında her yerde, insan doğasına ve eğilimlerine ters yasaklarla kuşatılmasıdır.
Ama her zaman böyle değildi.
Bugün mutsuzluk kaynağı olan birçok şey gibi -maaş karşılığında zamanını ve özgürlüğünü satmak mesela- bu da insanın avlanma ve toplamayı bırakıp tarım ve hayvancılığa geçmesiyle başladı.
Sosyolog ve antropologların araştırmaları cinsel zevkten mahrumiyetin, fiziki şiddetin arkasındaki belki de en büyük neden olduğunu gösteriyor.
Elliye yakın ilkel kavimde -yani hayatlarını avcılık ve toplayıcılıkla sürdüren küçük topluluklarda- yapılan araştırmalar hangisinin barışçıl, hangisinin saldırgan olduğunun yüzde yüz cinsellikle bağlantısı bulunduğunu ortaya çıkardı.*
Herkesin, cins ve yaş gözetmeksizin cinselliğini özgürce yaşadığı kabileler kesinlikle barışçıl oluyorlar.
Amazon yağmur ormanlarının en ücra köşelerinin birinde yaşayan Pirahãların seks hayatı bu özgürlüğün nasıl bir şey olduğuna iyi bir örnektir.
Pirahãlar arasında otuz yıl yaşayan Amerikalı Daniel Everett’in kitabından** özetliyorum:
Bir kadın ve bir erkek aynı kulübede yaşamaya başladılar mı evlenmiş sayılır. Düğün dernek veya başka bir ritüel yoktur.
Evli bir kadın veya erkek bir başkasıyla köyü terk edip ormanda iki - üç gün geçirdikten sonra geri döner ve birlikte yaşamaya başlarsa eski eşlerinden boşanmış addedilir. Eski eşler buna üzülseler de sakin bir biçimde durumu kabullenir.
Şiddete başvurulmaz.
Evlilik öncesinde kız ve oğlanlar keyiflerince birbirleriyle yatarlar. Aynı serbesti evli olmayan yetişkinler için de geçerlidir. Çocuklar da cinselliği araştırmakta hürdür.
Pirahãlarda evlilik vardır ama tek eşlilik yoktur.
Daha çok dolunay gecelerinde yapılan danslara bütün köy katılır. Müzik aletleri yoktur. Eller çırpılır, ayaklar yere vurulur, şarkı söylenir ve dans edilir. O gecelerde, evli ya da bekâr olsun, isteyen istediği ile yatabilir.
Cinsel özgürlükleri nedeniyle köydeki insanların büyük bir bölümü birbiriyle yatmıştır.
Everett’e göre, Pirahã toplumunda şiddet ve saldırganlığa ender rastlanılması ve rastlanıldığı zaman da hiç kimse tarafından hoş görülmemesinin nedeni, birbiriyle yatmanın insanlar arasında yarattığı yakınlıktır.
Atalarımız on binlerce yıl Pirahãlar gibi mutlu ve özgür yaşadılar.
Ardından yerleşik yaşam, tarım ve hayvancılık geldi ve onun ardından da o hayatı düzenlemeyi amaçlayan tek tanrılı dinler. Ve onların getirdiği insan doğasına aykırı cinsel yasaklar ve tabular ve bunların doğurduğu mutsuzluk, kişiler ve toplumlar arası şiddet, bağımlılıklar ve ruhsal sorunlar...
Kurtuluş olacak mı bunlardan? Yoksa şiddet ve mutsuzluk ebediyen insanların kaderi midir?
* Civilized to Death (Ölümüne Medenileşmiş)/ Christopher Ryan/ Türkçesi yok.
** Daniel Everett/ Don’t Sleep, There are Snakes (Uyuma, Yılan Var)/ Türkçesi Yok.
NOT: Yazılarıma 9 Ocak'a kadar ara vereceğim. Herkese erkenden "Yeni yılınız kutu olsun" diyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2021
1.02.2021
24.01.2021
18.06.2020
4.06.2020
29.02.2020
27.02.2020
25.02.2020
13.02.2020
30.01.2020