Namık ÇINAR
Sıra sizde, ey AKP’liler!
Bir siz kaldınız ayılmayan,
uyanmayan,
gerçeği halâ göremeyen.
Bırakın küçük hesapları bir yana.
İnançlarınızın okşandığını zannettiğiniz bir düşten silkinip doğrulmanız için,
daha nasıl bir çimdik gerekiyor size?
Robin Hood değil,
bildiğiniz harami bunlar;
bildiğiniz din simsarları.
Hem sizi sömürüyorlar her konuda,
hem sizin sırtınızdan herkesi.
On üç sene önce, böyle değildi elbet yola çıkarlarken.
Toplumsal erdem ve ortak akıl egemendi, o sıralar partinize.
Tarihin o konjonktüründe,
Türkiye’nin sosyopolitik labirentinin tek çıkış kapısıydı,
önünde durdukları yer.
Ne Kemalist militaristlerin,
ne solcusuyla sağcısıyla diğer toplumsal kesimlerin
bilincinde oldukları küresel bir süreçten geçiliyordu ki,
tek şansıydılar ülkenin.
Atlantik Denizi’nden esen “Batı” rüzgârlarının iyot kokusu sinmişti,
değişim özlemlerinin,
reform isteklerinin ruhuna.
Ama ne çare ki,
yürümediler o yolu.
Çıkarlar,
Çalıp çırpma hastalıkları
ve gelenekçi Doğu’nun miskin kültürü,
daha baskın geldi sonunda.
Buram buram
çoğulcu,
katılımcı,
özgürlükçü
bir iklimden,
giderek “tek başına hükmetme” şizofrenisinin tutsağı olacakları
oksijensiz bir atmosfere sürüklendiler.
Böylece AKP,
çağdaş metotlarla oynanan takım oyunu yerine,
arsız bir çocuk gibi topu inhisarına alarak
kalecisi de,
stoperi de,
forveti de,
antrenörü de,
hakemi de,
kuralcısı da,
hep kendisi olan;
etrafına topladığı bir avuç şarlatanın amigoluğu eşliğinde tek başına maç yapabileceğini sanan
bir akıl dışılığın içine düştü.
Eğer engellenmezse,
şimdi artık bir ayak bağı,
bir belâ,
bir yok etme aparatı da oldu.
Sadece ekmek kadar, su kadar elzem reformların köküne kibrit suyu dökmekle kalmadı;
seksen yıllık “ancien regime”in pörsüyen değerlerini sulayarak,
kılcallarına özsuyu yürümesini de sağladı.
Yeniden palazlanmaları,
meşrulaşmaları için
onları emzirdi de.
Öyle ki;
halkın 2002’lerden itibaren yeşermeye başlayan “yeni gidişat” dinamiklerinden yana olan benim gibi kimselere,
şimdi o kesimler
tüm azgınlıklarıyla tekrar sövmeye başladılar.
Bunu,
“değişim ivmesi”nin değil de,
bizatihi bir despotun desteklenmesiymiş gibi göstermeye çalıştılar.
Ben, ideolojisiyle yetiştirildiğim Kemalizm’in bile adamı olmadım da,
şeriatçı müsveddelerinin mi olacağım?
Yaşamın şaşılası sıkıntılarını çekerken, nice fırsatlar doğduğu hâlde, kim istemez kalemini satmadığının görülmesini?
Yedi göbek soyuyla devletten geçinirken,
ömrü hayatında bir kez olsun üretkenlik sınavı vermemiş
ve iskambil kulesi gibi ezberlerden müteşekkil sığ dünyasıyla,
aslında küçümseyegeldiği kara kalabalıklardan pek farkı olmayan bu konformistlere kulak asacak da değilim elbet!
Lâkin böylelerin dil uzatması,
koyuyor gene de!
Sonra… havsalanın alamayacağı kadar da merkezileşti
ve ülkeyi de merkezileştirdi, AKP.
Oysa çağımızın aktığı yer,
yekpare blok hâldeki toplumsal yapılardan,
kırılmak yerine daha çok esneyen
ve daha “yerindenlikçi”,
daha “yönetişimci”,
“kaşı gözü görülür hâle gelmiş birey” ölçeğinin esas alındığı
daha “somut mekânlar”dır artık.
Biz AB’ye bile,
henüz “ulus-devlet” alışkanlığını sürdürdüğümüz için,
28 ülkeden oluşan bir sistemmiş gibi bakarız.
Oysa AB’yi,
insanı birörneklikten kurtarıp özgürleştiren,
kültürlere, kimliklere, haklara saygılı,
bölgesel bazda birbirleriyle her türlü ilişkiye açık,
ve yerinde durmayan, hâlâ ilmik ilmik dokunarak gelişen
270’ten fazla “bölge yönetimi” olarak görmek de mümkün.
Öyleyse…
başka türlü dünyalar kurulurken,
sizi şarkın maceralarına sürükleyenleri o tahtlarından def etmeyecek misiniz?
Tom Miks’ten mi yanasınız, Binbir Surat’tan mı?
Zorro’dan mı, mütegallibeden mi?
Spartaküs’ten mi, Roma’dan mı?
İnce Memed’den mi, Abdi Ağa’dan mı?
Köroğlu’ndan mı, Bolu Beyi’nden mi?
Yarın bunu o sandıkta
göstermeyecek misiniz?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016